| Bildiğiniz gibi, SYP'deki konumum geçen yıl Müdür Chase'in bürosuyla yaptığım anlaşmaya bağlı. | Open Subtitles | كما تعرف، موقعي هنا في أي بي أو عرضي على إتفاقية جعلت بمكتب مطاردة المدير السنة الماضية. |
| konumum gereği 300.000 insan tanıdım. | Open Subtitles | في موقعي هذا، فلا بدّ أنّني التقيت ما يقرب من ثلاث مائة ألف شخص |
| Aksi taktirde, mesajlaştığım kişi, benim konumum hakkında bu kadar endişelenmezdi. | Open Subtitles | وإلا ، فإن الشخص الذي أنا أتراسل معه لن يكون قلقا بشأن موقعي |
| Ama benim konumum nedeniyle senin de belli bir konumun var. | Open Subtitles | لا ، و لكنك تشغلين منصباً معيناً بسبب منصبي |
| Alay konusu olmayan yeni konumum müdür yardımcığılını üstleniyor. | Open Subtitles | التي هي مهام نائب المدير منصبي الجديد، الذي ليس بمزحة |
| Buradaki konumum gereği kesinleşmiş bilgilerden haberim oluyor ve görünen o ki, gelişmelerden habersiz olabilirsiniz. | Open Subtitles | في موقعي هنا أنا مطلعة على معلومات معينة ويبدو أنك ربما خارج الحلقة |
| Bunu konumum belli olmadığı için ya da yayınımı farklı bir kimlik üzerinden yaptığım için söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول هذا لأن موقعي غير معروف أو أن بث شبكتي مؤمّن بإحكام لا |
| Bu kuruldaki konumum Haktyl'in kudreti tarafından sağlanmıştır. | Open Subtitles | حصلت على موقعي في هذا المجلس "بفضل قوّة "الهاكتيل |
| Ama iletişime geçtiğimizde yeni konumum açığa çıkacak. | Open Subtitles | لكن موقعي الجديد سيظهر حين نتواصل |
| Tören sırasında, benim konumum orası olacak. | Open Subtitles | أثناء المجلس موقعي سيكون هناك |
| konumum 62. numaralı ev. Tamam. | Open Subtitles | موقعي هو المنزل 62 حول |
| Takım kaptanı olarak konumum pamuk ipliğine bağlı. | Open Subtitles | موقعي كقائدة تشجيع مهدد |
| Sorun şu ki; geri çekilme buradaki konumum üzerinden gerçekleşebilir. Bilbao, Gernika'dan. O yüzden... | Open Subtitles | الشيء هو ، التراجع ربما يجيء من خلال موقعي هنا في (بيلباو) |
| konumum dolayısıyla bu sorulardan muafım. | Open Subtitles | أعتقد أن منصبي يعفيني من هذا السؤال |
| Benim konumum belli! | Open Subtitles | منصبي متماسك |