| Lizzie, hayatım, sen benim kızımsın, seni seviyorum, ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | حبيبتي ليزي .. أنتي ابنتي وأنا أحبك ، لكنك مخطئة |
| - Frankie'yi bu işe karıştırma. - O ölüyor, Lizzie. | Open Subtitles | ـ دعي فرانكي خارج الموضوع ـ إنه يموت يا ليزي |
| Sevgili Lizzie ve Helen'in sevgililer günü kartlarını bir görseniz! | Open Subtitles | لا يمكنكما تخيل تسلية هيلين و ليزي ببطاقات عيد الحب |
| - Biri Lizzie, biri Helen için. - Kart aldık! | Open Subtitles | هنالك واحدة من أجل ليزي ,وواحدة لهيلين لقد إستلمنا بطاقات |
| Lizzie, fikrini değiştirirsen yarın sabah saat 9'da Trevi Çeşmesi'nde buluşalım. | Open Subtitles | ليزى لو غيرتى رأيك سأقابلك غدا الساعة التاسعة صباحا عند نافورة تريفى |
| Şiirin tam aksine, Lizzie Borden ailesine toplamda 29 kere vurmuştur. | Open Subtitles | على نقيض القصيدة، ليزي أعطىَ بوردين أبويها ما مجموعه 29 يَضْربُ. |
| Çalıştığınız onca yıl boyunca Lizzie'nin babasına bir hediye vermediğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | لم تري ليزي تعطي والدها هدية هل هذا التصريح صحيح ؟ |
| Lizzie, o elbiseyi yakarak yanlış bir şey yaptıysa, bu benim hatamdır. | Open Subtitles | إن كانت ، ليزي قد قامت بخطأ بحرق الثوب فقد كان خطئي |
| Lizzie Andrew Borden'ı bu cinayetle bağlandıran hiçbir delil yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل ملموس مباشر يربط، الآنسة ليزي بوردن ،بالجريمة |
| Lizzie'yi kaybetmek o kurşunların ona saplandığını görmek, ölümden beterdi. | Open Subtitles | خسارة ليزي مشاهدة تلك الرصاصات تخترقها كان هذا مثل الموت |
| Çünkü arkadaşın olsam Lizzie North'un yeni işi hakkında beni önceden bilgilendirirdin. | Open Subtitles | لأنني لو كنت كذلك لحصلت على بلاغ عن وظيفة ليزي نورث الجديدة |
| Fakat Lizzie Wolf güçlü duygularımızı tutku olarak ifade ettiğimizde hem erkekler hem de kadınlar için ağlamanın kınanmadığını göstermiştir. | TED | بيّنت ليزي وولف أن عندما نعبّر عن عواطفنا كشغف فإن الاستنكار من بكائنا يختفي عند كل من الرجال والنساء. |
| Ancak Lizzie Borden gibi arada bir, üç yüz yıl içerisinde "vademiz geliyor" sanırım. | TED | لكن في كل فترة من الوقت، مثل ليزي بوردن، كثلاث مرات في القرن، ونحن على مقربة من ذلك. |
| Bu Nazilerin Lizzie'den geçmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أدعَ أولئكَ النازيين دخول نفق ليزي. |
| ...Lizzie Borden, baltalı katil Yahuda, hain Shirley Vig terk eden. | Open Subtitles | ليزي بوردين ، قاتل بالفأس جيودس اليهودى شيرلى فج |
| Özür dilerim, bu, uh... sana, benim için yaptıklarından dolayı minnettar olmadığımdan değil, Lizzie. | Open Subtitles | أنا أسف,انه.. أنا لا أقدر كل ما فعلتيه من أجلي يا ليزي |
| İstememem gerektiğini biliyorum, ama o benim kardeşim Lizzie. | Open Subtitles | أعرف أنني لا يجب أن اسأل .. لكنه أخي يا ليزي |
| Kan sudan koyudur derler Lizzie.. | Open Subtitles | سيقولون أن الدم لا يمكن أن يتحول لماء يا ليزي |
| Lizzie, Koca Al, 15 yıl önce burayı terk etti. | Open Subtitles | ليزي", "بيج آل" فارقنا منذ ما يقرب من 15 عام |
| Roma'da ne tür bir felaket olacağını bilmiyorum ama, Lizzie orada olduğuna göre kesin bir şey olacaktır. | Open Subtitles | انا لااعلم اذا كان هناك كارثة ستحل بروما ام لا ولكن بوجود ليزى شىء ما سيحدث |
| Bunu anneme gösterirsem, Lizzie'nin başı derde girer. | Open Subtitles | واذا شاهدت امى هذة الصفحة فان ذلك سيجرح ليزى |
| Lizzie, ne bu yatırımcının kim olduğunu biliyorsun... ne de paranın gerçekten var olduğunu. | Open Subtitles | ليز,انت لا تعرفي شيئ عن هذا الراغب في الشراء او لو كان ماله هذا حقيقي |
| Rebecca, kısa bir süreliğine Lizzie dene saç şeklinin öncüsü oldun. | Open Subtitles | (ربيكا) ، لفترة وجيزة تصرفتي بشخصية اسمها (ذا لزي) |
| Onu Croatoan'a götür, o da Lizzie'nin sende kalmasına izin versin. | Open Subtitles | سلمها الى كروتون وهو سيدعك تحتفظ بليزي |