"kurtarabilecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنقاذ
        
    • تنقذ
        
    • ينقذ
        
    • إنقاذنا
        
    • انقاذ
        
    • لإنقاذ
        
    • ينقذنا
        
    • سينقذ
        
    • ستنقذ
        
    • إنقاذي
        
    • إنقاذك
        
    • إنقاذهم
        
    • انقاذك
        
    • انقاذه
        
    • انقاذي
        
    Steve Biko, Güney Afrika'yı hala kurtarabilecek birkaç insandan biri. Open Subtitles ستيف بيكو يظل واحد من القلة الذين بإمكانهم إنقاذ جنوب أفريقيا
    Bir bakalım... ikimizin de işini kurtarabilecek miyim? Open Subtitles لنرى هذا واذا كان يمكنني إنقاذ وظيفة كلانا
    O çocuk elinde insanların hayatını kurtarabilecek bilginin anahtarını tutuyor. Open Subtitles هذا الفتي يمتلك مُفتاح لفتح المعلومات التي قد تنقذ الأرواح.
    Yalnız başınıza ya da başarılı olacağınızın garantisi olmayan ama insan sağlığını iyileştirebilecek ve hayat kurtarabilecek bir işte mi çalıştınız? TED هل كان العمل وحيداً؟ أم كان العمل على مشروع غير مضمون النجاح، لكنه قد يحسن صحة الإنسان أو ينقذ حياته؟
    Bizi kurtarabilecek bir tek kişi vardı. Open Subtitles لم يكن هناك سوى رجل واحد بإمكانه إنقاذنا
    Burada elini, hatta hayatını kurtarabilecek tek kişi de benim. Open Subtitles أنا الوحيد هنا الذي بإمكانه انقاذ يدك ومن المحتمل حياتك
    Hayatın için yalvar,gerzek. Seni kurtarabilecek tek kişi kızın. . Open Subtitles توسّل لإنقاذ حياتك أيّها الأحمق ابنتك فقط قادرة على إنقاها
    Kendilerini kurtarmayı umdukları kişi kendini kurtarabilecek miydi? Open Subtitles فهل الرجل الذى كانوا يأملون منه أن ينقذهم سيتمكن من إنقاذ نفسه؟
    -Oğlum eğer arkadaşının hayatını kurtarabilecek en ufak şans varsa o zaman yapman gereken odur. Open Subtitles تستطيع فيها إنقاذ حياة أصدقائك أذن هذا هو ما عليك فعله
    Bu salın üzerine yanına alabildiği, kendisini kurtarabilecek her şeyi almak mı istiyor? Open Subtitles أيمكن أن تكون مستعدة لفعل أي شيء لتركب هذا القارب حتى يمكنها إنقاذ نفسها،
    Ve bu kararı verdiğin zaman, parandan da, karını kurtarabilecek güçten de vazgeçtin Open Subtitles تخلّيت عن المال و السلطة التي كانت ستمكنك من إنقاذ زوجتك
    Aradığımız kişi ailemi kurtarabilecek tek kişi. Open Subtitles الشخص الذي نبحث عنه هو الشخص الوحيد الذي يمكنه إنقاذ عائلتي
    RP: Hayat kurtarabilecek tıbbi becerileri sergilemek için eğitildiler. TED ر.ب: إنهم مدربون على أداء المهارات الطبية التي يمكنها أن تنقذ حياة الناس.
    Paniği önlemek ve hayatınızı kurtarabilecek olan o birkaç saniyeyi kullanmayı öğrenmek için bu şart. Open Subtitles من أجل تفادي الذعر, وإستغلال تلك الثواني القليلة الّتي قد تنقذ حياتك.
    Zil çaldı. Bir canı kurtarabilecek bir zil sesi. TED رن جرس الباب، رنين كان من الممكن أن ينقذ حياة.
    Umarım dünyayı kurtarabilecek bu iyi haber vaadiyle dikkatinizi çekebilmişimdir. TED لذا ، أعدكم باخباركم بالخبر السار إذا اعرتوني اهتمامكم هذا ممكن أن ينقذ العالم.
    Bu dünyada bizi kurtarabilecek tek kişi var. Open Subtitles هناك شخص واحد في هذا العالم يمكنه إنقاذنا
    Ve Noel'i kurtarabilecek tek kişi sensin. Open Subtitles و انت الوحيد الذي بإمكانه انقاذ الكريسماس.
    Bize ne olduğunu gösterecek kadar hızlı. Çok geç olmadan kardeşini kurtarabilecek. Open Subtitles بسرعة تكفي لنعلم ماهيتها في الوقت المناسب لإنقاذ أخيه
    Şimdi bizi kurtarabilecek tek şey bir mucize. Open Subtitles اننا فشلنا وان الشىء الوحيد الذي يمكن ان ينقذنا هي المعجزه
    Acaba kendini kurtarabilecek mi merak ediyorum? Open Subtitles اتسائل ان كان سينقذ نفسه نحن سننقذ انفسنا
    İnsan ticareti karşıtları, Shannon'ların hayatını kurtarabilecek milyonlarca dolar yatırıyor hesabımıza. Open Subtitles فاتورة المعاداة للإتجار بالبشر تضع ملايين الدولارات " في برامج كانت ستنقذ حياة " شانين
    İlgini çekecek. Beni kurtarabilecek tek kişi sensin. Open Subtitles سوف تثير اهتمامك ، أنت الرجل الوحيد الذي بمقدوره إنقاذي
    Seni kurtarabilecek tek şey bu olabilir. Open Subtitles قد يكون ذلك الشئ الوحيد الذي من شأنه إنقاذك.
    İddialı birine benziyorsun, bakalım onları kurtarabilecek misin. Open Subtitles تبدو كرجل يستمتع بالتحديات فلنرى لو كنت تستطيع إنقاذهم
    Dünyada seni kurtarabilecek bir anlaşma olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا اعتقد انه يوجد اتفاق على وجه الارض يستطيع انقاذك.
    Eğer onu kurtarabilecek olsaydım ona kalbimi verirdim. Open Subtitles . . لو كان يمكنني انقاذه لكنت ساعطيه قلبي
    Beni bulduklarında beynimin paramparça olduğunu ve beni kurtarabilecek tek doktorun ben olduğumu söylediler. Open Subtitles لقد قالوا أنهم عندما وجدوا جسدي كان مخي محطما ً لدرجةأن الطبيب الوحيد الذي كان بمقدوره انقاذي, كان أنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more