Deforme oluyorlar. Dördüncüyü bekliyorum ama babam kanımız yüzünden olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | والدنا يقول أن دمنا السبب فى هذا، ستكون هذه ولادتى الرابعة. |
Tüm düzenin, sokaklarda ki tüm bu huzursuzlukların onun kontrolünde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن كلّ شيء تحت سيطرته, برغم كلّ تلك الاضطرابات في الشوارع. |
Buradaki s*k kafalı üzgün olduğunu söylüyor. O benim arkadaşım. | Open Subtitles | ـ ها هو الملعون يقول أنه متأسف ـ إنه صديقي |
Alex'in siste hayatta kalmasının sebebinin sisin onun bir parçası olması olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أن السبب الوحيد لنجاة أليكس من الضباب لأنها جزء منهُ، لأنهم متصلون. |
Senin 90 trilyon $'ın yok ama harita bunun değerinin öyle olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسناً, لن تأخذ 90 ترليون دولار, لكن الجدول البياني يقول بأن هذه تكلفته. |
Indira Starr, 21 Ağustos 2012'de benim dairemde mi olduğunu söylüyor? | Open Subtitles | أنديرا ستار تقول أنها كانت في شقتي في 21 أغسطس 2012؟ |
- Onun kaza olduğunu söylüyor. - Şey, belki öyleydi. | Open Subtitles | ــ يقول بأنه كان حادثا ــ حسنا ربما هو كذلك |
Daniel, kendi boyutundaki Teal'c'in iyi bir adam olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا الرجل دانيال، يقول ان تيلك في عالمه رجل صالح |
Psikiyatristim, bana bu çocukların gördüğü en kafayı yemiş nesil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أتعلم ، طبيبى النفسى يقول أن هؤلاء الأطفال هم أكثر الأجيال فوضوية |
Sınavları olduğunu söylüyor ama sanırım seni çok da özlüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه امتحانات، ولكن يبدو أنه اشتاق لكَ كثيرًا. |
11. ipucu at sahibinin bu evin komşusu olduğunu söylüyor, bu ancak 2. ev olabilir. | TED | والمفتاح الحادي عشر يقول أن مالك الحصان يعيش في المنزل المجاور، والذي يمكن أن يكون فقط المنزل الثاني. |
Kimi bunun bir his olduğunu, sihirli bir duygu olduğunu, daha önce kimseye karşı hissetmediği şeyler olduğunu söylüyor. | TED | البعض يقول أنه شعور، عاطفة سحرية، شعور اتجاه شخص لم تشعر به اتجاه أحد من قبل. |
Medya da model, şarkıcı ya da Sidney Crosby gibi bir spor ilahı olmanın harika bir şey olduğunu söylüyor. | TED | وكذلك الإعلام يقول أنه شيء جيد جدا أن تكون مغنياً أو عارض أزياء أو بطل رياضي مثل سيدني كروسبي |
Geceyi burada geçirmenin tehlikeli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هو يقول أنه من الخطر قضاء الليلة فى القرية |
Bir şeyin başka bir şeye eşit olduğunu söylüyor ve bu iki farklı bakış açısı. | TED | إنها تقول أن شيئًا مساوٍ لشيء آخر، وهذا يمثل منظورين مختلفين. |
Gazeteler, herkes, plan dergileri değil, gazeteler bu köprünün sebep olduğunu söylüyor. | TED | كل الجرائد تقول، وليس المجلات الخاصة بالتخطيط والبناء، الجرائد تقول أن هذا بسبب الجسر. |
Bölge müdürlüğü Cheonggye deresine çıkan bir geçit olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ..مكتب المقاطعة يقول بأن هناك ممر يقود لمسار.. تشونج جاي |
Hepsinin seri üretim olduğunu hiçbirinin otantik olmadığını ve herkesin aynı şeylere sahip olduğunu söylüyor. Hadi ama! | Open Subtitles | أعرف, تقول أنها صناعة بالجملة و لا شيء أصلي و الجميع يحصلون على نفس الأثاث |
Bu adam bir melek olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه ملاك وقد حاول تنويمي مغناطيسياً |
Adam bunun gerçek çim değil sentetik çim olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | البائع يقول ان هذا عشب صناعي لا احد سيكتشف ذلك |
Babam kaza olduğunu söylüyor, ama bence karanlık şeydi. Biliyorum. | Open Subtitles | ابي يقول انه كان حادث ولكن كان الشيء المظلم، اعرفه |
Benim kaynağım burada, Güney Su Kabilesinde son bir su bükücünün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أنتِ تكذبين, مصادري تقول أنه تبقى مُسخر ماء واحد في قبيلة الماء الجنوبية |
Evet. Keşke benim editörüm olsaydın. Yani o odaklanma sorunum olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت رئيس التحرير، إنها تقول بأن لديّ مشكلة في التركيز |
Şey... annem senin bir çeşit kadın avcısı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إذاً أمي تقول أنك أنت تعلم أنك رجل السيدات جميعاً |
Savaş sonrası sıkıntı çeken karakterin sen olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال أن الرجل الذي عاني من المشاكل بعد الحرب هو أنت في الحقيقة |
Bazı insanlar Barış gönüllüleri'nin bir insanın yapabileceği en asil şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | اتعرفي بعض الناس تقول ان كتائب السلام هي انبل شي يستطيع الشخص فعله |
Geceyarısıyla, sabah saat 4 arası eşiyle birlikte evde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه كان بالمنزل برفقة زوجته بين منتصف الليل والرابعة صباحاً |
Sizi görmek için buralarda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وهو يقول إنه كان في الطريق ليراكِ، هل هذا صحيح ؟ |