| Suçu çok netti.. bu yüzden üstteki yetkililer onu idam etmeye karar verdiler. | Open Subtitles | جريمته كانت واضحة كفايه ولم يكن هنالك حاجة الى محاكمته وقد تم اعدامه |
| Sevişirken sayfalar yere saçılmaya başladı sarışının dedikleri artık daha açık ve netti. | Open Subtitles | درجة الهوس كانت واضحة عند الشقراء المنتحرة |
| 19. yy'da bu bazı insanlar için açık ve netti; kabloların ve elektriğin devrimi yeni bir yolculuğa başlıyordu. | TED | قد يبدو الأمر واضحاً للبعض في القرن 19؛ ثورة الأسلاك و الكهرباء كانت لا تزال قيد البناء. |
| Eskiden her şey çok netti. | Open Subtitles | تعلم , كل شيئ اعتاد أن يكون واضحاً دائماً |
| - Hareket edemiyorum. - Bunu görmeliydim. O kadar netti ki. | Open Subtitles | كان علي أن أتوقع هدا, اللعنة , كان ذلك واضحا ماذا كنت أفعل بحق الجحيم ؟ |
| Stalin'e yapılan uyarı netti. | Open Subtitles | كان هذا إنذارًا واضحًا لستالين |
| Kapılar mühürlenmeden önceki son talimatları son derece netti. | Open Subtitles | آخر تعليماته قبل غلق الأبواب كانت واضحة جدا. |
| İstediği şeyde gayet netti ve af için sana yalvarılacak bir şey olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | كانت واضحة بشأن ما أرادته ولا أعتقد أن له علاقة بالتوسل لعفوك. |
| Bu işi yapmak isteyip istemediğim bana sorulduğunda sizinle beraber çalışacağım söylendiği için kafamda herşey çok netti. | Open Subtitles | لكنني كنت واضحة معك بشأن الشخص الذي كنت ستحصل عليه عندما طلبت مني استلام هذه الوظيفة |
| Test ettiğimde görüntü netti. | Open Subtitles | الصورة كانت واضحة تماماً عندما إختبرتها |
| Dışişleri Bakanlığı gayet netti... Uzak durun. | Open Subtitles | لقد كانت وزارة الخارجية واضحة بأوامرها ... |
| Az önce o kadar netti ki! | Open Subtitles | لقد كانت واضحة للغاية .منذ دقيقة مضت |
| 4 yıl önce her şey gayet netti, değil mi? | Open Subtitles | قبل 4 سنوات, كان كل شيء يبدو واضحاً, اليس كذلك ؟ |
| İşte bu! Peki, Isabelle için her şey çok netti ama hızlanması lazımdı. | Open Subtitles | على أي حال، بدى واضحاً لها أنهايجبأن تستعجل. |
| Bebekken bile en başından itibaren, onun özel bir çocuk olduğu netti. | Open Subtitles | حتى وهي طفلةً، كان الأمرُ واضحاً من البداية، بأنها ستكون خاصة |
| Geri döndüğümde her zamankinden daha netti. | Open Subtitles | عندما عُدتُ للحياة, كان الأمرُ واضحاً أكثر من ذي قبل |
| Küçük bir kızken, iyi ile kötünün ayrımı gece ile gündüz ayrımı gibi netti. | Open Subtitles | عندما كنت فتاة صغيره الخط بين الشر والخير كان واضحاً مثل الليل والنهار |
| Önergelerin konusunda Başkan'ın tavrı çok netti. | Open Subtitles | الرئيس كان واضحاً جداً بخصوص إقتراحاتك |
| Ama orada olsaydınız anlardınız, çok netti. | Open Subtitles | ولكن انت كنت هناك, حسنا؟ لقد كان واضحا جدا |
| Bir uyarı taşıyordu. Gayet netti; kan yok. | Open Subtitles | كان لديه تنبيه كان واضحا جدا.. |
| Öğrendiğimiz çizgi oldukça netti. | Open Subtitles | ذلك الفرق الذي تعلمانه كان واضحًا |
| Bu konuya bakışı gayet netti. | TED | وجهه نظره في هذا الموضوع كانت واضحه. |