Sadece Honey değil, maymunların çoğu daha fazla veren kişilere gitti. | TED | ولكن ليس فقط هني، معظم القرود ذهبت للأشخاص الذين يمنحوهم أكثر. |
Komisyon, içinde bulunduğumuz 1973 yılı itibariyle maymunların ... insanlara düşman olduğuna dair elle tutulur kanıtlar olmadığını, oy çokluğuyla kabul etmiştir. | Open Subtitles | عن طريق تصويت الأغلبية ، اللجنة لا تجد أدلة قوية عن العداوة من قبل القرود نحو البشر بنهايتنا سنة 1973 من إلهنا |
Bilim kanalında, maymunların yeterli arkadaşlık içinde olmadıklarında nasıl zarar gördüklerini izlemiştim. | Open Subtitles | . أظهرت قناة العلم كيف يمكن أن تتلف إذا كانت القرود وحدها. |
Bu çılgınca çünkü maymunların da şeyleri göreceli değerlendirdiklerini ve aslında kayıplarına kazançlarına davrandıklarından farklı davrandıklarını ileri sürüyor. | TED | هذا أمر جنوني لأنه يقترح أن القردة أيضا تقيم الأشياء بشكل نسبي وتعامل الخسارة بشكل مختلف عن تعامل الربح. |
Ve bu 6 yaşındaki kızın maymunların arasına düştüğünü gördük. | Open Subtitles | ورأينـا فتاة في السادسة من العمر سقطت داخل بيت القردة. |
Sadece maymunların yaşadığı bir gezegendeki tek insan olduğunu düşün. | Open Subtitles | تخيل أنك الإنسان الوحيد تسكن على كوكب يسكنه القرود فقط |
Bu maymunların izini süreceğiz ve diğer hayvanlara bulaştırmadan önce onları yakalayacağız. | Open Subtitles | نحن ذاهبون لنتعقب هذه القرود ونحتويهم قبل أن ينقلوا العدوى لباقي الحيوانات |
ve diğeri ile yer değiştiren bir sisteme sahipsen BU maymunların daktiloda yazdığına benzer. Bu talimatlardan her biri | TED | واذا كان لديك نظام حيث يُستبدل واحد بالاخر تُشابه كتابة القرود على الاًلة الكاتبة كل واحد من تلك الاوامر تظهر |
Anneleri olan maymunların alkol umurlarında değildi, cinsel saldırganlıkları yoktu. | TED | القرود التي كان لها أم لم تهتم بالكحول، ولم تتسم بالعدائية الجنسية. |
Ve maymunların Afrika kıtasında ortaya çıktığı gayet açık. | TED | ومن الواضح جدا ان القرود قد نشأت في قارة أفريقيا |
Kuyruksuz maymunların ataları ağaçlarda yaşamıştı. Bizim atalarımız ovalara inmişti. | TED | ظل جدود القرود على الاشجار اما جدودنا فقد نزلوا الى الارض |
İlgilendiğimiz soru, maymunların da aynı önyargıları gösterip göstermediği. | TED | السؤال الذي نحن مهتمين بإجابته هو ما إذا كانت القرود تظهر نفس التحيز. |
O maymunların arasına geri dönme fikri bile migren yapıyor bende. | Open Subtitles | فكرة العودة إلى هناك مع اولئك القردة تسبب لي صداعاً نصفياً |
Balı'deki stüdyom maymun ormanından sadece 10 dakika uzaklıktaydı. Ve tabii ki maymunların, bütün hayvanlar içinde en mutluları olmaları beklenir. | TED | ان الاستديو الخاص بي في بالي كان يبعد 10 دقائق عن غابة القردة وحتماً القردة يفترض انها الاكثر سعادة على كوكب الارض |
Elimizde mikrobiyomumuzu düzeltecek ve tazeleyecek aletlerin olacağı ve aynı zamanda maymunların ve bizim daha mutlu ve sağlıklı yaşayabileceğimiz bir geleceği dört gözle bekliyorum. | TED | أنا أتطلع إلى مستقبل حيث نستخدم الأدوات التي نحتاج لاستعادة وتجديد نبائتنا الميكروبية، وفي ذلك العالم، تعيش القردة حياة أسعد وصحية أكثر، وبالطبع نحن كذلك. |
Çok geçerli bir nedeni vardır; büyük maymunların koltuk altları karakteristik özellikleridir. | TED | هناك سبب واحد جيد، وهو أن القردة العليا لديها إبطان كمميزات فريدة لها. |
Büyük maymunların koltuk altları salgı bezleriyle kaplıdır. Bunlar sürekli olarak muazzam ölçülerde koku molekülleri üretirler. | TED | القردة العليا لديها هذان الإبطان مليئان بالغدد الإفرازية تنتج الروائح في كل وقت، أعداد هائلة من الجزيئات. |
Bu deneyde, farklı sosyal statülere sahip maymunların plasentalarını aldık. | TED | لذا في هذه التجربة أخذنا مشيمات من قرود ذات حالة اجتماعية مختلفة. |
İnsanlar hiçbir zaman maymunların kutsal yeteneklerine erişip iyiyi ve kötüyü ayırt edemeyecekler. | Open Subtitles | هذا أبداً ، لا للأنسان مؤسس ، كلية القرد القدسية لكونه قادرا على التمييز بين الشر والخير |
Sırtlanlar, maymunların doğal düşmanıdır. | Open Subtitles | الضباع هي المفترس الطبيعي للقرد. |
Kuantum mekaniğindeki sorunları maymunların çözmesini ummadığımız gibi bu sorunu da bizim türümüzün çözmesini umamayız. | TED | لا نتوقع من قردة حل مشاكل الميكانيكا الكمية و بهذا لا نتوقع قيام جنسنا بحل هذه المشكلة |
maymunların görkemli yuvalarını oyan eski nehirler çok uzun zamandan beri kuru. | Open Subtitles | الأنهار العتيقة التي شقّت الموطن المدهش للقردة جفّت منذ أمد |
İnsanlarla maymunların akraba olamayacaklarından %100 emin misiniz? | Open Subtitles | ومتأكد أن الإنسان والقرد لا يمكن أن يكونوا على قرابة؟ |
Hoverkraftların olduğu, maymunların dünyayı ele geçirdiği dönemlerin. | Open Subtitles | انا اتكلم فى اشياء خياليه والقرود استولوا على العالم |
Öyle ki, eğer maymunların sayılarına bakarsanız, aynı pazardaki maymundan mı insandan mı geldiğini söyleyemezsiniz. | TED | بدرجة كبيرة، لو أنكم رأيتم احصاءات تسوق القردة، لما أمكنكم تمييز ما إذا كانت أتت من قرد أو إنسان يتسوق في السوق نفسه. |