| Benim yerime dünyayı kurtarman gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب أن تنقذ العالم بدلاً مني |
| Halüsinasyon olduğumu sandın. Doğru şeyi yapıp Henry'yi kurtarman gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | ظننتني صنيعة هذيانك و قلت أنّك ستفعل الصواب و تنقذ (هنري) |
| Şimdi, bu temize çıkıp kendini kurtarman için son şansın. | Open Subtitles | و الآن ، هذه فرصتك ِالأخيرة لتبرئي ذمتك و تنقذي نفسك. |
| Köprüde tanıştığımız o ilk gün arabam nehre düştüğünde beni kurtarman. | Open Subtitles | على الجسر عندما إلتقينا المره الأولى تمكنت من إنقاذي عندما غرقت سيارتي في النهر |
| - Beni kurtarman gerekebilir. | Open Subtitles | لماذا؟ قد أحتاج إليك كي تنقذني |
| Sana tapınak dünyayı kurtarman için ne kadar ödüyor? | Open Subtitles | فقط قل لي كم يدفع لك هذا المعبد لتنقذ العالم ؟ |
| O bir katil olabilir, hem de 2 kere ve sen ona, kurtarman gereken bir prenses gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | ربما تكون مجرمة و تتصرف على أنها أميرة عليك أن تنقذها لا ترعيني رجاء |
| Çünkü kurtarman için bekleyen bir sürü insan var. | Open Subtitles | لأن هناك الكثير من الناس لك لتنقذهم |
| Yenmen gereken ve kurtarman gereken birisi var. | Open Subtitles | ... لديك عدو يجب ان تهزمه و شخص يجب أن تنقذه ... |
| Bütün isteğim kendini kurtarman, haydi git. | Open Subtitles | كل ما أردته هو أن تنقذ نفسك. لذا إذهب. |
| Yaptığın şey için seni affedebilmemin tek yolu Sophia'yı kurtarman. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي سأسامحك بها "على ما فعلته هو أن تنقذ "صوفيا |
| Senin Mısır'ı kurtarman için her gün dua ediyordu ama sen gelmedin. | Open Subtitles | كل يوم كانت تصلّي لأجلك كي تنقذ "مصر" ولكنك لم تأتي |
| Dünyayı, senin kurtarman için bir yol buldum. | Open Subtitles | أظن أنني عرفت طريقة كي تنقذي العالم |
| Beni kurtarman için ben de sana izin vermem. | Open Subtitles | و لن أسمح لك أن تنقذي نفسك لكي تنقذيني |
| Şimdi ise kendini kurtarman gerekecek. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن تنقذي نفسكِ الآن |
| Beni öldürmeye çalıştığın için kurtarman gerekti. | Open Subtitles | لَم تضطرّي إلى إنقاذي إلّا لأنّكِ حاولتِ قتلي |
| Senin beni kurtarman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض بك إنقاذي |
| Gelip kıçımı kurtarman gerek! | Open Subtitles | يجب عليك ان تحضر و تنقذني |
| Beni kurtarman gerek. | Open Subtitles | عليكَ أن تنقذني. |
| Hayatını kurtarman için sana bir şans vereceğim ufaklık. | Open Subtitles | سوف اعطيك فرصة أيها الفتى الصغير لتنقذ حياتك |
| Açık olan birşey var ki, O kadar yolu kendini bataktan kurtarman için gelmişsin. | Open Subtitles | لكن واضح أنك قدمت كل هذه المسافة إلى هنا لتنقذ نفسك من الغرق |
| Sürekli kendisini ve hepsini kurtarman gerektiğini söyleyen kişi. | Open Subtitles | تلك التي تخبرك مراراً وتكراراً بأنّه توجب عليك أن تنقذها أنقذهم جميعاً |
| Sana nasıl casusluk yaptıklarını düşünecek olursam hanımda barındırıp ekmeğimi yedirmektense onları şuracıkta öldürürdüm ama sana onları kurtarman için de bir şans veriyorum. | Open Subtitles | عندما افكر فى كيف تجرئوا على التصرف كـ جواسيس لك بينما يقيمون فى نزلي و يأكلون من خيرى تجعلنى ارغب فى قتلهم فى الحال لكنى ساعطيك فرصه اخرى لتنقذهم |
| Onu hemen kurtarman gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن تنقذه الان |
| DNA'ların da ki bulmacayı çözmek için seçilmiş kaftansın... bazı insanları kurtarman mümkün olabilir! | Open Subtitles | ،لدي لغز بحاجة لأن يُحل .وأنت الـ"أساري" المناسبة لهذا كلما أسرعتي بحله، كلما كانت لديكِ الفرصة لإنقاذ بعض المستوطنين، ما رأيك؟ |