şu anda kendimize lider dememiz bir Kibir ve ukalalık göstergesiymiş gibi davranıyoruz. | TED | ولكن أن منحنا أنفسنا هذا اللقب الأن فهذا يعني مستوى من الغرور أو التباهي الغير مريح لنا |
Zayıf bir zihindeki Kibir her türlü kötülüğü üretebilir. | Open Subtitles | حين يسيطر الغرور على عقل ضعيف، تنتج كل أنواع الشرور. |
Araplar bu hastalık için, Kibir dolu Krallığımıza karşı Tanrının gösterdiği hiddet, derler. | Open Subtitles | بأن هذا المرض هو إنتقام الله نتيجة غرور مملكتنا وفى ظل اّلامى هذه |
Her konudaki her şeyi bilmek Kibir midir? | Open Subtitles | انها غطرسة ان حدث ان تعرف كل شيئ عن كل شيئ ؟ |
Gurur, tutku, Kibir... Oradaydılar. | Open Subtitles | الكبرياء , الطموح , الغرور جميعهم موجودون |
Karnını ovalama için geliyor, çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor. Parikrma'ya başladığım zaman dünyayı değiştirmek için büyük bir Kibir besliyordum. | TED | يأتي لكي يفرك بطنه لأنه يؤمن بأنه سيمنحني الحظ عندما بدأت باريكرما لقد بدأت مع قدر كبير من الغطرسة ، لتغيير العالم |
Bu yüzden Kibir kavramı Yunan trajedyalarının vazgeçilmez bir unsuru. | Open Subtitles | لماذا يكون الغرور شيء أساسي في المآسي اليونانية؟ |
Karşı karşıya olduğumuz şeyin kolayca yenilebileceğini söylersem Kibir, seni başarısızlığa uğratabilir. | Open Subtitles | لو اخبرتك ان ما نواجهه يمكن التغلب عليه الغرور قد يؤدى بك الى الفشل. |
İkisi de muazzam bir Kibir, aldatıcılık, pişmanlıktan yoksun olma gibi narsist özelliklere sahip. | Open Subtitles | كلاهما عندهما الميزات النرجسية مثل: الغرور , الاحساس بالعظمة |
Bana göre bu Kibir, bencillik ve ihmalkârlıkta hepimiz birey olarak aynı şeyleri düşünüyoruz demektir. | Open Subtitles | هذا يخبرني أننا نحس نفس الإحساس تجاه شخص ما الغرور والأنانية والإهمال. |
Araplar bu hastalık için, Kibir dolu Krallığımıza karşı Tanrının gösterdiği hiddet, derler. | Open Subtitles | لقد قال العرب بأن هذا المرض هو إنتقام الله نتيجة غرور مملكتنا |
Her kötü durumun arkasında Kibir ve ihmal vardır. | Open Subtitles | يوجد دوما غرور و إهمال وراء سوء الإستعمال |
Bunun Kibir olduğunu düşünüyorsunuz. Ben yoktan var ettim. | Open Subtitles | أنتِ تعتقدين ان هذه غطرسة لقد بنيت عملي من الصفر |
Amerikan mahkemelerinin Kibir derecesindeki bağımsızlıkları. | Open Subtitles | هو غطرسة إستقلال القضاء في أميركا |
Lâkin Kibir ve gurur birçok iyi adamın, çöküşüne yol açmıştır. | Open Subtitles | ولكن الكبرياء و الغطرسة اسقطت العديد من الرجال العظماء |
Sadece Kibir, hırsızlık ve insanların birbirine kötü davranması var. | Open Subtitles | سوى الكثير من الكبرياء والسرقة ومعاملة الناس لبعضهم بالسوء |
Bir ölçüde de, biliyorsunuz, Kibir daha kolay. | TED | ويرجعُ ذلك جزئيًا، حسنًا، وكما تعلمون الغطرسة هي أسهل فقط. |
Ama insanlığın sivil toplum dediği şey Kibir ve yozlaşmaya kurban gitti. | Open Subtitles | لكن البشرية وما يسمى بالمجتمعات المدنية.. ْ سقط ضحية للغرور والفساد |
Çocuğu yok, akraba ilişkisi, Kibir hepsini düşündüm. | Open Subtitles | ،ليس لديها أطفال، محاباة الأقارب، تعجرف سبق وأمعنتُ التفكير في كل هذه الأشياء |
Kibir ölümcül bir günahtır, Artista. | Open Subtitles | الفخر من الخطايا السبعة المميتة أيها الفنّان |
Biz Kimiz sırf kim her şeyi biliyorum düşünce bir whitelighter, bir Kibir. Evet, bu bok! | Open Subtitles | كبرياء المرشدين البيض نعتقد أننا نعلم كل شيء |
Benim onaylamayacağım bir projeyi başlatmak dinsizlere özgü bir Kibir olmaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنه سيكون فعل لغطرسة شرير لبدأ مشروع الذي أنا غير قادر على أكماله |
Ama bu süvarileri Kibir sardı ve iktidar için birbirleriyle savaşmaya başladılar. | Open Subtitles | لكن فرسان التنين اصبحوا متغطرسين وبدأوا الاقتتال فيما بينهم لاجل الطاقه |
Makinende hiçbir arıza olmadığına yemin ettiğin zamankiyle aynı Kibir mi bu? | Open Subtitles | أهذا نفس التكبر الذي كنتَ تملكه عندما أقسمتَ بأنه لا يوجد خطب في آلتك |
Fakat bir de ayrıca, başkalarının hizmetinde geçirilen yıllardan gelen bir Kibir var. | Open Subtitles | غرور الذي يأتي من الزهو بالدنيا، لكن هناك بعض الرجال من يزهو بخدمة البلاد |
Demek istediğim, bizim diğerlerinden daha iyi bildiğimizi düşünmeye zorlayan Kibir nedir? | Open Subtitles | و أنا أعنى ما هذه العجرفه التى تجعلنا نعتقد أننا نعرف أفضل منهم |