"objeler" - Translation from Turkish to Arabic

    • القطع الأثرية
        
    • الأجسام
        
    • المصنوعات اليدوية
        
    • التحف
        
    • قطع أثرية
        
    Futbol topu, yeryüzündeki bütün objeler hakkında sürekli bilgi toplama görevindedir. Open Subtitles كلا الكرة لها عمل ثابت هو تجميع المعلومات عن مختلف القطع الأثرية من جميع أنحاء العالم
    objeler için buradayız, hazine için değil. Open Subtitles نحن هنا من أجل القطع الأثرية وليس الكنز، إبحثا في المكان.
    Bazen objeler insanlara korkunç, ağza alınmayacak şeyler yapıyorlar. Open Subtitles في بعض الأحيان ، القطع الأثرية تفعل أشياء رهيبة للناس لا يمكن وصفها.
    Basit bir grafikte, dairelerle gösterilen objeler düğüm, birleştiren çizgiler de kenar olarak biliniyor. TED في الرسم البياني الأساسي, الدوائر تمثل الأجسام المعروفة بالرؤوس، بينما الخطوط التي تصل بينها تسمى الأضلاع.
    objeler, belirli özelliklerine göre raflara yerleştirilirler. Open Subtitles نعم، المصنوعات اليدوية مَوْضُوعة على الرفِّ طبقاً ل الملكيات المعيّنة بأنّهم عِنْدَهُمْ.
    Bu objeler, Tanrıya iman yolunda elle tutulabilir bir delil sağlıyor. Open Subtitles هذه التحف تقدم أدلة ملموسة على الإيمان بالله
    Etrafıma antika objeler yerleştir. Open Subtitles ضعي القطع الأثرية في دائرة حولي
    objeler artık yürüyebiliyor mu? Open Subtitles بالله عليك، القطع الأثرية تمشي الآن ؟
    objeler hakkında ne biliyoruz? Open Subtitles مادا نعلم بشأن القطع الأثرية ؟
    Burada olduğunu bir şekilde bildiğin objeler. - Bulmak için bizi kullandın! Open Subtitles القطع الأثرية التي كنتِ تعلمين بطريقة ما أنّها هنا وإستغليتنا لإيجادها!
    Tamam. Ben de Leena ile konuşup hafıza kaybettiren objeler hakkında neler öğrenebileceğimize bakayım. Open Subtitles حسنا ، سوف أتصل بـ (لينا) لنرى ما يمكن أن نجده حول القطع الأثرية المُفقدة للذاكرة
    Artie'nin "objeler Kanunu" der ki eğer bir ortamda bir obje varsa her zaman olabilecek en kötü şey olur. Open Subtitles :قاعدة (ارتي) لأسوأ المواقف مع القطع الأثرية تقول أسوأ شيء يُمكن أن يحدثَ مع قطعة أثرية سوف يحدث مع قطعة أثرية
    objeler adil değillerdir. Open Subtitles القطع الأثرية غير عادلة
    Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik, fakat bu yanan, parlak objeler çok fazla yaşamıyorlar. TED اكتشفنا أن الكثير من الاصطدامات العملاقة تنتج عنها أجسام سينيستيا، لكن هذه الأجسام المتوهّجة والبراقة لا تعيش طويلًا.
    Biyosferimizde molekül boyutunda objeler; genler çok büyük ölçüde oransız kaynakları kontrol eder. TED وفي محيطنا الحيوي، فإن الأجسام الجزيئية، والجينات، يخضع لها على مستوى واسع النطاق مواردُ غير متجانسة.
    En küçük objeler bile son derece güçlü anıların tetikleyicisi olabilir. Open Subtitles أحياناً حتى الأجسام العادية يمكن أن تسبّب ذكريات قويّة جدا
    Belki de bu objeler bize söyler. Open Subtitles حسنا، لربّما هذه المصنوعات اليدوية ستخبرنا.
    İmparatorluğunun gelişiminde silah alet ve yapı taşları olmak için uyarlanabilecek objeler. Open Subtitles المصنوعات اليدوية التي يمكن أن ويجب أن تكون مهندسة كأسلحة، أدوات، كتل بناء ل تقدّم إمبراطوريتك.
    objeler yeni evlerine taşınır ve Depo 13 resmen sona gelmiş olur. Open Subtitles المصنوعات اليدوية ستبدأ للإدخال إلى بيتهم الجديد، ويخزّن 13 سينتهي رسميا.
    Şu anda da dünya burada bulunması gereken objeler için bizimle yarışan çılgın bir eski depo ajanı tarafından tehdit altında. Open Subtitles والآن الوضع مهدّد من قِبل عميل سابق للمستودع مجنون الذي يتنافس على التحف التي تنتمي الى هناك
    objeler kendi kendilerine yapmış olmalı. Open Subtitles لابد و أن التحف فعلت هذا من تلقاء نفسها.
    Depo'dan objeler kayboluyor. Open Subtitles قطع أثرية تختفي من المستودع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more