Kadının o evde en azından iki parça takısı var. | Open Subtitles | لديها على الأقل قطعتين, يفترض قد تركت في ذلك المنزل |
o evde herhangi sıra dışı bir olay olmuş mu? | Open Subtitles | أهناك أي شيء غير إعتيادي حدث في ذلك المنزل ؟ |
o evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım. | Open Subtitles | كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد |
Kısa bir süre o evde yaşayacağız sonra satıp daha iyisini bulacağız. | Open Subtitles | سوف نسكن في هذا المنزل مدة قصيرة ثم أبيعه, وأجلب أفضل منه |
Norma Desmond'larla dolup taşan o evde nasıl nefes alabiliyordu? | Open Subtitles | كيف بإمكانها التنفس في ذلك البيت المزدحم بالعديد من نورما ديزموند ؟ |
- Bir anısı var-- - o evde bulunduğum bir anı. | Open Subtitles | ـ لقد حظيت برؤية هُناك ـ ذكرى بشأن تواجدي بذلك المنزل |
o evde yaşayan herhangi biri sadece koklayarak zamanı söyleyebilir. | TED | وبإمكان أي فرد يعيش في ذلك المنزل أن يعرف الوقت عند طريق الرائحة فقط. |
Ama ben o evde çok sevilen biri değilim. | Open Subtitles | و لكن وجودي غير مرحـّبٍ به في ذلك المنزل |
o evde bana ait hiçbir şey yoktu! Hayatım yoktu! Nefes alamıyordum! | Open Subtitles | لم يكن لدي أي شيء في ذلك المنزل لم يكن لدي حياة, لم يكن لدي هواء |
o evde yaşamaktan gerçekten rahatsız olacaksın. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تصبح مهووسا محترفا بالعيش في ذلك المنزل. نعم، يجب أن تنتقل. |
Emin değilim, ama o evde korkunç bir şey olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | لست متأكداً لكن أعتقد أن هناك شيئاً مروعاً حصل في ذلك المنزل |
Yakın zamanda o evde yine şüpheli bir şekilde Amerikalı bir aile yok oldu. | Open Subtitles | بعد ذلك، ماتت عائلة أمريكية في ذلك المنزل و أيضا بظروف غامضة |
Cinayetleri o evde araştırıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتحرون عن جرائم القتل في هذا المنزل |
o evde oturmak ve o arabayı kullanmak istiyorsan benim burada yaşayıp para biriktirmem lazım. | Open Subtitles | كلا، إن أردتِ أن تبقين في هذا المنزل وتقودِ تلك السيارة، فيجب أن أعيش هنا لأوفر المال |
o evde 10.000 dolar bulunduğunu duymuştuk. | Open Subtitles | لقد سمعنا بوجود 10 ألاف دولار في هذا المنزل |
o evde Charlotte olmadan nasıl zaman geçirebilirim ki! | Open Subtitles | كيف تظنين كانت حالتي لوحدي في ذلك البيت الكبير من دون أبنتي شارلوت؟ |
Üç yıl önce o evde öldürülen kadın bu adamı tanıyordu. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت في ذلك البيت منذ ثلاثة سنوات عرفت هذا الرجل |
Gitmem gerek. o evde bir kadının cansız bedeni beni bekliyor. | Open Subtitles | بربّك، عليّ الرحيل هنالك جثّة ميتة بذلك المنزل |
O yerin kıymetli olduğunu biliyordum. o evde bir hazine var. | Open Subtitles | كنت أعرف ان هذا المكان يساوى شىء, يوجد كنز بهذا المنزل. |
o evde neler oldu, Doktor Prescott? | Open Subtitles | ماذا جرى في ذاك المنزل , دكتورة بريسكوت ؟ |
o evde, değil mi? | Open Subtitles | هي بالمنزل,اليس كذلك؟ ) |
o evde oturmak zorunda olsaydım ben de bir hastalığa yakalanmak için dua ederdim. | Open Subtitles | و أنا أيضا إذا عشت فى هذا المنزل سأصلى لأكون مريضا |
Will, babanı gerçekten o evde çalışmayan bir telefonla yalnız mı bıraktın? | Open Subtitles | هل فعلاً تركت أباك وحيداً في منزله الجديد دون وجود هاتف لديه؟ |
Karım da o evde çalışırdı. Ne iş yapardı? | Open Subtitles | زوجتي عملت في هذا البيت أيضا ماذا كانت تعمل؟ |
- o evde ne döndüğü ortada. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ما يحدث فى هذا البيت شئ عادى ماذا تقصد ؟ |
Son 6 aydır o evde bulunan herkesin geçmişini araştırıyoruz. | Open Subtitles | لقد تحققنا من خلفية جميع من كانوا بداخل ذلك المنزل خلال الـ 6 أشهر الماضية |
Hayır, o evde. | Open Subtitles | لا ، هي في المنزل |
Ben'in o evde olduğunu bilseydim onu kurtarmaya çalışabilirdim. | Open Subtitles | لو أنني علمت أن بين كان في المنزل كنت سأحاول انقاذه |