| Şarkıcılar ayrıca ikincil ses aralıklarını titreştirme yoluyla artırabilirler - titreştirme, bir notanın perdesinin dalgalandığı müzikal bir etmen. | TED | كذلك يتمكن المطربون من زيادة مداهم من الجزئيات عبر تهديج الصوت وهو تأثير موسيقي تتذبذب فيه حدة الدرجات الموسيقية. |
| Büyük müzikal numaramızı dünyada bu kadar problem varken nasıl yapacağız. | Open Subtitles | كيف لنا أداء فقرتنا الموسيقية في ظل الكثير من المشاكل بالعالم؟ |
| Vokal gelişimi engellemek olağanüstü bir müzikal çeşitlilik ortaya koysa da, doğal olarak gelişen seslerin zaten inanılmaz bir çeşitliliği vardır. | TED | مع أن إعاقة نمو الصوت يمكن أن ينتج مدى موسيقي استئنائي، الأصوات التي تتطور بشكل طبيعي قادرة بالفعل على تنوع مذهل. |
| Ve 12'nci yüzyılda bir çizgi çizildi, müzikal yatay çizgi, perdenin yerini daha iyi belirleyebilmek için. | TED | وفي القرن الثاني عشر، ُرسم خط، مثل خط الافق الموسيقي ليدل بشكل افضل على مواقع النغمات |
| ve buna müziği neyin müzikal yaptığını anlayarak başlayacağız. | TED | وسنبدأ بفهم الأمر الذي يجعل الموسيقى موسيقية. |
| Sana gerekli olan yüzlerce komik şapka denerken müzikal tiyatro havası vermek. | Open Subtitles | حسناً ، هنا تحتاج إلى مقطوعة موسيقية مركبة بينما تجرب قبعات مضحكة |
| müzikal artık ilgini çekmiyordur herhalde ama nezaketen sana haber vereyim dedim. | Open Subtitles | ربما لست مهتمة بالمسرحية الموسيقية بعد الآن، لكن من باب اللباقة، أعلمك |
| Bu piyano klavyesi sayesinde artık müzikal bir prosesi araştırabileceğimiz bir aracımız var. | TED | اذا عبر لوحة الفاتيح هذه يمكننا الان ان ندرس عملية العزف الموسيقية |
| Sayılar kainatın senfonisinin yazıldığı müzikal notalardır. | TED | هي أرقام الملاحظات الموسيقية مع ما يكتب بها سيمفونية الكون. |
| Sanatçı bir aile tarafından yetiştirilen bir müzisyen ve bir mühendis olarak bu müzikal fotoğraf fikrini gerçekten güçlü buldum. | TED | كموسيقي، وكمهندس، وكشخص ترعرع وسط عائلة من الفنّانين، اعتقدتُ بأنّ فكرة الصور الموسيقية قوية للغاية. |
| Örneğin, müzikal bir nota kağıtta tamamen yakalanamaz ve ifade edilemez. | TED | على سبيل المثال، بالنسبة للنوتة الموسيقية لا يمكن التعبير عنها بالكامل على الورق بعد الاستماع إليها. |
| Sorduğun iyi oldu. Aklımda iki perdeli bir şey var, gizem ve müzikal. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك سألتِ , أقوم بتمثيل دور مزودج في عرض موسيقي غامض |
| Gördüğünüz gibi, Derek, senin beyninde dünyada bulunan tüm eserleri yeniden hesaplayan, kalibre eden inanılmaz bir müzikal bilgisayar var. | TED | يحتوي دماغك يا دِيرِيك على حاسوب موسيقي مدهش قادر على تقويم وحساب كل المقطوعات بالعالم بشكل فوري. |
| Umuyorum, bunun nasıl da bütünüyle -- nasıl da enstrümana dokunmayan bedenin bu bölümünün müzikal performansa aslında yardımcı olduğunu gördünüz. | TED | كيف ان هذا الجزء من الجسد و الذي لا يقوم بلمس الالة يساعد في الاداء الموسيقي حقيقة |
| Bu ölçekleri yerli bir müzikal işaret sistemi bestelemek ve yaratmak için kullanır. | TED | وقد استعمل هذه السلالم ليؤلف ويضع نظامًا محليا للتدوين الموسيقي. |
| Bu müzikal hassasiyet Murakami'nin eserini tamamen daha da hipnotik yapar. | TED | هذا الإحساس الموسيقي جعل من عمل موراكامي أكثر إبهارًا. |
| Bazı insanların müzikal yeteneği daha fazladır diğerlerinin sahip olduğundan fazla müziğin kıymetini bilme yetenekleri vardır. | TED | بعض الأشخاص لديهم قدرات موسيقيّة أفضل بالإضافة إلى قدرة أكبر على تقدير الموسيقى أكثر من الأخرين |
| Ama bizim için, siz muhteşem insanlara hazırlanmış inanılmaz bir müzikal gösteride bir oyuncudur sadece. | Open Subtitles | نقدم لكم عرضاً فنياً مع قليل من الموسيقى ايها الناس الرائعون |
| üç tane de müzikal deneye değineceğim. | TED | وسوف احاول ان اغطي ثلاث تجارب موسيقية ايضاً |
| Yine de, bazı anlar vardı, hiç şüphesiz, gerçek, içten müzikal etkileşimin gerçekleştiği bazı anlar vardı. | TED | ولكن مجدداً كان هناك لحظات حتماً لحظات كانت واقعية جداً .. صدقاً .. اثناء العزف كنت مستمتعا و مأخوذاً بها موسيقياً |
| Seni müzikal beğeni kursuna yazdırmak lazım. | Open Subtitles | أتعلم، يجب أن أقوم بتسجيلك في صف المقدرين للموسيقى. |
| müzikal açıdan hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | إنّها تفتقد إلى الميزة الموسيقيّة على الإطلاق. |
| # Bu bir müzikal ve her zaman Beni yakalayacak birileri var # | Open Subtitles | هذه مسرحية غنائية و هناك دائما شخص موجود ليمسك بي |
| "Başkan Reagan saçını boyadı." dedi Gary Trudeau, müzikal komedi eleştirisinde. | Open Subtitles | يقول قاري تروديو : الرئيس ريغان يصبغ شعره في مراجعه مسرحيته الغنائية الكوميدية الجديدة |
| Arkadaşın bir müzikal yazdığınızı söyledi. | Open Subtitles | صديقك قال أنكما تكتبان عرضًا موسيقيًا |
| Eğitici bir müzikal diş hijyeninden menapoza kadar pek çok konuyu içeriyor. | Open Subtitles | انه عرض غنائي تعليمي وهو يغطي كل شئ مثل الصحة |
| müzikal. Açsana. | Open Subtitles | إنه بموسيقي ، إفتحيه |
| Sadece müzikal var. Ben sakinlik arıyorum. | Open Subtitles | هذا المكان ملىء بالموسيقى هذا كل شىء هنا |
| - En sevdiğim müzikal hangisi? | Open Subtitles | ما مسرحيتي المفضلـة؟ |