"mümkün olan" - Translation from Turkish to Arabic

    • ممكنة
        
    • ممكن
        
    • الممكنة
        
    • الممكن
        
    • ممكنه
        
    • للمنتهى
        
    • الإمكان
        
    Gerçekten ama gerçekten kurtulmak istediklerinde Jim Crow South'dan ABD sınırları içerisinde mümkün olan en uzak noktaya, Alaska'ya gittiler. TED وحين رغبوا حقًا في الهرب بعيدًا، اتجهوا إلى ألاسكا، أبعد منطقة ممكنة داخل حدود الولايات المتحدة عن جنوب جيم كرو.
    mümkün olan en kötü saatte uyanık olduğunuz anlamına geliyor. TED انها تعني شيئا ما يشبه انك مستيقظ في أسوأ ساعة ممكنة.
    Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak. TED هدفي كفنان هو أن أستخدم أصغر كمية ممكنة.
    Bu nedenlerden dolayı, mümkün olan en kısa zamanda bu yerden gitmek istedim. Open Subtitles لهذه الأسباب كلها، كنت أرغب في الخروج إلى الميدان في أسرع وقت ممكن.
    Basit bir dizilim, bu hücrelerin mümkün olan her yönde kodlama yaptığını gösterir. TED المحاذاة الأساسيّة تبيّن أن هذه الخلايا تقوم بالتّشفير نحو كلّ الاتجاهات الممكنة.
    mümkün olan en kısa süre içinde onu dengi bir sınıfa vermeye çalışın. Open Subtitles حاولوا أن تدخلوه في نفس المرحلة الدراسية بأقرب فرصة ممكنة
    Bu zararı da mümkün olan her konuda telafi etmeye hazır olduğuma sizi temin ederim. Open Subtitles وأؤكد لك رغبتى فى تعويضهم بأى طريقة ممكنة
    Çocuğunuza mümkün olan en iyi başlangıcı yaptırmak istiyorsunuz. Open Subtitles أنتم تُريدون إعطاء إبنكم أفضل حياة ممكنة
    mümkün olan en fazla cezayı veriyorum: Open Subtitles أحكم عليك بأقصى عقوبة ممكنة يسمح بها القانون
    mümkün olan en fazla cezayı veriyorum: Open Subtitles أحكم عليك بأقصى عقوبة ممكنة يسمح بها القانون
    Ona mümkün olan en hızlı bir şekilde buraları terk etmesini söyle. Open Subtitles أخبرها أن تخرج من هناك بأسرع طريقة ممكنة
    İnsanlar bana mümkün olan en iyi hayatı vermeye çalışıyor. Open Subtitles الناس يحاولون جهداً توفير أفضل حياة ممكنة.
    Bu acemi asker bombayı ve hedefi mümkün olan en son anda verdi. Open Subtitles يجب أن تعرف كل شيء. يعطوا المجند قنبلة و هدف ليضربه في آخر لحظة ممكنة.
    mümkün olan bütün bıçak türlerini inceledim fakat hiçbiri kafadaki yaraya uymuyor. Open Subtitles بالضبط لقد حللت كل سكينة ممكنة ولا واحدة منها تطابق جرح رأس الضحية
    Lordun emri, mümkün olan en kısa zamanda çocuğu ele geçirmekti. Open Subtitles لقد كانت أوامر الرئيس هي أن نحضر الصبي بأسرع وقت ممكن
    Eğer buna yenilmemek istiyorsak mümkün olan en iyi gösteriyi ortaya koymamız gerekir. Open Subtitles حسناً، إن كانت هنالك فرصة للتغلب على هذا ستكون بالقيام بأفضل عرض ممكن
    Biyolojik annesini mümkün olan en kısa sürede buraya getirmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نجلب أمها البيولوجية إلى هنا بأقرب وقت ممكن
    İşim mümkün olan her kelimeyi sözlüğe koymak. TED عملي يتمثل في وضع كل الكلمات الممكنة في القاموس.
    bu da mümkün olan ölçülerden daha derinlere iner. TED لذا فهذا سيكون في أصغر المقاييس الممكنة.
    Aniden mümkün olan şey, her birine 100.000 veya daha fazla kişinin kaydolduğu üç büyük Stanford dersiyle ispatlandı. TED الممكن فجأة تم تدشينه بواسطة ثلاث فصول دراسية كبيرة في جامعة ستانفورد، كل منها حضره 100،000 دارس أو يزيدون.
    Size mümkün olan herhangi bir şekilde yardım etmek için emir aldım. Galiba biz... Open Subtitles لقد استلمت اوامر بان اساعدك باى طريقة ممكنه
    Tüm bu tehditler, şiddeti gereksizce tırmandırmalar bu kehanetin mümkün olan en kötü sonucuna sürükleniyoruz. Open Subtitles كلّ تلك التهديدات، وهذا التصعيد غير الضروريّ للعنف تهوي بنا للمنتهى الأسوأ لهذه النبوئة.
    İşte o an kesinlikle karar verdim: Verilerde kesinliği sağlamanın tek yolu mümkün olan en çok sayıda insana ulaşılabilmesiydi. TED لذا شعرت أن الطريقة الوحيدة لجعل الأرقام أكثر دقة هو وجود عدد كبير بقدر الإمكان من الناس الذين نستطيع طرح أسئلة عليهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more