kurbanını sırtından vuran bir kutsal savaşçı gördün mü hiç? | Open Subtitles | هل قابلت من قبل محارباً مقدساً يطعن ضحيته في ظهره؟ |
Balon Adam ilk kurbanını kaçırdığında altıncı sınıfta falan okuyor olmalı. | Open Subtitles | لكان في الصف السادس إبتدائي عندما إختطف رجل المنطاد ضحيته الأولى |
Biliyorsun, burada işlenen bir suçun kurbanını belirlemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | تعلمون، ونحن نحاول لتحديد ضحية لجريمة هنا. |
Roark dördüncü kurbanını öldürürken elimiz kolumuz bağlı bekleyelim. | Open Subtitles | نجلس على مؤخراتنا بينما ذلك الطفل المهووس لرورك يحصل على متعته من الضحية رقم 4 |
İki kurbanını seçtiği barda. | Open Subtitles | نفس الحانة التي أقّل منها إثنتان من ضحاياه. |
Bu lanet, gece yarısı kurbanını kana susamış, dehşet verici bir canavara dönüştürüyor. | Open Subtitles | أنها تلعن ضحيتها بأن تتحول عند هبوط الليل الى وحش فظيع متعطش للدماء |
3'lü katilin kim olduğunu biliyoruz. Oralarda bir yerde 3. kurbanını hedeflediğini biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم من هو القاتل الثلاثي ونعلم أنّه في الخارج يستهدف ضحيّته الثالثة |
Evet, buluşmalarda oturuyordu ve kendi hikâyesinin anlatıldığını duyduğunda kurbanını buluyordu. | Open Subtitles | أجل. لقد جلس في الاجتماعات، وحين سمع قصته تروى، وجد ضحيته. |
Normalde, saldırmadan önce, kurbanını iki hafta boyunca izler. | Open Subtitles | يتْلي ضحيته عادة لإسبوعين قبْل أنْ يضْربه |
Ya sıradaki kurbanını çoktan götürmüşse? | Open Subtitles | ماذا لو قام بانتقاء ضحيته القادمة بالفعل؟ |
Ön dişleriyle kurbanını yutmak için ağzını genişletir. | Open Subtitles | إنه يوسّع فمه لأبتلاع رأس ضحيته مع مقاطعها |
kurbanını İç Savaş'tan kalma, eski demiryolu yatağına gömüyor. | Open Subtitles | يدفن ضحيته في مكان سكة حديد عتيق منذ الحرب الأهلية |
Katil, açıkça kurbanını ölümünün gecikmesini istemiş | Open Subtitles | واضح أن القاتل كان يريد ضحيته على قيد الحياة. |
- Yani, iç savaş kurbanını göçüğün yakınında bulduk. | Open Subtitles | وجدنا ضحية الحرب الأهلية تلك قرب الإنهيارات |
Tanrım, kendimi seri katilin bir sonraki kurbanını bekler gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بانني أتولى قضية قاتل محترف و انتظر فقط حتى تظهر ضحية أخرى أنت لست بعيداً عن هذا المعنى |
Şey saldırgan kurbanını meleğe benzetmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | حسناً,ال,آه المنساب جعل الضحية داخل الملاك. |
kurbanını yakalayınca başka türden bir ipek üretiyor. | Open Subtitles | متى تكون الضحية في متناولها، فإنها تصدر أيضاً نوعاً آخراً من الحرير. |
Katil, kurbanını bu odaya getirmeyi planlıyor. Ve getirdiğinde, onu karşılamak için burada olacağız. | Open Subtitles | يخطط هذا القاتل لجلب ضحاياه إلى هذه الغرفة |
Böylece, peynir olduğu yerde kaldı ve sonraki kurbanını beklemeye başladı. | Open Subtitles | وهكذا بقيت قطعة الجبن، قابعة بصبر في انتظار ضحيتها القادمة |
Hoffman'ın bardan üçüncü kurbanını götürdüğü gece onları izledin. | Open Subtitles | في الليلة التي أقلّ فيها ضحيّته الثالثة، شاهدتهما يغادران. |
Her biri bir ok fırlatıyor ve oklar kurbanını birkaç dakika baygın tutuyor. | Open Subtitles | كل منها يطلق سهما صغيرا يشل ضحيتك لبضع دقائق |
Ve sonra da... sıradaki kurbanını... bir önceki kurbanın cep telefonu hafızasından seçiyormuş. | Open Subtitles | وبعد ذلك تختار ضحيّة جديدة من ذاكرة الهاتف الخلوي |
Eğer kurbanını öldürürsen sen yok etmiş olacaksın. | Open Subtitles | أنت الذي ستدمر هذا النظام بأن لا تقتل ضحيّتك |
Olası kurbanını korkutmak için ününü kullanıyor. | Open Subtitles | يَعتمدُ على سمعتِه لإفْزاع ضحيّتِه المقصودةِ. |
Yani zanlı ilk cinayetinde korktu, ardından iki saat sonra ikinci kurbanını bulduğunda, kendine olan güveni aniden gelişti. | Open Subtitles | اذن الجاني كان خائفا عند اول جريمة قتل ثم بعد ساعتين عندما وصل لضحيته الثانية تطورت ثقته فجأة |
Sıradaki kurbanını almasına 5 gün var. | Open Subtitles | تبقى 5 ايام حتى يختطف ضحيتة القادمة |