Arabaya binerim ve Metropolis' teki gerçek hayatıma doğru gideriz. | Open Subtitles | وأركب معهم في السياره ونعود إلي حياتنا الطبيعيه في متروبوليس |
Bak, eğer bu yaşlı babanın fikri ise, ona Metropolis'te mesajı aldığımı söyle. | Open Subtitles | أنظر إذا كانت هذه فكرة أبيك فقل له بأني فهمت الرسالة في متروبوليس |
Metropolis'li bir koç yardımcısının, oğluna futbol öğretmesine izin verir misin? | Open Subtitles | هل ستسمح لمساعد مدرب من ميتروبوليس بتعليم أبنك لعب كرة القدم؟ |
Acil operasyon için Lex'i hava yoluyla Metropolis'teki Davis kliniğine götürüyorum. | Open Subtitles | سوف أنقل ليكس جواً إلى عيادة ديفيس في ميتروبوليس لجراحة مستعجلة |
Gözümü açtığımda Metropolis Hastanesi'nde ve tamamen keldim. | Open Subtitles | الشئ التالي الذي أذكره هو استيقاظي في العاصمة أصلع تماماً |
Birkaç gün Metropolis'e gitmem lazım. Yoksa bu müşteriyi kaybedeceğim. | Open Subtitles | سأذهب للعاصمة بضعة أيام وإلا سأفقد الزبون |
Metropolis'te yaşadığın için çok şanslısın. | Open Subtitles | أتعرف كم أنت محظوظا لتعيش فى ميتروبولس |
Bu yüzden Metropolis'e daha güçlü ve karizmatik bir lider gerekli! | Open Subtitles | ما تحتاجه متروبلس هو قائد لكي يكون رمز قوة |
Metropolis'te gördüğün yıldızlar sadece limuzinlerle gezenler. | Open Subtitles | النجوم التي تراها في متروبوليس يتجولون في الليموزين. |
Son 24 saatteki 6 olaya karşın, Metropolis yangın departmanının elinde halen bir ipucu bulunmuyor. | Open Subtitles | ستة في ال 24 ساعة الماضية، إلا أن متروبوليس مسؤولون في ادارة الاطفاء ليس لديهم الخيوط. |
Metropolis'in mükemmelliğinde yeni parlak bir mücevher. | Open Subtitles | جوهرة جديدة مشرقة في متروبوليس وتضمينه في التاج. |
Metropolis'te olduğum zamanlarda kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | انه يتيح لي البقاء هنا كلما أنا في متروبوليس. |
Ya da belki de Metropolis'ten hiçbir deli doktoru ünlü hastası ile yüz yüze görüşmek istemedi. | Open Subtitles | أو لأنه لا توجد أنباء من ميتروبوليس أردتي تمديد الجلسات مع مريضها المشهور لا بد و انك تستمتعين بهذا |
Metropolis'e gelecek olursan, beni ara. Sana borçluyum. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى ميتروبوليس قم بزيارتي أدين لك بواحدة |
Metropolis'te içtiğini ve seni eve götürecek biri gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | قلت لهم إنك كنت تشرب في ميتروبوليس ولزمك من يوصلك للمنزل |
Sizi Metropolis' teki en iyi özel güvenlik firması sanıyordum. | Open Subtitles | حسناً من المفترض أنكم أفضل شركة أمن في العاصمة |
Bu, babamın ona Metropolis' te katılma teklifini reddettiğim için intikam. | Open Subtitles | إذاً هذا عقاب لرفضي عرض أبي بالانضمام إليه في العاصمة |
Binin. Metropolis' e gideceksek benzin almalıyım. | Open Subtitles | اصعدا، يجب أن أملأ خزان الوقود إذا كنا سنذهب للعاصمة |
Metropolis hava sahası kısa süreliğine kapatıldı. | Open Subtitles | تم اغلاق المجال الجوي للعاصمة لفترة وجيزة |
Metropolis'te yaşadığın için çok şanslısın. Büyük Kayısı'da. -Şey, sen de... | Open Subtitles | لتعيش فى ميتروبولس المدينة الكبيرة |
Ben bir suçlunun Metropolis'te saklanacağı bir yer olmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | أنا في ظني أنك لن تجد مجرم في متروبلس لا يوجد مكان للاختباء القبضة الأمنية هنا قوية |
Buradan 8 km. Uzakta oturuyorum ve Metropolis'ten bir arkadaşım gelecek. | Open Subtitles | أنا على بعد 5 أميال من هنا وهناك شاباً سيأتي من (متروبليس) |
İlk günümde Metropolis'e gitmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع رحلة لمتروبوليس بيومي الأول |
Seni terfi ediyorum Martha, yani çoğunlukla Metropolis'e gelmelisin. | Open Subtitles | لقد رقيتك مارثا مما سيعني أنني سأحتاجك أكثر هنا بمتروبوليس |