| Eğer yerler kepek olursa, üzerine her bastığında sinirlerin bozulur. | Open Subtitles | إن كان هناك قشرة على الأرض ستنزعجين كلما دوستِ عليها |
| Sadece hayal gücüm. Bazılarında taban çökmesi vardır. Bazılarında kepek. | Open Subtitles | السبب هو شطحات الخيال لدي ، بعض الناس أرجلهم مستوية ، و بعضهم لديهم قشرة في الشعر |
| Şu kepek şampuanı reklamından beri... düzgün bir maaş çeki almadım. | Open Subtitles | لم احصل على عرض لائق منذ ان اديت اعلان القشرة |
| - Hayır çilekli mi yoksa kepek şampuanı mı? | Open Subtitles | مثل شامبو الفراولة؟ او ضد القشرة |
| Bunu denemelisin. İçinde kepek var. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجربي هذا فبها نخالة كاملة بداخلها |
| Sen incirli puding yerken ben her gün toz kepek yiyebilir ve yine senden önce ölebilirim. | Open Subtitles | و إذا أكلت النخالة كل يوم بينما تأكل أنت البودينج ربما أموت أنا أولاُ |
| Omuzları kepek dolu cepleri delik çılgın tipler. | Open Subtitles | مجموعة من المتطفلين مع قشرة على أكتافهم وثقب في سراويلهم |
| Saçlara gelince ... suç mahallinde saç kılı veya kepek bırakmaktan sakınmak için daima mousse kullan. | Open Subtitles | . استعمل الموس دائما حتى لا تترك اى شعر او قشرة فى مسرح الجريمة |
| Ne rahatsızlığınız olursa olsun, kanser, raşitizm, felç, grip, belsoğukluğu, kepek. | Open Subtitles | أنا لا أبالي مم تشكو : سرطان كساح لا يهمني قشرة راس , أنفلونزا الخنزير |
| Bir kepek tanesinde bile senin omzundaki un çuvalından daha fazla karakter vardır. | Open Subtitles | له شخصية مسرحية لديه أكثر من شخصية في قشرة من قشور رأسه |
| Bir kepek ilacı için acayip para harcadılar ama yan etki olarak feci bir anüs sızıntısı yapıyor. | Open Subtitles | انهم ينفقون العديد من الأموال ليطوروا دواء قشرة الرأس الذى لديه اعراض جانبية بشعة فى التسريبات الشرجية |
| kepek ve agresif gece osurukları nasıl senin kişiliğinin bir parçasıysa. İyi, neyse. | Open Subtitles | كما أن قشرة الرأس وأصوات الصفير الليلية جزء من شخصيتك. |
| "Head and Shoulders" gibi kokuyor. Sende kepek yok. | Open Subtitles | رائحته كـ (هيد أند شولدرز) ولكنك لا تعاني من القشرة |
| Amo yada Lux alsana sakın Palmolive alma, kepek yapıyor. | Open Subtitles | اجلبي (آمو) أو (لوكس) وليس (بالموليف) بالتأكيد، فقد اصابتني القشرة منه |
| Amo yada Lux alsana sakın Palmolive alma, kepek yapıyor. | Open Subtitles | اجلبي (آمو) أو (لوكس) وليس (بالموليف) بالتأكيد، فقد اصابتني القشرة منه |
| Saçınla kepek şampuanı gibi. | Open Subtitles | مثل علاقة شعرك بشامبو القشرة |
| Uh, ofisimdeki banyodan nemlendirici kepek şampuanımı... | Open Subtitles | هل جلبت شامبو علاج القشرة |
| "Nortfluskers" kepek halkasiydi ama. | Open Subtitles | لقد كانت حبوب نخالة نورتفلوسكرس الدائرية |
| # Sadece cesur ol ve biraz kepek ye. # # Düşür nedenleri kakanın içinde. # | Open Subtitles | كوني قوية وكلي نخالة وأنزلي كل مابداخلك |
| Maruienne'deki zavallı fırıncı gibi una kepek ilave etmeni hiç tavsiye etmem. | Open Subtitles | أنا أنصحك أن لا تضعي نخالة في الطحين مثل الخباز المنبوذ .(في (مورين |
| Ellerimiz pek temiz denemez. kepek ekmeği yemem. | Open Subtitles | لسنا معروفين بالسمعة الجيده أنا لا آكل النخالة |
| kepek var, muhtemelen ekmeğin içindeki en faydalı şey, ya da fiber var, çünkü fiberle dolu, kepek bir fiber. | TED | مثل النخالة .. والتي هي ربما اكثر شيء مفيد في الخبز لنا او انها الالياف .. ولكن النخالة مليئة بها اي ان النخالة هي الالياف |
| "hem kötek yedi köpek hem kepek yedi köpek" | Open Subtitles | "شمشون يعرف ان اصابعه ليست ورود. كما افترض ان تكون اصابعه هكذا". |