Dört odalı bir süit filan olsun ki herkes birbirine göz kulak olabilsin. | Open Subtitles | إنه يبدو كجناح مشترك بأربع غرف لكي يكون بإمكان كل شخص مراقبة الآخر. |
Şehirde üç odalı bir evim olduğu için bir sorun yok. | Open Subtitles | في الحقيقة عندي ثلاث غرف نوم في المدينة لذا انا بخير |
Mesela bu adam 3 odalı bir daire kiralıyor. | Open Subtitles | لنفترض أن رجلاً حصل على شقة ذات ثلاث غرف |
Yani yaklaşık 60 tane iki odalı daireye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لذا سنحتاج 60 شقة ذات غرفتين و البقية غرفة واحدة. |
Biz de evlendikten sonra tek odalı bir evde yaşıyorduk, değil mi? | Open Subtitles | لعلمك، عشنا في شقة بغرفة واحدة عندما تزوجنا، أليس كذلك أيها الأب؟ |
7E şimdi dört odalı oldu 10 odalı bir dairenin arka tarafı. | Open Subtitles | الآن 7 اي أربعة كانت أصلاً الجزء الخلفي للشقة المكونة من 10 غرف |
Buralarda ayda 82.50 dolara dört odalı bir ev bulamazsın. | Open Subtitles | أربع غرف بـ82.50 في الشهر مستحيل في هذا الجانب من منغوليا |
Bu duvarları yıkıp, sekiz odalı konforlu bir süit yapabilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك هدم هذه الجدران وتحويل المكان إلى جناح فاخر ذي ثماني غرف. |
Görüyorum ki üç odalı bir yer arıyorsunuz, Bay Gillespie. | Open Subtitles | أرى بأنها ملكية ذات ثلاث غرف نوم أنت تبحثين عن السيد قلاسبي |
-Kolonlanmış suda dört yatak odalı. -Bir şey sormama izin ver. | Open Subtitles | اربع غرف نوم على الشاطئ دعْني أَسْألُك شيءَ. |
Çocukları olan biriyle birlikte olurum diye üç yatak odalı bir yer baktım. | Open Subtitles | فى الواقع ابحث عن مكان به ثلاث غرف فى حاله مقابلتى لاحد لديه اطفال |
Gaz odalı dört adet krematoryumun kapasitesi Nazilerin öldürmek istediği insan sayısının yükünü kaldırmakta zorlanıyordu. | Open Subtitles | المحارق الأربعة مع غرف الغاز كانت تكافح من أجل التحمّل للأعداد التى أراد النازيون قتلها |
Bizim için Craigslist'ten birkaç ev ilânı çıkarttım. 2 yatak odalı güzel evler. | Open Subtitles | لقد قُمت بطباعة بعض الإعلانات للبنايات لنا بعضها تحتوي على غرفتين نوم رائعتين |
Ayrıca sen de iki yatak odalı bir evde, üç çocuk büyütemezsin. | Open Subtitles | وأنتِ لا تستطيعين .. تربية ثلاثة أطفال في شقة غرفتين بدورٍ عالٍ |
Altı haftadır iki odalı bir evde pencereden komşuları seyretmekten başka hiçbirşey yapmadan oturuyorum. | Open Subtitles | الجلوس ستة أسابيع فى شقة مكونة من غرفتين دون شىء لفعلة غير مراقبة الجيران من النافذة |
Baştan çıkarılmaktan korktuğu için tüm sırayı kendine istiyor, tek odalı bir ev için para istiyor. | Open Subtitles | لديقة قائمة بمطالب جديدة إنه خائف من أن يشعر بالإغراء لذا يريد الطيران في ممر وحيداً يريد مال لشقة بغرفة نوم واحدة |
Bu partilerden birini tek odalı evimde yapmak. | Open Subtitles | رمي واحد من هذه الاحتفالات في شقة بغرفة نوم واحدة لي. |
Kişisel olarak garanti ediyorum... Rostov'da boşalacak ilk iki yatak odalı daireye, | Open Subtitles | سأضمن لك شخصياً الحصول على أول شقة بغرفتي النوم |
Gerektiğinde konvansiyonel tek odalı bir düzenleme mümkün. Bu muhtemelen çoğunluk olacaktır. | TED | لديك غرفة نوم تقليدية عندما تحتاجها. ربما في أكثر الأوقات. |
Ailem, hepimiz tek odalı bir evde yaşıyorduk. | Open Subtitles | مجموع عائلتي سبعه نعيش في شقه مكونه من غرفه واحده |
Küçük, tek odalı bir apartman dairesinde yaşamaktadır yakışıklı biri değildir hiç arkadaşı yoktur bir fabrikada çalışıyordur böyle kanalizasyon atıklarının yok edildiği sonra kovulur o boktan fabrikada bile çalışamıyordur artık beş parasız kalır dolaşmaya çıkar, yağmur yağar sürekli başına boktan şeyler gelir. | Open Subtitles | مثل ، انه يعيش في شقة صغيرة بها غرفة واحدة ليس جميل المظهر ليس لديه اصدقاء ويعيش |
Doğu Yakası'nda iki yatak odalı çift katlı bir evim var. | Open Subtitles | عِنْدي غرفتان نوم ثنائي على الجانبِ الشرقيِ الأعلى |
Dün seninle yürüyebileceğini, tek odalı bir evde yaşayabileceğimi hayal ediyordum. | Open Subtitles | أمس مازلت أتخيل أنه يمكنني العمل معك الشقة ذات الغرفة الواحدة قد تكون مريحة |
Bu ruh, Şikago'nun güney tarafındaki iki odalı küçük evimizde bir duvar tarafından temsil edilmişti. | TED | هذه الروح تجسدت على جدار واحد في شقتنا الصغيرة، ذات الغرفتين في جنوب شيكاغو. |
Buffy,sen cehenneme gittin. Orada tek odalı evler var, değil mi? | Open Subtitles | شيئاً لطيفاً يا بافي لقد زرتي الجحيم لديهم الكثير من الغرف التحتية, أليس كذلك؟ |
Ses geçirmez odalı, taharet musluklu ve misafir banyosu olan bir ev aramalısın. | Open Subtitles | ومن المفترض انكَ تبحث عن شقة عازلة للصوت وحمام للضيوف |
Malikane yerine tek odalı bir daire, yarı Kızılderili yerine yarı Yahudi. | Open Subtitles | شقة ذات غرفة واحدة بدلاً من قصر ونصف يهودي بدلاً من نصف هندي |