"kuruyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تجف
        
    • يجف
        
    • جافة
        
    • يبني
        
    • جفاف
        
    • جاف
        
    • الجفاف
        
    • يجفّ
        
    • ينصب
        
    • تذبل
        
    • إنّه يقوم
        
    • ينصّب
        
    • يتواصل
        
    • بتنصيب
        
    • بالتواصل
        
    Sonra sprey kuruyor. Toza dönüşüyor. TED ومن ثم تجف هذه الرغوة لكي تتحول إلى بودرة
    Dilim, öldüğümüz zamanki gibi kuruyor, küle dönüşüyor, hiç kömür olmadan. TED يجف لساني بذات الطريقة التي توفينا بها، ليصبح رمادًا دون الفحم.
    Önemli olan şu ki ineklerin sütü kuruyor, keçiler çok erken doğuruyor. Open Subtitles لكن الأبقار الآن جافة وترمى عنزات أطفال قريبا جدا
    Duyuları hiç zarar görmemiş kişilerde bile beyin, algıladığımız dünyayı yarım bilgilerden kuruyor. TED ولكن حتى بالنسبة للأفراد الذين يملكون حواس سليمة تماماً يبني الدماغ العالم الذي ندركه من معلومات ناقصة.
    Çünkü alkol su kaybına neden oluyor bu yüzden ağzım kuruyor ve böylece nefesim kötü kokuyor. Open Subtitles لأن الكحوليات تسبب الجفاف والتي تسبب جفاف الفم، والذي يؤدي لرائحة الفم الكريهة
    İshalim var. Ağzım kuruyor. Open Subtitles لدي إسهال، فمي جاف.
    Mürekkep kuruyor. Yani ne yapmamı istiyorsun? Open Subtitles الحبر يجفّ فماذا تريدينني أنْ أفعل؟
    Ve babam klima sistemleri kuruyor, Open Subtitles ووالدي ينصب أنظمة تكييف الهواء
    su sürekli yeni kanallar açıyor. Bazıları kuruyor, yenileri yapılıyor. TED مع تغييرات المد والجزر والجو، فبعض الأشياء قد تجف وبعض الأشياء تتكون من جديد.
    O beton soğuk, ıslak ve genleşerek kuruyor. Open Subtitles تلك الخرسانة باردة ورطبة وتتوسع بينما تجف
    Her geçen gün kaynakları daha da kuruyor. Open Subtitles قد ذهب لا تسيطر عليها الحكومة لمدة شهر تقريبا. مع مرور كل يوم، الموارد تجف.
    Sonucunda kaynak kuruyor ve ben sürümü başka yere götürüyorum. Open Subtitles لذا يجف الجدول أحيانا وأضطر إلى نقل القطيع بسبب ذلك
    Birisinin boyası kuruyor, diğerinin yarası. Open Subtitles ألوانرجلألوانهتجف .. و الرجل الآخر جرحه يجف ..
    Floransa'da değiliz. Boyalar daha hızlı kuruyor. Open Subtitles أسرع؛ نحن لسنا في فلورنسا الطلاء يجف بشكل أسرع
    Yağmurun döküldüğü gün toprak kuruyor. Open Subtitles في النهار يسقط المطر. والأرض لا تزل جافة.
    Yeni otobanda işleyecek toplu taşıma sistemi kuruyor. Open Subtitles كان يبني نظام ترانزيت كبيراً بالإشتراك مع نظام الرسوم الجديد
    Korkudan insanın ağzı kuruyor. Open Subtitles الخوف من جفاف الفم.. أليس كذلك ؟
    Burası epey kuruyor. Open Subtitles هنا الجو جاف بعض الشيء
    Arabistan yeşildi ama o zamandan beri gitgide daha da kuruyor. Open Subtitles كانت جزيرة العرب أرضا خضراء لكنها بدأت في الجفاف منذ ذلك الحين
    Sonra kan kuruyor ve yön değiştiriyor. Open Subtitles يجفّ الدم ثمّ يغيّر اتجاهه...
    - Bence A ona tuzak kuruyor. Open Subtitles ماذا يجري ؟ أعتقد أن A ينصب له فخًا!
    Biz konuşurken, iç organların kuruyor. Open Subtitles بينما نتكلم فإن أعضائك الداخلية تذبل
    Bana tuzak kuruyor. Birkaç hafta önce Honjo Masamune'yle de denemişti. Open Subtitles إنّه يقوم بالإيقاع بي, وقد حاول ذلك "منذ بضع أسابيع مع الـ" هانجو ماسوماني
    Web-bombasını, Flint Hill Data Çiftliği'ne kuruyor. Open Subtitles إنّه ينصّب الماحق الشبكيّ بمزرعة بيانات (فلينت هيل).
    Modern dünyamız geçmişin herhangi bir zamanında olandan daha fazla biçimde kendi içinde ve kendi arasında iletişim kuruyor. TED عالمنا الحديث يتواصل مع نفسه وبين الناس أكثر مما فعل في أي وقت مضى.
    Hükümetimiz altı yeni nükleer enerji santralı kuruyor. TED ستقوم حكومتنا بتنصيب ست محطات إنتاج طاقة نووية جديدة.
    B.A.E.'ler erkek askerlerle afgan kadınları arasında köprü kuruyor. Open Subtitles و تعمل هؤلاء الجنديات على حل المشكلة بالتواصل مع وحدات المشاة للذكوز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more