"lapası" - Translation from Turkish to Arabic

    • عصيدة
        
    • العصيدة
        
    • كمادة
        
    • بعصيدة
        
    Affedersiniz, bana bir tabak deniz ürünü lapası verir misiniz? Open Subtitles عفوا ، هل يمكن أن تعطينا واحد عصيدة أذن البحر؟
    Bir çiftçi ve reçber mutfakta oturuyorlarmış kahvaltı için hazırlanıyorlarmış, yulaf lapası ve süt. Open Subtitles هل سمعتم هذه القصة ؟ كان هناك مزارع ومساعده يجلسان في المطبخ يجهزان لتناول الإفطار وهو عصيدة و بعض الحليب،
    Biraz pirinç lapası yedi, tekrar uyudu. Open Subtitles أكلت بعضا من عصيدة الرز، لكنها ما لبثت أن خلدت للنوم مجددا
    Ben en çok bu versiyonu seviyorum, çünkü bazı çocuklar daha büyük, bazıları daha küçük ve bana göre bu tıpkı Goldilocks'un yulaf lapası gibi, tam olması gerektiği gibi. TED هذه النسخة المفضلة لدي، لأن بعض الأولاد أكبر وبعضهم أصغر، وبالنسبة لي، هذه مثل المعتدل في العصيدة
    Bu yulaf lapası biraz sert... ama bir şöyle ya da böyle bir şeyler yemelisin. Open Subtitles تلك العصيدة سوف تقوى من جسدك ولكن الامر معتمد على الطريقة التى تأكلى بها
    Biraz inek gübresi ve papatya lapası onu iyileştirir. Open Subtitles روث بقرة و كمادة بابونج سيشفيانها
    Kremalı et lapası deseler daha doğru olur ve umarım bizi umutlandırmaz. Open Subtitles عليهم تسميته بعصيدة اللحم بالكريمه لكي لا يرفعوا معنوياتنا
    Oh, asker lapası ile geçen onca yıldan sonra kolayca doyuyorum. Open Subtitles بعد سنوات طوال من عصيدة الجنود أصبحت أشبع سريعاً
    CEO, size en pahalısından istiridye lapası aldım. Open Subtitles رئيس ، أشتريتٌ اليك عصيدة إذن البحر الثمينه
    Sert ve soğuk, talaş lapası. Birazcık sote tabiki. Open Subtitles عصيدة باردة مع بعض النشارة القليل من القوارض المسلوقة بالطبع
    Daha az önce lahana lapası yaptım ben de. Vay be. Open Subtitles لقد حضرت عصيدة الملفوف تلكَ للتو أيضاً هذا مذهل
    Anne, oraya sadece yulaf lapası götürmek cimrilik olur. Open Subtitles أوما، انه قليل إلى حدّ ما فقط عصيدة.
    - Dana iç yağıyla hazırlanmış yulaf lapası mı bu? Open Subtitles هل هذا شحم البقر في عصيدة الأرز؟
    'Gün ışığımsın sen benim.' Lahana lapası nasıl yapılır? Open Subtitles أنت إشراقتي كيفية إعداد عصيدة الملفوف
    -Yulaf lapası, domuz eti ve yumurta. Open Subtitles عصيدة ولحم خنزير وبيض.
    George on Jane'de servis ettiğin yulaf lapası seni hasta mı etti? Open Subtitles هل العصيدة اللتي تقدمها لـ جورج تجعلك مريض؟
    Bu arda, yulaf lapası da getirdim. Biraz ister misin? Open Subtitles ،أوه صحيح , لقد أحضرت معي بعض العصيدة أيضًا هل تجربينها؟
    Turp yoksa, yulaf lapası yeriz. Open Subtitles و إذا لم يكن لدينا لفت فسنأكل العصيدة
    Kahvaltıda yulaf lapası yedik. Open Subtitles لكننا أكلنا العصيدة على الإفطار
    Silhat yağından yapılmış yara lapası işe yarar ayrıca güzelavrat otu tentürü de kalbi uyarır. Open Subtitles كمادة من زيت "الباتشولي" ستفي بالغرض وصبغة الـ"بالادونا" لتنشيط القلب
    Yarasının üstünde yara lapası var. Open Subtitles .هناك كمادة على جرحه
    Ayrıca yemek yulaf lapası değil çorba. Open Subtitles إنها مرق، وليست بعصيدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more