"midesinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • معدة
        
    • معدته
        
    • معدتها
        
    • بطن
        
    • المعدة
        
    • بمعدته
        
    • أحشائه
        
    • بطنه
        
    • بمعدتها
        
    • معدةِ
        
    • معدتِه
        
    • في أحشاء
        
    • في بطنها
        
    • في بطون
        
    Doğranmış kalp ve ciğerler küçücük koyun midesinde kaynatıldı! Open Subtitles يتكون من قلب ورئتان الخاروف المفرومتان .. قلب ورئتان مفرومان مقلي في زيت عصارة معدة الخاروف
    Onlar olmasaydı bir köpeğin midesinde olacaktım. Open Subtitles ربما كنت وليمة في معدة الكلاب الان لولا هؤلاء
    Bir bakıma onun midesinde hapsolmuştur... fakat aynı zamanda, Zeus onun zekâsını özümsemiştir. Open Subtitles بمعنى آخر أضحت حبيسة معدته لكنه أيضا بات يقدر هذه القدرات العقلية العظيمة
    Adam öldürülmeden önce incirler midesinde en fazla 1 saat durabilirdi. Open Subtitles بقي التين في معدته لما لا يزيد عن ساعة حين قُتل
    Rekor sahibi sadece 6 santimetre boyundaydı ve küçük midesinde 84 parça bulunuyordu. TED ساحب الرقم القياسي، فقط بطول بوصتين ونصف كان لديا 84 قطعة في معدتها الصغيرة
    Yem olmak istiyorsan anahtarların o şeylerden birinin midesinde olmasını istemem. Open Subtitles فإذا أصبحت طعاماً لهم لا أريد مجموعة المفاتيح أن تكون في بطن أحد من تلك الأشياء
    Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. Open Subtitles حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته
    Micah Hoffman'ın midesinde kırmızı şarap ve striknin kalıntıları var. Open Subtitles في معدة ميكا هوفمان كان هناك آثار النبيذ والإستركنين الأحمر. الرجل، أوه، مانيستشيويز.
    Küçük Johnny cevabı yapıştırmış: "Öyle ama balık, sizin aptal kedinizin midesinde"! Open Subtitles فقال لها جوني هذا لأنها بداخل معدة قطك الأحمق
    Kocasının midesinde o parmağın ne işi vardı? Rip: Open Subtitles ما الذي كان يفعله إصبع قدم في معدة زوجها
    Timsahın midesinde olduğuna dair, nesine olursa olsun bahse girerim. Open Subtitles أنا اراهنك على أي شيء تريده بأنّه موجود في معدة ذلك التمساح
    Eric'in midesinde, Kung Pao, sabah yediği Del Taco ile yeni buluşmuştu. Open Subtitles داخل معدته الكونغ باو التقى للتو بديل تاكو الذي تناوله على الافطار
    Başında altın sembol, midesinde Goa'uld olan iri yarı adam. Gözünden kaçamaz. - Jaffa mı? Open Subtitles رجل كبير، شعار ذهبي على جبينه و جواؤلد في معدته
    Başında altın sembol, midesinde Goa'uld olan iri yarı adam. Open Subtitles رجل ضخم، شعار من الذهب على رأسه ويوجد جواؤلد في معدته
    Hayır, o midesinde. Omzundaki gerginlik hapisten. Open Subtitles كلا, ذلك في معدته أما تأثير السجن فهو في كتفيه
    Orta sahadaki, ikinci, midesinde aniden açlık hissetti. Open Subtitles لاعب الوسط لديه ألم الجوع في معدته الثانية
    Ama hiçbiri kızın midesinde bulunan suyla tutmuyor. Open Subtitles و لكن ليست أي منها متناسقة مع الماء الذي حصلت عليه من معدتها
    Yeni Gineden sindirilmemiş meyve tohumlarını midesinde taşıyarak Open Subtitles حاملةً بذور نباتات عير مهضومة في معدتها من غينيا الجديدة
    Bronz bir boğanın midesinde kızartılarak değil. Open Subtitles و ليس مشويين في بطن ثورٍ نحاسيٍ بدينٍ ما
    Majesteleri için şanssızlık oldu. midesinde bir ağrı var. Open Subtitles سيدتي إنه مريض , يعاني من بعض آلام المعدة
    midesinde sosisli sandviç, yüksek dozda eroin ve çamaşır detejanlarında bulunan zehirli kimyasal maddelerden barındıran kolera virüsüne rastlandı. Open Subtitles كان بمعدته شطيرة مقانق جرعة كبيرة من الهيروين وآثار لإنفعالات
    Birkaç hafta önce, midesinde mermi olan bir adam değildim. Sadece hukuk öğrencisiydim. Open Subtitles من أسابيع قليلة مضت لم أكن الرجل المصاب برصاصة فى أحشائه
    4 aylık bir Laysan albatros yavrusu midesinde bunlarla öldü. TED صغير قطرس عمره أربعة أشهر مات وهذا في بطنه
    midesinde güneybatı baharatları içeren biber çıktı. Open Subtitles ثم الفلفل الحار بمعدتها دليل علي تناولها الأطعمة المتيلة بالجنوب الغربي
    Onlar da kendilerini balina köpekbalığının midesinde bulabilir. Open Subtitles حتى هم يُمْكِنُ أَنْ يَنتهوا في معدةِ قرشِ الحوتَ.
    Küfle birlikte midesinde buldum. Open Subtitles وَجدَ في معدتِه ببقيّةِ القالبِ.
    Üzgünüm ama bunu yapamam, diye söyledi dalgıç. Çocuğun canavarın midesinde. Zaten parçalanmış. Open Subtitles قال الغواص "ذلك مستحيل طفلتك في أحشاء الوحش ، لقد هضمت"
    midesinde ağrı ve iştah kaybı var. Open Subtitles ، و تعاني من آلام في بطنها وفقدت شهيتها
    Dış yüzeyinde hiçbir şey bulamadım. Ama midesinde bazı inorganik maddeler var. Open Subtitles لا يوجد دليل من الخارج، ولكن هناك المواد الغير عضوية في بطون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more