"mallar" - Translation from Turkish to Arabic

    • البضاعة
        
    • البضائع
        
    • الشحنة
        
    • السلع
        
    • بضاعة
        
    • بضائع
        
    • شحنة
        
    • سلع
        
    • المخزون
        
    • الممتلكات
        
    • الخالية
        
    • بالسلع
        
    • أغراضاً
        
    • والبضائع
        
    • كانوا الحمقى
        
    mallar teslim edildi 8 nolu kompartımanın 9 nolu odasını takip edin. Open Subtitles الهاتف بايون، البضاعة وصلت. كن يقظاً نمرة 9 في سيارة 8.
    'Bacon, sokak köşelerinde çalıntı mallar 'satabileceği günlerin artık sayılı olduğunu görebiliyor. Open Subtitles باكون يعرف أن أيامه فى بيع البضاعة المسروقة فى الشارع أصبحت معدودة لقد حان الوقت ليفعل شيئا آخر وهو يعرف ذلك
    mallar emin ellerdeyse onunla bir işimiz yok demektir. Onu camiaya teslim edeceğiz. Open Subtitles البضائع في يدٍ أمينة، ولسنا في حاجة إليه، لذا سنسلّمه إلى إتّحاد المافيا.
    Ancak bu kaçak mallar sayesinde keyif çatıyor olmak da... değil mi? Open Subtitles يا لسعدنا، سنستمتع بكل هذه البضائع المهرّبة. الآن كلامك يبدينا كلصوص.
    Bu mallar gerçek aşılarla bir kere karıştı mı bir daha kimse farkı anlayamaz. Open Subtitles عندما تُخلط هذه الشحنة مع اللقاحات الحقيقية لن يتمكن أحد من التفريق بينها
    Neden kapitalizm geliştikçe, işten gelebilecek maddi olmayan tatminlerin hepsini yok eden mallar ve hizmetleri üreten bir model yarattık? TED لماذا كان كالرأسمالية المطورة خلقت نمط لإنتاج السلع و الخدمات بحيث يكون كل الرضا الروحي الذي قد يأتي من عمل ، منبوذ ؟
    Ülkeden çıkarmam gereken bazı mallar var. Open Subtitles لدى بعضاً من بضاعة هذا ما أحتاج إلية لكى أخرج من البلد
    Pit sizde. Yeni mallar için hazır olmalıydınız. Open Subtitles لديك ما يلزم، من المفترض أن يكون رجالك مستعدين لتسليم البضاعة
    Kamyon kaçırma olayıyla ilgili senin hakkında vereceği ifade ve evinde bulunan çalıntı mallar düşünülünce, eminim, avukatın parasını peşin almak istiyordur. Open Subtitles بشهادته ضدك في الإستيلاء على الشاحنه، ووجود البضاعة في بيتك أعتقد بأن محاميك لابد وأن يطلب الأجرة مسبقاً
    mallar arabanın üstünde, ikimiz de arabanın içinde... Open Subtitles ونضع البضاعة على السطح و إثنان منا داخل السيارة.
    Pazarda izinsiz mallar gördüm. Open Subtitles رَأيتُ بَعْض هذه البضاعة الممنوعة في السوق
    Çalınmış mallar. -Bu kadar hızlı değil, dostum! Open Subtitles البضائع المسروقة ليس بهذه السرعة يا صديقى
    Ona bunun altın olmadığını mallar zarar gördüğü için gümüş olduğunu söyle. Open Subtitles قل له إنه فضي ليس ذهبي لأن البضائع كانت متضررة
    Sergilenen mallar az sayıda, tezgah ve raflara özenle yerleştirilmiş. Open Subtitles وهو الحد الأدنـى من البضائع والتي توضع وتقدم بعناية على الطاولات المغلقة بالزجاج
    Haftaya yeni mallar geliyor. Open Subtitles الشحنة ستأتي خلال الإسبوع القادم
    İstediğimiz maddi mallar değil. İstediğimiz ödül aslında. TED ما نريده حقا ليس هو السلع المادية انما هو الجوائز المعنوية المرتبطة بها
    Bazı mallar taşıyorum. Karşılığında iyi para verecekler. Open Subtitles لدي بضاعة يجب أن أوصلها و سأحصل منها على مبلغ جيد منها
    Deponda hâlâ değerli mallar var değil mi? Open Subtitles ما زال لديك بضائع ثمينة متواجدة في مستودعك؟
    Ama Sam yeni mallar getiriyor. Köstebekle irtibata geçecektir. Open Subtitles لكن إذا سام إستلم شحنة جديدة فيجب أن يتّصل بجاسوس ثانية
    Bu yeterince doğru olabilir, eğer maddi mallar hakkında konuşuyorsak. TED هذا ربما يكون صحيحاً بما يكفي اذا كنا نتحدث عن سلع مادية.
    Özür dilerim.Yeni mallar geldi onlarla uğraşıyorum. Open Subtitles أنا آسف. جاء المخزون الجديد. وأنا عالق هنا في العمل
    Bu tekne polisin el koyduğu mallar mezadından. Open Subtitles هذا القارب من مزاد الممتلكات المصادرة التابع لشرطة هاواي
    Gümrük vergisiz mallar mağazasına da uğrarım hem. Open Subtitles سأحظى بفرصة الذهاب إلى السوق الخالية الضرائب
    Şimdi gettoda tek geçer akçe, alınıp satılacak mallar. Open Subtitles المقايضة بالسلع هي العمله الوحيده التي تستحق أي شئ في الجيتو
    Tuvaleti kullanmayı çalıntı mallar satmadan önce düşünmeliydin. Open Subtitles كان عليك دخول الحمّام قبل أن تبيع أغراضاً مسروقة
    Zemin katta, hayvan ve mallar için geniş alanlar ve üstte, ertesi günkü pazarlık öncesi kendilerini yenilemeleri için zengin tüccarlara tahsis edilen odalar vardı. Open Subtitles كان يوجد في طوابقها الأرضية مساحات واسعة للحيوانات والبضائع وبالأعلى، غرف للتجار الأغنياء ليستجمّو قبل أن يعاودو المساومة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more