Doğa bu heybetli canavara bir çift küpe gibi taksın diye iki klor atomu vermiş. | TED | أعطت هذا الوحش المهيب اثنين من ذرات الكلور ليلبسهم كزوج من الأقراط. |
Yüzme havuzlarına bayılırlar. Ama klor. | Open Subtitles | إنه يحب السباحة جدا لكن الكلور يضره للغاية |
Umarım fazla klor koymazsın. | Open Subtitles | أرجو ألا تضطر إلى وضع الكثير من الكلور به |
Şu Newport'daki adli tabibi arayıp akciğerindeki klor miktarını sor. | Open Subtitles | اتصلى بالطبيب الشرعى فى رود ايلاند او اينما كان واسأليه ان كان قد وجد كلور فى رئته |
Bu kadın görünüşe göre yüzme havuzunda boğuldu, bu durumda ciğerlerini inecelerken, klor izi olup olmadığına bir bakıver. | Open Subtitles | الواضح أن المرأة غرقت في حوض السباحة لذا حين تتفحص رئتيها " ابحث عن أي دليل لمادة " الكلورين |
Bu çocuk, ona, havuzdaki pisliklerden kurtulması için klor kullanmasını önermiş. | Open Subtitles | هذه الطفلة أخبرته أن يستخدم الكلور للقضاء على الميكروبات فى حمام السباحة |
Havuza çok fazla klor attığım söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنني وضعت الكثير من الكلور في حوض السباحة |
İçine limon tozu katmıştı ama ben yinede klor kokusu aldım. | Open Subtitles | هي تضع رائحة الليمون لكنني مازلت أشم رائحة الكلور |
Bir erkekte klor kokusu aldım mı, dayanamam! | Open Subtitles | أتعرف , هناك فقط شيئ ما حول رائحه الكلور على الرجل |
Suda çok fazla vakit geçirmişsin. klor beynine dokunmuş! | Open Subtitles | أنت تقضي الكثير من الوقت في الماء ، لا بد أن الكلور عملت شيئاً لعقلك |
Sodyum ve klor seviyesi uçmuş. | Open Subtitles | مستويات الصوديومِ و الكلور مِنْ المخططِ. |
Ben de havuzuma dönmeyi ve klor kokusunu içime çekmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أتوق انتظار العودة لمسبح فرس النهر خاصتي وشم رائحة الكلور المنعشة |
Bağışçımın isteyeceği son şey klor dolu saçlı bir ev sahibidir. | Open Subtitles | آخر ما تحتاجه حملة التبرعات هو مضيف ذو شعر قاسي بسبب الكلور |
Korkma sen. Sıcakta büyüyen yosunlara karşı havuzdaki klor miktarını artırdım. | Open Subtitles | لا تقلقي، لقد ضاعفت من الكلور للتغلب على الطحالب الناجمة عن الحرارة |
Kramp girdi. Ayrıca klor, güvercin ısıran yerlerimi çok acıttı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الكلور كان يلذعنيفيمكانعضة الحمَام. |
klor ve fenol'ün birleşiminden üretiliyor. | Open Subtitles | ينتُج عندما تجْمع الكلور وحامض الكربوليك |
Bir defasından hücre arkadaşını klor gazıyla zehirlemeye çalıştıktan sonra bu semptomları gösteren bir mahkumu tedavi etmiştim. | Open Subtitles | بعد ان حاول ان يسمم شريك زنزانته بغاز الكلور |
Eritilmiş plastik, klor şişeleri... Dioksin böyle yapılır. | Open Subtitles | - حسناً ، لديّ بلاستيك ذائب ، وزجاجات كلور |
Küveti doğal tutuyoruz, suya klor katmayız. | Open Subtitles | نبقى الحوض طبيعي لا شيء من مادة كلور |
Bir zerre sofra tuzu sodyum ve klor atomlarından meydana gelmiştir. | Open Subtitles | حُبَيبة من ملح الطعام تتألف من ذرات الصوديوم و الكلورين |
Orada fren yağı, kedi kumu ve klor tozu bulundu. | Open Subtitles | في ذلك المكان كان هناك زيوت ومسحوق كلورين |
Sabun, klor ve... ve benim gibi tadı var. | Open Subtitles | كان طعمها صابون وكلور و... انا |
Hayır, Nibbler! Sakin suyu içme! İçi klor dolu. | Open Subtitles | لا يا نيبلر, لا تشرب ماء البركة إنه مليء بالكلور |
Evet, bir gözüm kör ve diğeri de az yediğim için enfeksiyon kaptı yorgundum ve çok fazla klor içeren bir havuzda yüzmüştüm ve gözlüklerimi de Lands Optik'te unutmuştum ama o balığı gördüm! | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أعور.وعيني الأخرى كانت مصابة في هذا اليوم وكنت مرهقا أيضا.. كما انني سبحت في حوض ملئ بالكلورين |