maddi yönden rahat karşılanması sağlarken işlevsellikten kaybedilmiş. | TED | وعندما تكون لديك القدرة المالية تكون خسرت على الأداء |
maddi ve siyasi etmenler onların olağan yolculuk hatlarını izlemesine engel olur. | TED | كما يمكن للعوامل المالية والسياسية أن تمنعهم من السفر بالطرق المعتادة. |
Herhangi bir maddi zarar için müdafaanın sorumluluğu sulh mahkemesinde çözümlenecek bir meseledir. | Open Subtitles | مسؤولية المدعى عليه عن أى خسارة مالية هى مسألة تتقرر فى قضية مدنية |
Diğer taraftan sen geleceğinde hazır bir maddi kazanç görüyorum. | Open Subtitles | وأنتِ، في الجهة الأخرة أرى مكاسبٌ مالية لكِ في المستقبل |
Dikkat ederseniz, bu şehirlerin tüm maddi ve manevi yaşamı onların hayatta kalmasını sağlayan tahıl ve hasat tarafından şekillendirilmektedir. | TED | لذلك, إن أحببتم, فإن جميع مظاهر الحياة الروحانية و المادية لهذه المدن سيطر عليها الحبوب و الحصاد اللذان حافظا عليهم. |
Bay Naylor, Tütün Araştırmaları Akademisi'ne maddi desteğini kim sağlamaktadır? | Open Subtitles | السيد نايلور، من يزود التأييد المالي لـ أكادمية دراسات التبغ |
Açıkçası, maddi fedakarlıklar vardı çünkü babam kendisine para ödenmesini kabul etmiyordu. | TED | فبداية كان يضحي بوضعه المادي لانه كان على الدوام يرفض أن يؤجر على الوثائق المزورة |
maddi şartlarımızı değiştirmemiz gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد انه يلزمنا الحديث لتحسين شؤوننا المالية |
İsteğin üzerine biriminle ilgili maddi durumu yeniden değerlendirdik." | Open Subtitles | كما طلبت، لقد اعدنا تقييم الحالة المالية ثانية بخصوص وحدتك |
Bıraktım. Konuşmamız gereken maddi meseleler var. | Open Subtitles | هناك بعض المشاكل المالية يجب أن نحدثك بشأنها |
Biliyorum, maddi sıkıntılarım olduğu dedikodularını duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أعلم أنكم سمعتم إشاعة أني أواجه مشاكل مالية |
Önlem olarak, maddi yönden meteliksiz hale gelen şehir metrosu akşam saatlerinde daha fazla polisle korunacaktır. | Open Subtitles | ان يكون عنده ضائقة مالية طلبوا الحماية من الشرطة على ممر النفق بعد الليل |
Öldürülen kişinin kumarhanenizle maddi ilişkileri vardı. | Open Subtitles | الشخص الذي قتل كان له إرتباطات مالية بهذا الكازينو |
Biz donanıma yoğunlaşıyorduk, çünkü insanların hayatını somut, maddi yönlerden değiştiren donanımdır. | TED | نحن نركز على الأجهزة لأنه من الأجهزة التي يمكن أن تغير حياة الناس في مثل هذه السبل المادية الملموسة. |
İnsanların Stasi ile işbirliği yapmalarının esas sebepleri siyasi görüşleri ve maddi menfaatleri idi. | TED | السبب الرئيسي لتعاون الناس مع الستاسي كانت القناعة السياسية والفوائد المادية. |
Biraz maddi güvence, ve hukuk fakültesini ödemek için yardımcı olabilecek. | Open Subtitles | بعض الأمن المالي ويمكن أن يساعد على دفع ثمن كلية الحقوق |
Bu hastalık, eğitimsel ve mesleki başarıyı, ilişkileri, maddi ve bireysel güvenceyi heba edebilir. | TED | قد يعيق المرض الأداء التعليمي والمهني والعلاقات والأمن المالي والسلامة الشخصية. |
Kendinizi maddi dünyadan çekip manevi dünyaya götürmekle ilgili. | TED | بإمكانها أن تأخذك من عالمك المادي إلى عالم روحاني. |
Bu sebeple, terörist bir gruba maddi destek sağlamak komplosu ile mahkum oldu. | TED | وبسبب ذلك، تمت إدانته بتهمة التآمر لتوفيير الدعم المادي لمجموعة إرهابية. |
- Mantıklı gelen tek şey bu. Bütün kurbanlarımız maddi sıkıntı içerisindeydi. | Open Subtitles | إنّه الشيء الوحيد المنطقي فكلّ الضحايا كانوا يعانون ضعفاً مالياً |
Durumum ortadaydı; 35'inde bekar ve maddi güvencesi olmayan bir kadındım. | Open Subtitles | ها قد كنت إمرأة عازبة سنها 35 عام دون دعم مادي |
maddi sorunlar yaşadığını ve aile dükkanını kaybetme düşüncesine katlanamadığını... | Open Subtitles | يقول أنّه يمرّ بمتاعب ماليّة ولم يكن بإمكانه تحمّل فكرة فقدان متجر عائلته |
Göreceksiniz, iyi niyetlerini göstermelerinin tek yolu maddi olarak bedelini bize ödemeleridir. | Open Subtitles | .. سترى أن الأمر الوحيد الذي يثبت حسن نياتهم هو إعالتنا ماديا |
maddi ve manevi olarak mahfolmuşlar çünkü bütün paralarını ve inançlarını bu insanlara bağlamışlar. | TED | محطمين ماليا وعاطفيا لأنهم أعطوا أموالهم وإيمانهم لهؤلاء الناس. |
O da, Paris'te balayındayken maddi hayatı sevdi ve yeni kocasından tiksindi. | Open Subtitles | وقضى شهر العسل فى باريس وطور طعم العالم المادى وذهبت لزوج جديد |
Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki; siz maddi şeyler ve başarılar nedeniyle övülür ve kabul görürsünüz. | Open Subtitles | لأنك عندما تعيش فى مجتمع يقوم على الماديات والإنجازات |
Alternatif akımın başarısına rağmen, Westinghouse'un şirket kaynaklarının genişletilmesi konusunda aşırıya kaçışı şirketi bir takım maddi güçlükler ile karşı karşıya getirmişti. | Open Subtitles | علي الرغم من نجاح التيار المتردد كان ويستنجهاوس قد بالغ في توسيع اعمال شركته وصولا الي صعوبات ماليه حاده |
Odada ki hiç bir değerli eşyaya dokunulmamış ve hiç bir maddi kazanç yok. | Open Subtitles | لم تلمس اى شىء ثمين فى الغرفة لا مكسب مادى |
Ama maddi ve ...şartlanılmış dünyadayken, ...bunları unutuyoruz, öyle değil mi? | Open Subtitles | في عالم ماديّ مشروط، ننسى ذلك، صحيح؟ |