| Her şeyini kaybedecekti: Olimpiyatlar, bursu. | Open Subtitles | كانت ستخسر كل شئ، الأولمبياد و منحتها الدراسية |
| Kahrolası Olimpiyatlar'a kadar gidebilirdik. | Open Subtitles | كان من الممكن أن نقطع الطريق بأكمله إلى الأولمبياد اللعينة |
| - Olimpiyatlar neredeyse bitiyor, ve Jeffy Lynn'i özleyecek. | Open Subtitles | أولمبيات المعاقين أوشكت على الإنتهاء وجيفى سوف يفتقد لين |
| Eğlence için, Olimpiyatlar için ya da profesyonel anlamda spor yaparız. | TED | نفعل ذلك من أجل التسلية، أو الألعاب الأولمبية ، أو كمحترفين. |
| Bu da Olimpiyatlar. Altın madalya. Önemli değil. | Open Subtitles | هذه ميدالية الأولمبيات الذهبية ليست مهمة. |
| Olimpiyatlar başlamak üzere ama hiç kar yok. | Open Subtitles | الألعاب الأولومبية اقتربت بدايتها |
| Olimpiyatlar başladığında haber bülteninin yarısı bu konuda olacak. | Open Subtitles | وبما ان الاولمبيات ستبدا فهي ستاخذ نصف وقت الاخبار |
| Gelecek hafta Olimpiyatlar için salona gidecegim ve eger beni durdurmaya kalkarsan, beni bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | أنا عائدة للتمارين في الأسبوع القادم من أجل الأولمبياد و لو حاولتي إيقافي فلن تريني مرة أخرى |
| Önümüzdeki hafta Olimpiyatlar için tekrar çalismaya baslayacagim. | Open Subtitles | سأعود إلى التدريب في الأسبوع القادم لأجل الأولمبياد |
| Sonraki Olimpiyatlar orada da, çalışıyorum biraz. | Open Subtitles | الأولمبياد القادم سيكون هناك وأعتاد على الوضع |
| Her araba satışında Özel Olimpiyatlar'a falan para vereceksin sanki. | Open Subtitles | كأنك ستعطي المال إلى الأولمبياد الخاص أو شيئً ما عندما تبيع سيارة |
| olym ... Olimpiyatlar falan gibi. | Open Subtitles | يبدو الامر مثل الأولمبياد او شيئ من هذا القبيل |
| Ya Olimpiyatlar, birkaç tanesini sundun, değil mi? | Open Subtitles | و ماذا عن الأولمبياد ؟ عملت بها أيضًا ، صحيح؟ |
| Steve Levy, Özel Olimpiyatlar'ın düzenlendiği Bobcat stadyumundan bildirdi. | Open Subtitles | ستيف ليبى يحييكم من ستاد بوب كاتس موطن أولمبيات المعاقين |
| Onun adı Jimmy Washington ama Özel Engelli Olimpiyatlar' ını takip edenler onu bir kelimeyle tanıyor, "şampiyon"! | Open Subtitles | إسمه جيمى واشنطن ولكن بالنسبة لمتابعين أولمبيات المعاقين أنه معروف هناك بلقب واحد "البطل" |
| Özel Olimpiyatlar dünyaya ise zihinsel engelli insanların saygı ve katılımı hakketiğini öğretiyor. | TED | قدمت الألعاب الأولمبية الخاصة درسا للعالم أن ذوي الاحتياجات الخاصة يستحقون الاحترام والاحتواء. |
| Bu arada, bütün bunlar Özel Olimpiyatlar için. | TED | بالمناسبة، كل ذلك خلال الألعاب الأولمبية الخاصة. |
| Birkaçı normal Olimpiyatlar'a bile katılabilir. | Open Subtitles | بعضهم يمكنه أن يفوز فى الأولمبيات العادية |
| Sadece şu an Olimpiyatlar daha büyük bir mesele. | Open Subtitles | الامر يعني وحسب ان الاولمبيات هي الامر الاهم هنا |
| Özel Olimpiyatlar, Engelli Olimpiyati veya Olimpiyatlardan farklıdır | TED | تعتبر الألعاب الأولمبية الخاصة منفصلة عن أولمبياد المقعدين والألعاب الأولمبية. |
| Bu Olimpiyatlar değil Buck. | Open Subtitles | يا، هو لَيس متخنف ' الألعاب الأولمبيّة بوك. |
| Yunan dünyasında yüzlerce oyun vardır, fakat Olimpiyatlar kadar güzel ve prestijlisi yoktur. | Open Subtitles | هنالك مئات الألعاب المرتبطة بالتاريخ اليونانى ولكن الأوليمبياد كانت الأفضل والأكثر تقديراً وهيبة |
| Londra'daki Olimpiyatlar için üzerinde çalıştığımız bişey. | TED | وهو مشروع تابع لأولمبياد لندن. |
| Ama o son yüzde on, Olimpiyatlar olacaktı. | Open Subtitles | و10% الباقية. ذلك كان تذكرتي للمشاركة في الاولمبياد. |