Aynı fiziksel algılamalar, aynı mide kazınması hissi, farklı tecrübe. | TED | صحيح؟ نفس الانفعال الجسدي، نفس المعدة المتلوّية، ولكن تجربة جديدة. |
Dolu mide ile bu iş yapılmaz, insan ağırlaşır. | Open Subtitles | اذا أكل سيؤذي معدته أحسن إذا بقى جوعانَ. |
Aç bir mide ile düşünemem. Protein almalıyım. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير و معدتي فارغه على تعاطي البروتين |
Bulantıya ve halsizliğe bakacak olursak mide kanaması daha olası. | Open Subtitles | نزيف في الجهاز الهضمي مناسب أكثر وسيفسر الغثيان و الضعف |
Bazısında uykusuzluk olur, ötekinde mide ağrısı veya baş ağrısı. | Open Subtitles | بعض الناس لديهم أرق الآخرون ألم بالمعدة أو صداع |
Bağırsaklar, mide, dalak, karaciğer hepsi çıkarılmış. | Open Subtitles | الأمعاء المعده الكبد الطحال تم ازالتها بالكامل |
Bu yüzden karın ağrın, susuzluğun ve mide bulantın vardı. | Open Subtitles | وذلك السبب كنتِ تعانين من ألم البطن الجفاف , الغثيان |
Su ciğerlerine ve midene hücum eder. mide asidiyle birleşir. | Open Subtitles | ثم يصل الماء لرئتيك و معدتك ليمتزج مع العُصارة الحامضيّة |
Bana karşı hislerin bunlar? mide bulandırıcı ve iğrenç biriyim? | Open Subtitles | هذا هو شعوركَ إتجاهي بأنني شخص مريض و مقرف |
Abdomende ağırlık hissi, mide bulantısına ek olarak testislerde akut çekme hassasiyeti. | Open Subtitles | شعورٌ بالثقل في البطن، مصحوبٌ بالغثيان وبسحبٍ شديدٍ وحادٍّ في كيس الصفن |
Bu bey mide ameliyatı olana kadar yaklaşık 180 kilo civarındaymış. | Open Subtitles | يبدو بأنّ وزن هذا السيّد كان 181 كيلوغراماً أو نحو ذلك حتى قام بعملية ربط للمعدة |
Yine de iyi bir kahve ile mide ilacını birbirinden ayırabiliyordu. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك, يمكنه أن يفرّق بين القهوة الجيدة وعلاج المعدة |
Kusmaya zorlamak mide içersindeki parçacıkların yemek borusunu ...kazımasına yol açar. | Open Subtitles | قوة القيء تنزع قشرة المريء وتأخذ جزءاً من جلد الشخص المتقيء مع محتويات معدته |
Şey, ben onlar bence istediğiniz olduğunu, artık benim mide dokunmadan olmayacaktır düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أنهم لن يلمسوا معدتي بعد الآن ، هذا ما أفكر به |
Dişleri geçti, dişetlerinin üzerinden geliyor, mide hazır ol işte geliyor! | Open Subtitles | غسل الاسنان, تنظيف اللثة العناية بالمعدة انه قادم |
Hiç sizde oldu mu bilmiyorum ama çok kötü midem ağrıyor, bu mide ağrısının şakası yok! | Open Subtitles | لا اعرف ما إذا كنت قد عانيت من قبل ، ولكن اعاني من حموضه معوية مؤلمه للغاية وهذا الألم في المعده قوي بشدة |
Bunun basit bir mide fıtığı Olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | كنت لأقول أنها عملية سهلة إصلاح فتق البطن بالمنظار |
Geçen ay, sen mide sıkıntısı çekmiştin. | Open Subtitles | .. . أنت على حق في الشهور الماضية هذا هو الذي غذى معدتك |
Korkarım, yinede çok mide bulandırıcı, tamamını fransızca okudum. | Open Subtitles | أخشى، على الرغم من أنه هو مقرف جدا، لقد قرأت الشيء بأكمله باللغة الفرنسية. |
Eğer mide bulantısı, "şifalı-bitki" kohortunda daha çok görülüyorsa; sonuçlar, kullanılan bitki ve mide bulantısı arasında bir ilişki olabileceğine işaret eder. | TED | إذا كان معدل الإصابة بالغثيان عند جماعة العشبة أعلى، فإنه يشير إلى وجود ارتباط بين إضافة العشبة والإصابة بالغثيان. |
mide zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | الامر يزداد صعوبة للمعدة , الا تعتقد ذلك ؟ |
Okula gittiklerinde durduruluyorlar ve bu mide bulandırıcı. | TED | يتم ايقافهن عندما يذهبن الى المدرسة، وهذا الامر مقزز. |
Yok, hayır muhtemelen, mide ekşimesidir. | Open Subtitles | كلا , لا لابدّ من أنها مجرّد حموضة معوية |
Buradaki tek igrenç kisi üvey annen. mide bulandiriyor. | Open Subtitles | الشخص الوحيد المقرف هنا هو زوجة أبيك إنها حمقاء |