"okuyabiliyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • قراءة
        
    • القراءة
        
    • يقرأ
        
    • قراءته
        
    • قراءتها
        
    • قرائتها
        
    • أن تقرأ
        
    • ويقرأ
        
    • يَقْرأَ
        
    • قرائة
        
    Fakat ya eski sevgilinizin e-postalarını okuyabiliyor veya banka hesaplarınıza birkaç sıfır ekleyebilseydiniz? TED لكن ماذا لو استطعتم قراءة بريد طلقائكم، أو إضافة بعض الأصفار لحاسبكم المصرفي.
    Druidlerin bilgilerini kayda geçirmesi yasak olmasına rağmen o ve diğer birçok genç druid Latince okuyabiliyor. TED على الرغم من أن الكهنة ممنوعون من تدوين معرفتهم، إلا أنها والعديد من الكهنة الشباب يمكنهم قراءة اللغة اللاتينية.
    Çok iri harflerle yazın, gözleri yorgun, ancak büyük yazıları okuyabiliyor." Open Subtitles اكتب بأحرف كبيرة من أجلها عينيها متعبتين ولا تستطيع قراءة خط اليد الصغير
    O halde görüyoruz ki bilgisayarlar görebilmekle kalmıyor aynı zamanda okuyabiliyor ve zaten duyduklarını anlayabildiklerini de göstermiştik. TED نرى الأن أجهزة الكمبيوتر تستطيع ليس فقط الرؤية بل القراءة أيضاً وبالطبع قد عرضنا أنها تستطيع فهم ما تسمعه.
    Açıkça görünüyorki vücut dilini, ayrıntılı okuyabiliyor... Open Subtitles من الواضح أنه يقرأ بعض التفاصيل من لغة الجسد
    Benden daha akıllı. Daha üç yaşında ama çizgi roman okuyabiliyor. Open Subtitles انة أذكى منى , عمرة 3 سنوات و يمكنة قراءة قصص الأطفال
    Benden daha akıllı. Daha üç yaşında ama çizgi roman okuyabiliyor. Open Subtitles انه أذكى مني , عمره 3 سنوات و يمكنه قراءة قصص الأطفال
    'Onu iyi yapan insanların tepkilerini okuyabiliyor olması 'ne kadar sakin görünürlerse görünsünler. Open Subtitles ولكنه جيد فى قراءة ردود أفعال الناس بغض النظر كم الشخص بارع
    ESDA Makinası adında bir aletimiz var, kalem izlerini okuyabiliyor. Open Subtitles لدينا جهاز يسمى جهاز الكشف الكهربائي للمستندات و التي يستطيع قراءة أثار كتابة القلم
    Benden daha akıllı. Daha üç yaşında ama çizgi roman okuyabiliyor. Open Subtitles انة أذكى منى , عمرة 3 سنوات و يمكنة قراءة قصص الأطفال
    Bu dili okuyabiliyor. Open Subtitles ربما يعطيني بعض الأجوبة يعرف قراءة اللغة
    Demek Marslılar düşünceleri de okuyabiliyor, öyle mi? Open Subtitles هل يستطيع المريخيون قراءة الأفكار، أيضا؟
    Yani Roy insanların zihinlerini okuyabiliyor diyorsun. Open Subtitles أنت تعني إذن أنه يستطيع قراءة أفكار الناس.
    Pikabın plakasını okuyabiliyor musun? Open Subtitles أيمكنكَ قراءة الأرقام الموجودة على لوحة الشاحنة؟
    İçerideki dergileri acaba dışarıdakiler de okuyabiliyor mu? Open Subtitles هل أي من مواد القراءة الموجودة في هناك متوافرة لاستعمال الموجودين هنا؟
    Bir çok sorunu var. Ne kadar çabalasa da, ne yazabiliyor ne de okuyabiliyor. Open Subtitles لديه مشكلة , مهما حاول القراءة والكتابة جاهداً لا يستطيع
    okuyabiliyor musun? Ne yazıyor orada? Open Subtitles لإنه أعطي الجرعة الصحيـحة ألايمكنكِ القراءة,ماذا كُتب عليه؟
    Adam dudak okuyabiliyor. Beni de öldürmesini istemiyorum. Open Subtitles الرجل يقرأ الشفاة وأنا لا أريده أن يقتلني
    Dokunduğu yerdeki tüm parmak izlerini okuyabiliyor. Open Subtitles يقرأ بصمات الأصابع على أي شيء يلمسونه
    okuyabiliyor musun? Open Subtitles أتستطيع قراءته ؟
    Ve sadece göstermekle kalmıyoruz, diğerleri de bunları okuyabiliyor. TED وليس فقط نقوم باظهارها، لكن بإمكان الآخرين قراءتها.
    Şunu okuyamıyorum. Siz okuyabiliyor musunuz? Open Subtitles لاأستطيعقراءةهذه ، هل بإستطاعتكِ قرائتها ؟
    Şu arabanın plakasını okuyabiliyor musun? Open Subtitles هل يمكن أن تقرأ لي رقم اللوحة التي هناك؟
    Sağlık aletlerinden daha iyi ve parmak ucundan kalp atışlarını okuyabiliyor. Open Subtitles إنه أكثر دقة من الجهاز الطبي ويقرأ ضربات قلبه عبر بصمة إصبعه
    Ama sadece keskin gözleri yok, ayrıca dudak okuyabiliyor. Open Subtitles لَيسَ فقط عِنْدَهُ نظرُ حادُّ لَكنَّه يُمْكِنُ أَنْ يَقْرأَ الشفاهَ أيضاً
    Jong Min tarot kartlarını okuyabiliyor ve bu işte iyi. Open Subtitles جونغ مين يمكنه قرائة بطاقات التارو وانه جيد في هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more