Her zaman nefret ettiğin salondaki o halıyı değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان أغير السجاد الذي في غرفة المعيشه الذي تكرهه |
nefret ettiğin şeylere bile olumlu bakıyorsun; pozitif bir enerji. | Open Subtitles | هذا تأكيد للحياة,هذه طاقة إيجابية هذا هو كل شىء أنت تكرهه |
O kadar nefret ettiğin kadınla ne diye içki içtin? | Open Subtitles | ظننت أنك تكره هذه المرأة إذاً لماذا تناولت الشراب معها؟ |
Hiç ailen uzakta kilitli tutulmadın ve nefret ettiğin iğrenç biryere kapatılmadın! | Open Subtitles | أنتِ لم تكونى محبوسه بعيداً عن عائلتك من قبل وتم وضعك فى مكان شنيعاً تكرهينه |
Sezar'dan en çok nefret ettiğin zaman bile Cassius'tan çok seviyordun onu. | Open Subtitles | وإني أعلم أنك في أقصى درجات كرهك له.. كنت تحبه أكثر مما أحببتني في أي وقت مضى |
Ama ne kadar garip ki, nefret ettiğin bir kadını sanki onu sevmişçesine saplantı haline getiriyorsun. | Open Subtitles | أن تصبح مهووساً بإمرأة تكرهها كما لو أنك تحبها |
Cylonlar dışında bir Sagittaronludan daha çok nefret ettiğin bir şey var mı? | Open Subtitles | "فيما عدا السيلونز , لا يوجد أي شيء تكرهه أكثر من الساجتورين " |
Pornoları saklayarak, nefret ettiğin lüks yerlere giderek, maratona hazırlanarak gerçek kendini göstermiyorsun. | Open Subtitles | كيف تقوم بشيء تكرهه تتمرن من أجل الماراثون |
nefret ettiğin bir adam ile bunu yapmış olmasından rahatsız olmadın mı? | Open Subtitles | ألا يضايقك أنها كانت تفعل ذلك مع الشخص الذي تكرهه ؟ |
Kendini küçük düşmüş olarak onun çantasını tutarken, ve eve nefret ettiğin yeni yatakta yatmak için giderken bulacaksın. | Open Subtitles | وسينتهي بكَ الأمر ذليلاً تحمل حقيبتها و تعود للمنزل كي تنام على فراشٍ تكرهه |
Bu kadar nefret ettiğin büyüyü kısır karının, sana bir çocuk vermesi için kullandım. | Open Subtitles | لقد استخدمت السحر الذي تكرهه لإعطاء زوجتك العقيمة الولد الذي تحتاجه |
Sadece buradan nasıl nefret... .. ettiğin ve nasıl durumları... .. eşitleyeceğini konuşuyorsun. | Open Subtitles | كل ما تتحدث عنه عما ستفعله معه أو أنك كم تكره هذا المكان. |
Küçükken, nefret ettiğin birinin yanına oturmak zorundasındır okula gitmek bile istemezsin. | Open Subtitles | عندما تكون صغير و تجلس بالقرب من شخص تكره حتى انك لا ترغب بالذهاب الى المدرسة |
Benimle olmak yerine nefret ettiğin biriyle olmayı tercih ediyorsun anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه فقط يعني أنك تفضل أن تكون مع شخص ما تكره , بدلاً من أن تكون معي ؟ |
Biliyorum. nefret ettiğin bir tanesini aradım. Ama çok az zaman kalmıştı. | Open Subtitles | أعرف, بحثت عن الشيء الذي تكرهينه ولكنه كان ملاحظة قصيرة حقا |
Peki tamam Sana, nefret ettiğin insanları görmedende müziği duyabileceğimizi saylemiştim | Open Subtitles | حسنا قلت لك أنه يمكننا الإستماع للموسيقى بدون أن نرى أي شخص تكرهينه |
Tek istediğim, ülkeni benden nefret ettiğin kadar sevmen. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو أن تحب بلدك بقدر كرهك لى |
Hiç nefret ettiğin ve gerçekten de sıkı çalıştığın bir işin oldu mu? | Open Subtitles | هل كانت لديك في يوم من الأيام وظيفة كنت تكرهها و كنت تبذل مجهودا كبيرا فيها؟ |
Bütün varlığınla nefret ettiğin şu kokuşmuş ufaklık mı? | Open Subtitles | أليست هى الفتاه الصغيرة التى تكرهينها من كل قلبك |
Hapishanedeyken annenin seni ziyaret etmesine izin vermediğim için benden ne kadar nefret ettiğin hakkında konuşmak ister misin? | Open Subtitles | تريد أن نتحدث عن كراهيتك لي لأنني لم أسمح لأمك أن تزورك ؟ عندما كنت بالسجن؟ |
Elektronik aletlerin ve eşyaların yenilenmesinden nefret ettiğin konusunda bana nutuk atıyorsun, ama bir bozuk paraya, öyle bir sırıtıyorsun ki dudakların birleşmiyor. | Open Subtitles | لقد تذمرتى كثير لانك كرهتى الاثاث والاجهزه الكهربائيه ولكن بعمله معدنيه واحده تكون ابتسامتك كبيره لدرجه ان شفتاك لا تستطيع الغلق |
Zor bir gündü, nefret ettiğin birileri hislenmişti... | Open Subtitles | كان يوماً صعباً، وعبر أحد ما ...عن مشاعره، وقد كرهتِ ذلك |
En az senin onlardan nefret ettiğin kadar senden nefret eden insanlar? | Open Subtitles | هؤلاء الناس يحتقرونك بقدر ما انتي تحتقريهم |
Her zaman nefret ettiğin fikrin birdenbire sana güzel gelmesi bana biraz garip geldi, o kadar. | Open Subtitles | أستغرب هذا الموقف الفجائي، كونك تحب فكرة لطالما كرهتها |
Son kuruşuna kadar paranı geri alacaksın ve bunu yaparken de; dünya üzerinde benden daha çok nefret ettiğin birini kandırmış olacaksın. | Open Subtitles | فقط كقرض سنعيد كل قرش لك ويمكنك الثأر من الرجل الوحيد في العالم الذي تبغضه اكثر مني |
Sen geleceği olmayan, nefret ettiğin berbat bir işte çalışırken tüm başarılı arkadaşlarımızı sıraladıysam, çok kötü olmuştur. | Open Subtitles | سيكون هذا بشعاً لو ذكرت كل اصدقائنا الناجحين و كنتي عالقة في وظيفة مريعة بلا طموح و تكرهيها |
nefret ettiğin birine benzeyen birini sevmek çok zor. | Open Subtitles | هو يُشوّشُ شخص ما المحبَّ الذي يَبْدو مثل شخص ما تَكْرهُ. |