| Çin Konsolosluğu Güvenlik Müdürünün buraya gelip saldırı hakkında soruşturma yapmasına izin vermiş. | Open Subtitles | لقد صرح لرئيس أمن القنصلية الصينية أن يأتي إلى هنا لاستجوابنا بشأن الاقتحام |
| Konsolosluğu aradım. İki gün sonra vize vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | اتصلت القنصلية وقالوا أن التأشيره ستجهز خلال يومين |
| Sanırım Belçika Konsolosluğu cehaletimi resmen kınayacaktır. | Open Subtitles | أوه ذلك حسنٌ، يبدو أنّ القنصلية البلجيكية قد غضبت من جهلي |
| Moskova'daki yeni Amerikan Konsolosluğu'nu hatırladın mı baba? | Open Subtitles | هل تذكر السفارة الأمريكية الجديدة في موسكو يا أبي |
| Neresiymiş o? Nerede bir Amerikan Konsolosluğu varsa orasıdır sanırım. | Open Subtitles | حيث يوجد هناك على ما اعتقد قنصلية أميركية. |
| Amerikan Konsolosluğu'nu bağlar mısınız? | Open Subtitles | ـ هلا تفضلت بإيصالي بالقنصلية الأمريكية من فضلك؟ |
| Polisler, Küba Konsolosluğu'nun isteği üzerine olayı örtmüşler. | Open Subtitles | أبقت الشرطة الأمر هادئاً آنذاك بناءً على طلب من القنصليّة الكوبيّة. |
| İsviçre Konsolosluğu her türlü işbirliğine hazır. | Open Subtitles | القنصلية السويسرية تتعاون بصورة كاملة على نطاق واسع |
| Fransız Konsolosluğu'na giderken takacağım. Yarın takacağım. | Open Subtitles | سأرتديها لدى ذهابي إلى القنصلية الفرنسية سأرتديها غداً |
| Çin Konsolosluğu'na girdiğinde, Koo Yin, Konsolos vurulmuş. | Open Subtitles | عندما اقتحمت القنصلية الصينية، فقد أصيب القنصل الصيني |
| Eninde sonunda Çin Konsolosluğu'na saldırı yetkisi verdiğini öğrenecek. | Open Subtitles | في النهاية، سيعرف أنك من صرح بالهجوم على القنصلية الصينية |
| ama illa da Pakistan Konsolosluğu olmak zorunda mıydı ? | Open Subtitles | لكن هل عليها أن تكون من القنصلية الباكستانية؟ |
| Hotch Dışişleri'ni es geçip doğrudan İtalyan Konsolosluğu'na gider ve kariyerinden olur. | Open Subtitles | اذن يتجاوز هوتش وزارة الخارجية يصل ذلك الى القنصلية الايطالية و يخسر حياته المهنية |
| Hotch Dışişleri'ni es geçip doğrudan İtalyan Konsolosluğu'na gider ve kariyerinden olur. | Open Subtitles | اذن يتجاوز هوتش وزارة الخارجية يصل ذلك الى القنصلية الايطالية |
| İtalya Konsolosluğu'ndan bahsediyoruz. Bir banka veya müze değil. | Open Subtitles | هذِه هي القنصلية الإيطالية إنها ليست مصرِف أو متحف |
| Fransız Konsolosluğu, resmi onay verene kadar beklemek istiyorlar. Ama bu saatler alabilir. | Open Subtitles | يريدون إنتظار الموافقة الرسمية من السفارة الفرنسية |
| Gizli Servis İngiliz Büyükelçiliği ve Konsolosluğu'nu izliyor. | Open Subtitles | الخدمات السرية تراقب السفارة البريطانية والقنصلية. |
| Ee Hetty, Ekvator Ginesi Konsolosluğu. | Open Subtitles | هيتي, إن قنصلية غينيا الإستوائية تقبع على أرضي أجنبية |
| Şili Konsolosluğu'nu mu arayayım? | Open Subtitles | سأتصل بالقنصلية الشيلية؟ ماذا عساهم يفعلون؟ |
| Suriye Konsolosluğu burada olduğunuzu biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف القنصليّة السوريّة حتّى أنّكَ هنا؟ |
| Neden o notu alıp Amerikan Konsolosluğu'na verip bu işe daha fazla bulaşmaktan kurtulmuyorsun, lütfen. | Open Subtitles | لماذا لا تعط تلك الملاحظة للقنصلية الأمريكية ؟ وحتى لا نتورط أكثر فى هذا الأمر. |
| Amerikan Konsolosluğu varışımızı bekliyor bizi sınır dışına götürecek bir helikopter ayarlıyorlar. | Open Subtitles | سفارة الولايات المتحدة تترقب وصولنا، مع مروحية لتعبر بنا خارج الحدود. |
| Beş dakika içinde Konsolosluğu terk etmezseniz, | Open Subtitles | إن لم تترك المفوضية خلال خمس دقائق |
| Baban İstanbul' daki Güney Kore Konsolosluğu' na girdi. | Open Subtitles | أبوك دخل قنصليّة اكوريا الجنوبية في اسطنبول |
| Romanya Konsolosluğu Başkanı, isyancıların liderleriyle kuzeyde buluştukları sırada televizyon ekibinin başına gelenleri saptamada yardım önerdi. | Open Subtitles | القنصل العام الروماني عرض مساعدته في التّحديد.. ماذا حدث لطاقم التّلفاز |
| Konsolosluğu, kaçırılmadan yarım saat önce Lee Jong için aradık. | Open Subtitles | .لقد اتصلنا بالقنصل الصيني قبل الاختطاف بنصف الساعة |