"komşusu" - Translation from Turkish to Arabic

    • جار
        
    • الجيران
        
    • جارة
        
    • جاره
        
    • الجار
        
    • جيران
        
    • الجارة
        
    • جارته
        
    • جارتها
        
    • جارها
        
    • المجاور
        
    • جيرانها
        
    • المجاورة
        
    • لجاره
        
    • جارك
        
    komşusu bugün erken saatlerde bir ambulansın onu aldığını söyledi. Open Subtitles قال جار له ان هناك سيارة اسعاف اتت هذا الصباح
    Hanımefendiler ve beyefendiler, içinizden herhangi birisi, bana tanıdığı bir komşusu, bir arkadaşı veya bir akrabasının yardım alarak zenginleştiğini söyleyebilir mi? TED سيداتي وسادتي، هل يمكن لأي أحد منكم أن يخبرني جار أو صديق أو قريب يعرفه، أصبح غنياً عن طريق الإغاثة؟
    Aklınıza gelen yakın arkadaşı ya da komşusu yok mu? Open Subtitles هل كان لديها أصدقاء مقربين أو الجيران الذي قد تعرفهم؟
    Açıkça görünüyor ki kurbanın komşusu değilsin ve bunu açıklaman gerekiyor. Open Subtitles حسناً. من الواضح، أنّكِ لستِ جارة الضحيّة، وأريدكِ أن تفسّري هذا
    - Belki de komşusu gramofonu çok yüksek sesle dinliyordur. Open Subtitles من الممكن أن جاره كان يشغل الفيكترولا بصوت عالي حدا
    komşusu dün akşam işe giderken Ağlama sesi duyduğunu söyledi. Open Subtitles قال الجار أنّه سمع بُكاءً عندما ذهب للعمل في الليلة الماضية.
    Bilirsiniz, kapı komşusu olduğumuz hakkında bir bilgim yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي أي فكرة بأننا جيران . في غرفتين متجاورتين
    Sevgili komşusu rahatsızlık veriyor diye kurbanı üç kez şikâyet etmiş. Open Subtitles الجارة الطيبة قامت برفع ثلاث شكاوى إزعاج ضد الضحية
    İyi akşamlar. Irak, komşusu Kuveyt'i işgal edip, yönetimi ele aldı. Open Subtitles مساء الخير قام العراق بغزو و احتلال جارته الكويت اليوم
    Haiti de, yaklaşık aynı sayıda nüfusa sahip komşusu Dominik Cumhuriyeti'ne kıyasla karanlık. TED هايتي هي أيضا مظلمة ، بالمقارنة مع جارتها هنا ، جمهورية الدومينيكان ، التي لديها حوالي نفس العدد من السكان.
    Sen ve ben, zengin komşusu olan insanlara benziyoruz. Open Subtitles انت وانا، كأننا هؤلاء الذين لديهم جار غني
    Bay Lomax'ın yeşil arazi aracı kullanan bir komşusu varmış ama kendisini gün boyu hiç görmemiş. Open Subtitles شخص يدعى السيد لوماكس لديه جار مع سيارة رياضية خضراء ولكنه لم يراه كل اليوم
    Aradığımız kişi bu değil. Kadının kablosuz ağına erişebilen bir komşusu falan olmalı. Open Subtitles ،ليست هي، لابد أنه جار أو شخص ما قريب منها شخص يستطيع الدخول عبر شبكتها اللاسلكية
    komşusu, dün gece Molly Fisher'ın evinden çıkan bir adam görmüş. Open Subtitles و الجيران رأوا رجلاً داكن الشعر يخرج من شقة مولي فيشر ليلة أمس
    Ancak bir komşusu Albay O'Neill'ı göle bir şey atarken gördüğünü söyledi. Open Subtitles لكن واحد من الجيران , شاهد الكولونيل أونيل يلقى شيء ما في البحيرة
    Uğurcum, Makbule Hanım bizim yeni gün arkadaşımız, Fevziye'nin de yazlık komşusu. Open Subtitles "أور" هذه "مقبولة" هانم صديقتنا الجديدة، إنها جارة "فوزية" من المنزل الصيفي.
    komşusu kapısını açık görmüş. İçeri girdiğinde cesedi bulmuş. Open Subtitles رأت جارة بابه مفتوحاً، دخلت واكتشفت جثته.
    Ve bu sabah..komşusu bana içmeyi teklif etti Open Subtitles ،وهذا الصباح .جاره عرَضَ عليّ بعض الحشيش
    komşusu bavullarla gitti dedi otobüs ve tren istasyonlarına bakın. Open Subtitles قال جاره أنه غادر ومعه بعض الحقائب فابحثوا في محطات الحافلات ومحطات القطارات
    Pekâlâ. Alt kat komşusu bir kadının balkondan sallanıp daireye koştuğunu gördüğünü raporladı. Open Subtitles حينا إذن، الجار في الطابق السفلي بلّغ عن رؤية إمرأة تتأرجح من على الشرفة ، وتمر بجانب الشقة.
    Apartmanındaki o boş daireye baktım. Bil bakalım yeni komşusu kim olacak. O neydi? Open Subtitles لقد عاينت تلك الشقه الفارغه في مبناه إحذري من سيصبحا جيران ؟
    komşusu bir kaç sefer dostça durduğunu ve Rebecca'nın onu içeri davet etmediğini söylüyor. Open Subtitles قالت الجارة انها أتت بضع مرات لتكون ودودة معها و ريبيكا لم تدعوها لدخول المنزل حتى
    komşusu monoysa o da mono olabilir. Open Subtitles ان كانت جارته مصابة بوحيدات النوى فذلك قد يعني انه مصاب بوحيدات النوى
    Onu görmeye gittiğimde beni hemşire ya da komşusu zanneder. Open Subtitles عندما أذهب لرؤيتها، تعتقد بأنني ممرضة أو جارتها
    komşusu getirdi çünkü baban iş için Wichita'ya gitmişti. Open Subtitles جارها احضرها بالسيارة كان ابيك مسافرا بغرض العمل في ويتشيتا
    Cusamano'ların yan komşusu. Tatildeler, evlerinde kalacak. Open Subtitles إنها عند باب كوزمانو المجاور إنها تجلس هناك خلال الفترة اللتي سيكونون بعيدين فيها
    Hâlâ Berkshire'da yaşadığını ve hepimizin onun komşusu olduğumuzu sanıyordu sütçü, postacı... Open Subtitles اعتقدت أنّها ما تزال تعيش في بيركشيرز" وكنّا جميعاً جيرانها"
    işgal edilen komşusu hiç bir askeri operasyon düzenleyemedi çünkü petrol arzı tamamen kitlenmişti. TED و لم تستطع الدولة المجاورة على القيام بأي حركة عسكرية لأن تزويدهم بالبترول قد توقف.
    Eşitlik. İnsan her şeyini komşusu ile paylaşmalı. - Buna ancak çılgınlar inanır! Open Subtitles الخطر يكمن هنا , المساواة أن يحب الرجل لجاره مثل ما يحبه لنفسه
    Bu, özellikle kapı komşusu olmayı zorlaştırıyor. Open Subtitles و هذا صعب عليّ خاصة أنني جارك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more