Diyorum ki, robotlara daha fazla iş verelim ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım. | TED | أقول، دعونا نعطي المزيد من العمل إلى الروبوتات، ودعنا نبدأ بالعمل الذي نكره تمامًا. |
Bir araya gelememiz için nefret ettiğimiz aynı o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أعني نحن نكره الكثير من نفس الأشياء لا البقاء معاً سيرك دو سولي الجاز |
Birbirimizden nefret ettiğimiz için bizi eşleştirdiler. | Open Subtitles | إنهم يضعوننا ضد بعضنا لأنهم يعلمون أنا نكره بعضنا |
Bizim beğendiğimiz her şeyden nefret ederler ve bizim nefret ettiğimiz her şeyi beğenirler. | Open Subtitles | , إنهم يكرهون كل شيء نحبه ويحبون كل شيء نكرهه |
Bu kendi öz kimliklerimizle ilgili, kendisi için uğraş verdiğimiz, adını sayıklayarak coştuğumuz, uğruna savaş verdiğimiz, sevdiğimiz ya da nefret ettiğimiz her şey. | TED | بل هو يتعلّق بشخصياتنا الذاتية، تلك التي نؤيدها ونوافقها، والتي نهتف لها، والتي نحارب من أجلها، والتي نحبها أو نكرهها. |
Hepimiz bazen nefret ettiğimiz insanlarla çalışmak zorundayız. | Open Subtitles | جميعنا نضطر للعمل مع الذين نكرههم أحياناً |
Birbirimizden nefret ettiğimiz için bizi eşleştirdiler. | Open Subtitles | إنهم يضعوننا ضد بعضنا لأنهم يعلمون أنا نكره بعضنا |
En azından hepimiz Flanders'tan nefret ettiğimiz konusunda hemfikir miyiz? | Open Subtitles | "المجاملة المركزية" هل يمكننا نحن العائلتين بالاتفاق على اننا نكره "فلاندرز"؟ |
Ne, şimdi nefret ettiğimiz gibi mi? | Open Subtitles | كما نكره بعضنا الآن؟ |
Ben Gigiden o kadar çok nefret ettiğimiz için onun adını bile söylemeyeceğimiz konusunda anlaştık sanıyordum | Open Subtitles | {\pos(190,230)}أعتقد أننا أتفقنا بأننا نكره (جيجي) كثيراً ولن ننطق اسمها مرة أخرى. |
Evet, nefret ettiğimiz şeyler. | Open Subtitles | نعم، والقرف الذي نكره. |
Mümkün olduğunca çok Skype'da konuşup, mesajlaşıyoruz ama eş zamanlı hareket ettiğimiz tek an, nefret ettiğimiz halde Treme'yi izlediğimiz anlardı. | Open Subtitles | نتحدث على السكايب ونتراسل قدر المستطاع، لكن الوقت الوحيد لنا في تزامن عندما نشاهد مسلسل (تورم) الذي نكره معاً. |
Sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz şeyler biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ما نحب، وما نكره |
Kendimizden nefret ettiğimiz için gönüllü olduk. | Open Subtitles | لقد تطوعنا، لأننا نكره أنفسنا |
Sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz şeyler biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ما نحب، وما نكره |
O, bizim, nefret ettiğimiz biri | Open Subtitles | هو .. من نكره |
Sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz şeyler biliyoruz. | Open Subtitles | نعرّف ما الذي نحبه وما الذي نكرهه. |
İhtiyacımız olmayan şeyleri almak için nefret ettiğimiz işlerde çalıştırıyor. Biz, tarihin orta çocuklarıyız dostlarım. | Open Subtitles | نعمل في وظائف نكرهها لنشتري تفاهات لا نحتاجها |
nefret ettiğimiz kadınlara dönüştük ve senden bir canavar yarattık. | Open Subtitles | تحولنا إلى النساء التي نكرههم و حولناك إلى وحش |