| Ve ormanlar bir defa daha kurudu. Yukarı büyümek bir hayat biçimi halini aldı. | TED | جفت الغابات مرة اخرى. الذهاب مستقيماً أصبح إسلوب الحياة. |
| Freedom, bana bir kadeh şampanya al. Boğazım kurudu. | Open Subtitles | فريدم أحضر لي من الشامبانيا , حنجرتي جفت من العطش |
| İçim kurudu. Gidip şu buzlu çaya bir bakayım. | Open Subtitles | حلقي جاف, سأذهب لتفقّد الشاي المثلّج ذاك. |
| Niçin bu... pınar şimdiye kadar çok bereketliydi ve... neden bu kadar ihtiyacımız varken kurudu? | Open Subtitles | لماذا ؟ لماذا هذا الماء الوفير الذي كنا نملكه فجأة جف الماء في الوقت الذي نحن بأمس الحاجة له ؟ |
| Parvati olmayınca, toprak kurudu ve çoraklaştı. | TED | فمن دون بارفاتي، أصبحت الأرض جافة وقاحلة. |
| Kanka, dilim kurudu. | Open Subtitles | يا صاح، لقد جفّ لساني. إلى متى سأظلّ ألعق دعوات الزفاف هذه؟ |
| Nehirler ve göller kurudu. | Open Subtitles | البحيرات والأنهار جفت أصبحت الغابات صحاري |
| Göller ve nehirler kurudu. Ormanlar çöle dönüştü. | Open Subtitles | البحيرات والأنهار جفت أصبحت الغابات صحاري |
| Çünkü 48 saatlik haber özetin aylar önce kurudu. | Open Subtitles | لأن دورة أخبار الـ 48 ساعة قد جفت قبل شهر مضى |
| Aria, dilim damağım kurudu. | Open Subtitles | أريا حلقي جاف قليلا هل لديكِ وقت لتأتي لي ببعض الشاي |
| Sanatın kendi kitlesini bulacak. Ağzım çok kurudu. | Open Subtitles | أعمالك الفنية ستجد جمهوراً خاصاً فمي جاف جداً |
| Daha fazla söyleyemiyorum, boğazım kurudu. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الغناء أكثر. يجعلني جاف. |
| O kadar çok yalan söylüyorsun ki ağzın kurudu. Kiminle konuştuğunu biliyor musun? | Open Subtitles | انت تكذب كثيراً, لقد جف فمك وانت تصدر ذلك الصوت المضحك |
| Üç gün önce boğazım gerçekten çok kurudu daha sonra dilimin balon gibi olduğunu hissetim. | Open Subtitles | كان منذ ثلاثة أيام جف حلقي تماماً و شعرت أن لساني ينتفخ كالبالون |
| Ağlamaktan boğazım kurudu. Aklımı kaçırmış gibiydim. | Open Subtitles | حنجرتي جافة من البكاء .لقد فقدت عقلي تماما |
| O sene kuraklık vardı bu yüzden Joseon'daki barajların tümü kurudu. | Open Subtitles | تلك السنة كانت جافة خصوصاً أن كل ضفاف الأنهار في جوسون جفّت |
| Hayır, o göl iki sene önce kurudu. Bize bir kayık yapabilir misin? | Open Subtitles | لا، ذلك الشيء جفّ قبل صيفين هل يمكنك بناء قارب لنا؟ |
| Burada yaşayan Siren'i* ben öldürdüm. Bu yüzden göl kurudu. | Open Subtitles | حوريّة البحر التي كانت تعيش هنا قتلتُها، لذلك جفّت البحيرة |
| Ayrıca dilim damağım kurudu da... | Open Subtitles | أَنا جافّة أيضاً وأَتسائلُ إذا أنا قَدْ... |
| Sizin ağzınız da hiç bu kadar kurudu mu? Sigarayı içine... - ...koyabilirsin, ıslanmaz. | Open Subtitles | هل حدث يوماً أن فمك يصبح جافاً جداً بحيث لا تستطيعي وضع سيجارة فيه؟ |
| Çiçek açtı açmasına ama ürün dalında kurudu ve öldü. | Open Subtitles | الزهرة جاءت لكن الفاكهة ذبلت وماتت على الغصن |
| Ben alacağım, biraz ağzım kurudu da. | Open Subtitles | - لا ، لا ، شكراً لك - أشعر بالجفاف قليلاً هل تمانع ؟ |
| Su alacağız, kardeşim. Boğazımız kurudu. | Open Subtitles | هلا جلبت لي ماءاً، يا اخي انا عطش |
| O halde sanırım durup dururken gözlerim kurudu ve boğazım ağrıdı. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن عيني جافتين وحلقي يؤلمني بلا سبب |
| Boğazım kurudu. Bakalım buralarda içme suyu var mı? | Open Subtitles | حلقي جافٌ ، سأري إن كانت هُناك أيُّ مياهِ عذبة. |
| Boğazım kurudu. | Open Subtitles | .حنجرتي جافّةُ أسف |
| Ağzım deli gibi kurudu. | Open Subtitles | لدي فم قطني الآن مصطلح يُطلق عما يحدث للفم من جفاف وتورم مؤقت في الفم، مما يؤدي إلى عدم الكلام بشكل صحيح |