"olduğunu hayal" - Translation from Turkish to Arabic

    • تخيّل
        
    • تخيل أنك
        
    • تخيل ما
        
    • تخيل أن
        
    • ان تتخيل
        
    • أن هذا كل
        
    • أنه حياتك
        
    • أن تتخيلي
        
    • أن أتخيل
        
    • أن أتخيّل
        
    • أنك كنت تحلم
        
    • أتخيل ما
        
    • تخيل إن
        
    • أن أتصور
        
    • ان أتخيل
        
    Örneğin, yalnızca kırmızı renkteki şeyleri görebildiğinizi ve geri kalan her şeyin size tamamen görünmez olduğunu hayal edin. TED تخيّل مثلا أنّك تستطيع رؤية الأشياء الحمراء فقط وأنّ كلّ شيء آخر كان غير مرئي تماما بالنسبة لك.
    Bu kızı aileye kabul etmekte bu kadar istekli olduğunu hayal edemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع تخيل أنك متلهف للترحيب بتلك الفتاة في العائلة
    Mozarella'nın nasıl olduğunu hayal bile edemezsiniz. Open Subtitles ولا يمكنكم تخيل ما سيكون طعم شرائح الموازريلا هذه
    Birisinin her zaman yardım etmek isteyeceği bir kahramanı olduğunu hayal et. Open Subtitles تخيل أن لشخص بطل شخصي يريد مساعدته حقاً. لكن يظهر شخص جديد.
    Kızgın olduğu zaman ne kadar kötü bir ahbap olduğunu hayal edemezsiniz. Open Subtitles انت لا تستطيع ان تتخيل اى شخص بغيض هو عندما يكون غاضبا
    Ya da başka türlü yapar, kör olmanın da böyle bir şey olduğunu hayal ederiz. TED أو نقول هكذا، ونتخيل أن هذا كل شئ حول العمى.
    İstediğin her şeyin olduğu ve buna hayatım dediğin bir şeye sahip olduğunu hayal et. Open Subtitles أنا أتخيل كُلَ شيء الذي أردته أن يظهر* *في يوماً ما و يدعو نفسه أنه حياتك
    Kız için nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyor musun? Open Subtitles هل يمكن أن تتخيلي كيف كان الأمربالنسبة لها؟
    Yeni dünyaya gelmeden önceki yaşantısının nasıl olduğunu hayal etmeye çalıştım. Open Subtitles حاولت أن أتخيل كيف كانت حياتها قبل أن تأت للعالم الجديد
    Öyle bir babam olduğunu hayal bile edemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع حتى أن أتخيّل أن لي أبّ مثل هذا.
    Şöyle ki, yapılan blokların küçük atomlar olduğunu hayal edin ve burada bir hidrojen var, karbon var, nitrojen var. TED إذاً، يمكنك تخيّل بأن البنى الأساسيّة هي ذرات صغيرة ويوجد ذرة هيدروجين هنا، وذرة كربون هنا، وذرة نيتروجين هنا.
    Böyle büyük bir atılım yapabilirsek Costa Rica’da yaptığımız bir çalışmada aşağıda keşfedilmeyi bekleyen başka bir şey olduğunu hayal edin. TED لو أننا نستطيع إحداث طفرة كبيرة فقط في دراسة أجريناها في كوستاريكا، وحينها، تخيّل ما الذي بانتظارنا اكتشافه بالأسفل.
    Fakir bir ülkenin fakir bir şehrinde fakir bir ailede doğduğunuzu ve 28 yaşına gelmeden sayamayacağınız kadar paranızın olduğunu hayal edin. Open Subtitles تخيل أنك ولدت في عائلة فقيرة في مدينة فقيرة، في بلدٍ فقير وفي الوقت الذي أصبح فيه عمرك 28 عامًا
    Doğduğunda etrafında ki her şeyin bilinçli bir şekilde farkında olduğunu hayal et. Open Subtitles تخيل أنك ولدت واعيا تماما و مدركا لكل شيء حولك
    Küçük bir çocuk olarak böyle bir şeye tanık olmanın ne kadar kötü olduğunu hayal dahi edemem. Open Subtitles يمكنني فقط تخيل ما يجب أن يكون الأمر كفتى صغير يضطر لرؤية شيء كهذا
    Ne kadar gereksiz filmler olduğunu hayal etmek çok zor değil. Open Subtitles من السهل تخيل ما الذي يجري كم الصور غير ضرورية
    CA: Bir bilgisayar programıyla nasıl tokalaşılır bilmiyorum ancak o elin tam burada olduğunu hayal ediyorum. TED كريس: أنا لست متأكد كيف بإمكانك أن تصافح يد الروبوت لكن تخيل أن هذه اليد هاهنا. تيم: سف يتم إختراعها قريبًا.
    Çocuklarını bu kadar çok sevmenin ve onların evrenimizi bir kumaş gibi parçalayabileceklerini bilmenin nasıl bir acı olduğunu hayal edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ان تتخيل ما مدي الالم لان تحصل على مثل هذا الحب لاولادك ويمكن لهذا ان يقطع البناء لهذا الكون
    Biz sadece--- böyle davranarak, sağır olmanın böyle bir şey olduğunu hayal ederiz. TED نحن فقط -- نذهب هكذا، ونتخيل أن هذا كل شئ حول الصُم.
    İstediğin her şeyin olduğu ve buna hayatım dediğin bir şeye sahip olduğunu hayal et. Open Subtitles أنا أتخيل كُلَ شيء الذي أردته أن يظهر* *في يوماً ما و يدعو نفسه أنه حياتك
    Yarın sabah mutfakta olduğunu hayal etmeni istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تتخيلي وُجودكِ في مطبخكِ صباح الغد.
    Dün geceyi diyorsan, senin için ne kadar zor olduğunu hayal bile edemem. Open Subtitles انظروا، عن الليلة الماضية، لا أستطيع أن أتخيل مدى صعوبة هذا يجب أن يكون بالنسبة لك.
    Onun için ne kadar zor olduğunu hayal bile edemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع أن أتخيّل ما يكون عليه الحال بالنسبة لها...
    Gafletle düşündüm ki kardeşinizin kafasının bedeninden ayrılıp toprağa düştüğünü ve bedeninin akbabalara bir ziyafet olduğunu hayal ediyorsunuz. Open Subtitles أنا بحماقة افترضت أنك كنت تحلم برأس أخيك ..وهي تتدحرج في التراب وجسده، وليمة للنسور
    Michael'ı tek başına aramanın ne kadar zor olduğunu hayal dâhi edemiyorum. Open Subtitles لا استطيع حتى ان أتخيل ما هو شعور البحث عن مايكل وحدكٍ.
    Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. TED تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي.
    Senin için ne kadar zor olduğunu hayal bile edemem. Open Subtitles لا يمكنني أن أتصور صعوبة الأمر بالنسبة لكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more