"kişi değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس كما
        
    • ليس الشخص
        
    • ليست من
        
    • ليس الرجل
        
    • ليس شخص
        
    • ليس شخصاً
        
    • ليست كما
        
    • ليس الذي
        
    • ليس الفتى الذي
        
    • ليس فرد
        
    • ليست ما
        
    • ليست الجاسوسه التي
        
    • ليس من يدعي
        
    • لَيستْ التي
        
    • الرجل ليس
        
    Kitabı bu kişiden aldım ve okudum. Sonra düşündüm ki bu kişi söylediği kişi değil yani o bir sahtekar. TED ولذا حصلت الكتاب من هذا الشخص، وبدأت في قرائته، وأنا أفكر إن هذا الشخص ليس كما يقول فهو محتال.
    Dr. Bailey, Huevelmans Gölü'nde kaybolan tek kişi değil iki hafta önce bir izci grubu fosil araştırması için buradaymış. Open Subtitles الدّكتور بيلي ليس الشخص الأول للذهاب فقدان من بحيرة هويفيلمانس مؤخرا. قبل أسبوعين، قوّات كشّاف كان خارج صيد متحجّر هنا.
    Ne gördüğümü biliyorum. O kız zannettiğin kişi değil. Open Subtitles أعرف ما رأيت الفتاة ليست من تعتقد أنها هي
    Meteor ucubesi teorimiz tepiyor. Meteor taşlarından etkilenmeden yetenekleri olan tek kişi değil bu. Open Subtitles إنه ليس الرجل الأول الذي لم يحصل على قدراته من النيازك
    Bilmiyorum. Sanırım tek bir kişi değil. Open Subtitles لا أعلم، ليس شخص واحد على ما أظن
    Dinle. Alpha'nın profilini çıkaramazsın. O tek bir kişi değil. Open Subtitles أنظر ، يمكنك متابعة السيرة الشخصية لألفا إنه ليس شخصاً
    Olduğunu iddia ettiği kişi değil o. O Princesa Rosalinda. Open Subtitles انها ليست كما تقول انها الاميرة روزاليندا
    Çocuklar, onu seviyor, ve o sandıkları kişi değil. Bu doğru değil. Open Subtitles الأولاد يحبونه، و هو ليس كما يقول هذا خطأ
    Başka kadınlarla çıktığını biliyorum ama o düşündüğünüz kişi değil. Open Subtitles أعلم بأنه- واعد نساءاً أخرى ولكن هو ليس كما تظنه
    O sizin düşündüğünüz kişi değil O Kumsaati. Open Subtitles هذا الرجل ليس كما يبدو انه الساعة الزجاجية
    Ne yazık ki, Steve Titus birinin sahte anısı yüzünden hapse giren tek kişi değil. TED وللأسف, ستيف تايتس ليس الشخص الوحيد الذي يدان بسبب ذكرى خاطئة لشخص ما.
    Düşünüyorum da, belki de Joey şu ara benim için doğru kişi değil. Open Subtitles أنا أظن أن جووي ليس الشخص المناسب لي حالياً
    Sandığın kişi değil. Open Subtitles أنت لا تعرف جون كايسي ليس الشخص الذي تظنونه
    Ama burada tahmin ettiğiniz kişi değil bu. Open Subtitles لكن في هذه الحالة ليست من تتوقعها
    O söylediği kişi değil, Nate. Open Subtitles هي ليست من تقول بأنها هي , نيت.
    Üzgünüm Stella fakat John Andrews aradığınız kişi değil. Open Subtitles عذرا، ستيلا، جون اندروز ليس الرجل الخاص.
    En çok konuşan kişi değil. Open Subtitles إنه ليس شخص يتكلم كثيراً،
    Yok yok hayır, o bir kişi değil. Open Subtitles ياشباب , ياشباب , ياشباب هذا ليس شخصاً
    Size söylemem gerekir ki Leydi Catrina göründüğü kişi değil. Open Subtitles لذا على أن أنصحك السيده كاترينا ليست كما تبدو
    Düşündüğün kişi değil başka bir tane daha var. Open Subtitles ، ليس الذي تفكر به هناك مرضٌ آخر
    - O senin aradığın kişi değil, Eff ! Open Subtitles -إنه ليس الفتى الذي تريدينه يا (إيف )!
    Tek yalan ya da tek kişi değil. Bütün her şey. Open Subtitles لا ، ليس كذبة واحدة و ليس فرد واحد بل الأمر برمته
    Ve bana söylediğin gibi, ondan kurtuldum. O söylediği kişi değil. Open Subtitles إنها ليست ما تتدعيه
    Annen sandığın kişi değil. Open Subtitles أمك ليست الجاسوسه التي تظنها
    Yanındaki adam söylediği kişi değil. - Belki federal falandır. Open Subtitles ببساطة، هذا الرجل ليس من يدعي بأنه هو
    Bu, kızın senin için ne ifade ettiğini bilmiyorum, Matt, ama o olduğunu sandığın kişi değil. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ مَنْ هذه البنتِ لأنت، مات، لَكنَّها لَيستْ التي تَعتقدُ بأنّها.
    Bunlar timsah gözyaşları değildi dostum. O aradığımız kişi değil. Open Subtitles تلك ليست دموع التماسيح يا رجل هذا الرجل ليس ضالتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more