Ancak tikleri nasıl deneyimlediğime dair komik bir şey var. | TED | ولكن هناك شيء مضحك عن كيف أعاني من التشنجات اللاإرادية. |
Birazcık dahi komik bir şey söylerse, daha önce hiç bu kadar komik bir şey duymamış gibi gül. | Open Subtitles | لو قالَ أيّ شيءٍ مُضحك,إضحكِ وكأنكِ لمْ تسمعي شيئًا مُضحِكًا كالذي قاله. |
Harika bir rol. Yardımcı rol ama çok komik bir karakter. | Open Subtitles | إنه مثل هذا الجزء العظيم من الإسناد لكنّها شخص مضحك جدا |
Çok komik, bir an üstümüze bomba atmalarını öneriyorsun zannettim. | Open Subtitles | هذا هو مضحك. للمرة الثانية، اعتقدت انه كان يشير يسقطون قنبلة علينا. |
Borudan geçmeye çalışıyor, sanırım sıkıştı. Bacaklarını komik bir şekilde sallıyor. | Open Subtitles | ويتسلق في أنبوب ويبدو أنه علق به ساقاه تتدليان بشكل هزلي |
Çok komik bir öykü olmalı çünkü gülüşleriniz ne kadar eğlendiğinizi gösteriyor. | Open Subtitles | أنها كانت نكتة مضحكة جداً لأن طريقة ضحككم تظهر كم استمتعتم بها |
Rahip bize vaiz olmakla ilgili komik bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | حسناً ، الكاهن أخبرنا قصة مضحكة حول أنت تكون واعظاً |
Çok komik bir film. Waddell sonunda dayak yiyor. | Open Subtitles | إنه مضحك كثيراً لقد ضُرب (بوب وادل) فى النهاية |
Bu, birkaç ay içinde anlatacağımız komik bir hikaye olmayacak. | Open Subtitles | هذه لن تكون نكته تخبرها الجميع في الشهرين القادمين |
Burada kramplarımla ilgili komik bir şey yok ayda 3 gün yataktan çıkamıyorum | Open Subtitles | لا شيء مضحك حول حيضي أنا أرقد في السرير 3 أيام كل شهر |
Çok şaşkındım, komik bir yanı yoktu ki. | TED | كنت مرتبكةً للغاية، لأنه لم يكن هناك شيء مضحك في الأمر. |
Doktoramın yaklaşık üçüncü yılında, ofise giderken komik bir şey oldu, ki bu hayatımı değiştiren bir olaydı. | TED | حسنا, حوالي ٣ سنوات في طور شهادتي شيء مضحك حصل لي في طريقي للمكتب والذي غير مجرى حياتي تماما |
Bugün bizim oğlan öyle komik bir şey dedi ki. | Open Subtitles | إذن إبني قال شيء مُضحك للغاية اليوم - لا - |
komik bir şey olduğunu düşünen başkaları varsa, onlar da koridora çıkabilir. | Open Subtitles | أيّ أحدٍ آخـر يجد ايّ شيء مُضحك يُمكنه الذّهاب أيضًا للرّواق. |
Kızlar, eğleniyor gibi gözüküyorsunuz. komik bir adam olmalısın. | Open Subtitles | الفتيات يقضون وقتا مرحا لابد انك شخص مضحك |
Ne komik. Bir dakikalığına gözlerini kapat. | Open Subtitles | كم هو مضحك - أغلقى عينيك لدقيقة - |
NBA oyuncuları sadece inanılmaz şekilde uzun değil, komik bir şekilde uzunlar. | TED | فلاعبو كرة السلة الأمريكية ليسوا فارعي الطول بشكل مثير للسخرية فحسب، بل إنهم طِوال أفقيًّا على نحوٍ هزلي. |
Çok komik bir öykü olmalı çünkü gülüşleriniz ne kadar eğlendiğinizi gösteriyor. | Open Subtitles | أنها كانت نكتة مضحكة جداً لأن طريقة ضحككم تظهر كم استمتعتم بها |
Kısacık komik bir şey anlatacağım. Vampire Weekend konserine gittim. | Open Subtitles | إليكِ قصة مضحكة سريعة ذهبت لمؤتمر مصاصي الدماء بنهاية الأسبوع |
Kusura bakma Don, komik bir şey. | Open Subtitles | آسف يا دون, إنه مضحك |
Aklıma Dodgers'la çok ortak yanımız olduğuna dair çok komik bir şaka geldi. | Open Subtitles | لقد فكرت في نكته بيننى انا و الدودجرز .. في ان هناك اشياء مشتركه بيننا |
Lewis Black çok komik bir şaka yapıyordu, herkesin duyabilmesi için bağırması gerekiyordu. | Open Subtitles | الكوميدي لويس بلاك قال نكات كانت مضحكة جداً لدرجة أن كان عليه الصراخ بهم لكي يسمعها الجميع |
Çok yetenekli olmasının yanısıra çok da komik bir adam. | Open Subtitles | شاب هزلى , بالاضافه الى انه موهبه بشريه فذه |
Tamam, komikti. Çok komik bir espriydi! | Open Subtitles | اوه اجل, حسناً, ذلك كان مضحكاً, تلك كانت نكتة ممتعة. |
Aslına bakarsan, komik bir hikaye bu çünkü müthiş bir oyuncak kolleksiyonu var ve en sonunda dün gece onlarla oynayabildim. | Open Subtitles | بالواقع إنها قصة طريفة لأن لديها مجموعة ألعاب وليلة أمس تمكنت أخيراً من اللعب بها. |
Lemon, küçükler ligi toplantın ile alakalı anlatacağın komik bir hikaye yok muydu? | Open Subtitles | ليمون، اليست لديك قصّة مضحكة تودين مشاركتها مع امي حول إجتماع الإتحادِ المصغر |