| - Tamam. Burada ne oluyor? - kibritle oynamaman lazımdı. | Open Subtitles | اي منيح شو اللي عم بصير هون ليش عم تلعب بالكبريت |
| Joey'le ben kibritle oynarsak seni 100'e çıkarabiliriz. | Open Subtitles | اذا لعبنا انا و جوى بالكبريت سوف نرفع الرقم الى 100 |
| Onlar da, bir vampirin yerine kibritle oynayan bir sarhoşu alırlar -- bu cesedi ne yapacaklar ki, gizli bir tabuta koyup saklayacaklar mı? | Open Subtitles | سيحصلون علي جثه سكير كان يلهو بالكبريت بدلا من جثه مصاص الدماء وماذا في الامر ماذا سيفعلون بالجثه انترك الامر سرا في تلك الحجره؟ |
| İnsanlar sana kötü davrandıklarında kullanırsın ve aslında yakman gerekiyor ama muhtemelen kibritle oynamaman gerektiği için, sen sadece elinde tut ve "şizem" de. | Open Subtitles | و من المفترض أن تحرقيه لكن بما أنه من المفترض عليكِ ألا تلعبي بأعواد الثقاب على الأرجح |
| Burasının barut fıçısı olduğunu düşünüyorum. Ve sizinkiler kibritle oynuyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنها براميل من البارود و أعتقد أنكم تلعبون بأعواد الثقاب |
| Ve altı paket kibritle onu yalnız bırakmadım. | Open Subtitles | و كي تعلم فحسب إنه يبيت عند صديقه لذا فلم أتركه مع زجاجات خمر و أعواد ثقاب |
| Bana bakma. Aramızda sadece bir kişi kibritle oynarken yakalandı. | Open Subtitles | لاتنظريإليّ، واحد منّا فقط إعتادَ اللعب بالكبريت |
| - kibritle oynamamam gerekiyor. | Open Subtitles | إليك, أشعلها - ! لا يفترض عليّ أن ألعب بالكبريت - |
| kibritle oyun olmaz. | Open Subtitles | يجب أن لاتلعب بالكبريت |
| - Ama yine de, kibritle oynarsan yanarsın. | Open Subtitles | - ولكن مازال ... ان تلعب بالكبريت .. تحرق |
| Bir daha kibritle oynamayacağım. | Open Subtitles | هذه أخر مره ألعب بالكبريت |
| kibritle oynarken oldu. | Open Subtitles | كنتُ ألعبُ بالكبريت. |
| Onu yatağında kibritle yakmak istiyorum. | Open Subtitles | أُريد حرقها وهي بسريرها بالكبريت! |
| - kibritle oynama. | Open Subtitles | -لا تلعبى بالكبريت |
| Çocuklar kibritle oynayıp evi yakıp kül ettiler. | Open Subtitles | أطفال كانوا يلعبون بأعواد الثقاب فـأحرقوا البيت |
| Kibrit kutusu ve etiketi gibi kibritle ilgili koleksiyon yapmaya verilen isim. | Open Subtitles | إنّه مُصطلح يصف من يجمعون المواد ذات الصلة بأعواد الثقاب. مثل رُقعات وعُلب أعواد الثقاب. |
| kibritle oyna derse ne yapacaksın peki? | Open Subtitles | ماذا لو طلبت منكِ أن تلعبي بأعواد الثقاب ؟ فهل ستقومين بذلك ؟ |
| kibritle mühendislik harikalarının modellerini yapıyorum. | Open Subtitles | أنا اصنع نماذج بأعواد الثقاب لمباني هندسية . |
| Gary ve ben küçüktük ve kibritle oynuyorduk. | Open Subtitles | لقد كُنّا أنا و (غاري) أطفالاً , كان لدينا أعواد ثقاب |