| Bize, çatışmadan dolayı Konsolosluğun kapalı olduğu ve konsolosun burada çalıştığı söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبرونا أن القنصلية أغلقت بسبب إطلاق النيران وأن القنصل نقل عمله إلي هنا |
| Çünkü Konsolosluğun ön kapısını açarsak bina güvenliği durumdan haberdar olur. | Open Subtitles | لأنه لو دخلت من بوابة القنصلية سوف ينتبه الحرس الأمني |
| Nasıl oluyor da arabanız içinde bir bombayla bir Konsolosluğun önüne bırakılıyor? | Open Subtitles | لذا، إخبرني، كيف أصبحت سيارتك مركونة خارج القنصلية الفيتنامية وبداخلها قنبلة؟ |
| Ya dediğimizi yaparsın, yoksa Rus Konsolosluğun'da kıçına tekmeyi basarım, ve orada seni vurular. | Open Subtitles | إما أنت تفعل مانطلب أو أن ألقيك أمام القنصلية الروسية وسيطلقوا النار عليك على الفور |
| İki taraflı çalışan bir ajan devrimci yeraltı için çalışıyor, kendisini bu Konsolosluğun güvenlik reisi gibi gösteriyor. | Open Subtitles | عميل مزدوج يعمل لدى الجماعات الثورية السرية متنكر بصفته رئيس أمن المفوضية |
| Konsolosluğun özerk arazisi. | Open Subtitles | القنصلية منطقة ذات سيادة |
| Konsolosluğun özerkliğine saldırıyorsun. | Open Subtitles | إنتهاك إستقلالية القنصلية |
| - Hâlâ Konsolosluğun içinde. | Open Subtitles | مازال داخل القنصلية |
| Konsolosluğun numarasını alacağım. | Open Subtitles | سَوف أحضر رَقم القنصلية. |
| Dün gece Konsolosluğun her yerinde Shivelar vardı. | Open Subtitles | الشايفيز) كانوا متواجدين في) جميع أرجاء القنصلية ليلة أمس |
| Rahman Habib bu Konsolosluğun yaklaşık 11 yıldır güvenilir bir çalışanı olmuştur. | Open Subtitles | رحمان حبيب " موظف موثوق في هذه المفوضية " |
| Sadece Konsolosluğun 600,000 $'ını soymanın yanısıra iki Suarian yurttaşını da öldüren birini yakalamağa çalışıyorum. | Open Subtitles | " أحاول فقط إمساك رجل قتل وفدين من " سواري بالإضافة لسرقة 600 ألف من المفوضية |