"kudüs'te" - Translation from Turkish to Arabic

    • في القدس
        
    • في اورشليم
        
    • في أورشليم
        
    • وليحمك
        
    • فى القدس يمكننى أن
        
    • أنه فى القدس يمكننى
        
    Ve bildiğimiz üzere, Kudüs'te bir şeyin görüntüsü en az kendisi kadar inandırıcıdır. Open Subtitles وكما نعلم, في القدس ظهور شيء غالبا ما يكون قويا كما الشيء نفسه
    İki sene boyunca Kudüs'te bir ambulansta gönüllü olarak hizmet verdim. TED لمدة سنتين في القدس تطوعت للعمل في سيارة إسعاف
    Antik çağlarda Kudüs'te bir tapınakta; din adamlarının Kudüs'teki tapınağın özel bir masasına koydukları özel bir ekmekleri olduğunu anlatıyorlardı. TED ويقال فيه انه في قديم الزمان في معبد في القدس كان النُساك يمكلون الخبز الذي كان يوضع على طاولة خاصة في ذلك المعبد
    Boş ver onları. Bunlardan Kudüs'te yeterince bulacaksın. Bunlar bağnazdır. Open Subtitles اخفض سيفك ، لا تعبأ بهم ستجد امثال هؤلاء الكثير في اورشليم
    Vaazları, Kudüs'te dinlerlerse senin onları rahat bırakmayacağını biliyorlar. Open Subtitles انهم يعلمون بأنك ستضطهدهم اذا كانوا يستمعون الى واعظ في اورشليم
    Kudüs'te, tüm Judea ve Samiriye'de ve dünyanın dört bir bucağında benim tanıklarım olacaksınız. Open Subtitles هل سيكون لي شهودا في أورشليم وفي كل اليهودية والسامرة وإلى أقاصي الأرض.
    Tanrı seni, Zion'da ve Kudüs'te yas tutanların arasında teselli edecek ve daha fazla acı çekmekten kurtulmuş olasın. Open Subtitles فليرِحك الله بين المشيّعين بين زيون وبيت المقدس. وليحمك من أي ألم آخر.
    Kudüs'te günahlarımdan arınabileceğim doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه فى القدس يمكننى أن أمحو ذنوبى وذنوب زوجتى؟
    dediler. Ve bana Milattan önce 600 yılında Kudüs'te yaşamış olan Lehi adındaki bir adamın hikayesini anlattılar. TED وقالوا لي هذه القصة عن هذا الرجل الذي يدعى يحي، الذي عاش في القدس في عام 600 قبل الميلاد.
    Anlaşılan o ki, MÖ 600 yılında Kudüs'te herkes kötü ve şeytani imiş. TED الآن ، على ما يبدو انه في القدس في عام 600 قبل الميلاد، كان الجميع سيئون واشرار تماما.
    Bu yüzüğü Kudüs'te balayımızda almıştı. Open Subtitles لقد أشترى لي هذا الخاتم في القدس أثناء شهر عسلنا
    Kokteyl partileri, okul törenleri, Kudüs'te ağaç diktiğimiz o sefer... Open Subtitles حفلات الكوكتيل ، اعمال مدرسية ، في وقت ما جعلتنا نزرع الأشجار في القدس
    Kadim Kudüs'te yıldızlı bir geceydi ve İsa bebek ahır yemliğinde yatıyordu. Open Subtitles كانت ليلة مليئة بالنجوم في القدس وكان المسيح الرضيع في المزرعة
    Kadim Kudüs'te yıldızlı bir geceydi ve İsa bebek ahır yemliğinde yatıyordu. Open Subtitles كانت ليلة مليئة بالنجوم في القدس وكان المسيح الرضيع في المزرعة
    - Kudüs'te silahlı bir soygun oldu. - Öyle mi? Open Subtitles ـ الرهائن الذين أخذوا في القدس ـ أوه، نعم؟
    Kudüs'te karışıklık olması ilk kez yaşanmıyor. Open Subtitles انها ليست المرة الاولى يكون فيها اضطرابات في اورشليم
    Senin hala Kudüs'te olduğunu öğrenmem iyi oldu, Peter. Open Subtitles من الجيد ان نعرف انك لازلت في اورشليم يا بطرس
    Bazılarımız Kudüs'te kalmalı. Open Subtitles بعض منا عليه ان يبقى في اورشليم
    Kudüs'te gerçekleştirdiğiniz mucizelerle ilgili her şeyi duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا عن كل المعجزات التى أجريتها في أورشليم
    Ama Kudüs'te bu adamın senin insanlarına kötülük yaptığını biliyorum. Open Subtitles لكنني أعرف مقدار الضرر الذى يسببه هذا الرجل لشعبك في أورشليم
    Tanrı seni, Zion'da ve Kudüs'te yas tutanların arasında teselli edecek ve daha fazla acı çekmekten kurtulmuş olasın. Open Subtitles فليرِحك الله بين المشيّعين بين زيون وبيت المقدس. وليحمك من أي ألم آخر.
    Kudüs'te günahlarımdan arınabileceğim doğru mu? Karım da arınabilir mi? Open Subtitles هل صحيح أنه فى القدس يمكننى أن أمحو ذنوبى وذنوب زوجتى؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more