"olmadığını bilmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن أعرف
        
    • أن يعرف
        
    • معرفة ما إذا
        
    • معرفة أنه
        
    Ahlakın kimyası olup olmadığını bilmek istiyordum. TED أردت أن أعرف إن كان هناك كيمياء أخلاقية
    Ahlak molekülü olup olmadığını bilmek istiyordum. TED أردت أن أعرف إذا كان هناك شيئ بسيط أخلاقي
    Reaktörde neler olduğunu, radyasyonla ilgili neler olduğunu, ailemin tehlikede olup olmadığını bilmek istiyordum. TED أردت أن أعرف ماذا يحدث بالنسبة للمفاعل ماذا بالنسبة للإشعاعات هل عائلتي بخطر؟
    Benden denememi istedi, çok abartılı bir şey olup olmadığını bilmek için. Open Subtitles لذا, سألني أن أجربها لأنه يحتاج أن يعرف إن كانت مبالغة فيها
    Bu komikli şapkanın size ait olup olmadığını bilmek istiyor. Open Subtitles إنه يريد أن يعرف إن كانت هذه القبعة المضكحة تخصك.
    Japon görev gücünün orada olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعرف إذا كانت القوة الضاربة لليابانيين هناك
    Benim esas endişem Nicky. İyi olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles اهتمامي الرئيسي بنيكي,أريد أن أعرف إذا كانت أحوالة بخير
    Tadını alabiliyorum. Ama ben... Sadece aklımda ya da kalbimdeki bir şey olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد فقط أن أعرف أنه ليس مجرد شيء في رأسي أو في قلبي.
    Ama ben... sadece aklımda ya da kalbimdeki birşey olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles لكني فقط أريد أن أعرف أنه ليس مجرد شيئ في عقلي أو في قلبي
    Sanırım onun burada bir yerde olup olmadığını bilmek ve beni sevip sevmediği, Open Subtitles أريد فقط أن أعرف ما إن كان متواجداً بالقرب مني و إن كان يحبني فعلاً
    Bir Kilise düğününe karşı itirazınız olup olmadığını bilmek zorundayım. Open Subtitles أحتاج أن أعرف أذا كان لديك أي أعتراضات على حفل زفاف الكنيسة
    Sadece ölü ya da uyuyor olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعرف فقط إذا هي ماتت هنا، أو فقط نائمة.
    O aracın plakasını istiyorum. Bir de nasıl kaçmayı başardıklarını bilmek istiyorum. Tesiste başka birilerinin olup olmadığını bilmek de istiyorum. Open Subtitles أريد معلومات السيارة، أريد أن أعرف كيف هربوا وإن كان لا يزال هناك أحد منهم بالمنطقة الآن
    Beşinci Kol'un içine sızdın. Bu gece bize karşı bir tehdidin olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles اخترقتَ صفوف الرتل الخامس، أريد أن أعرف إن كان ثمّة تهديدٌ الليلة.
    Detayları da dinlemek istemesem bile benimle alakalı olmadığını bilmek güzeldi. Open Subtitles وعلى الرغم من أنني لا أريد سماع التفاصيل كان من الجميل أن أعرف أن الحديث لم يكن عنيّ
    Böyle bir şey olduğunda benim tarafımda olmadığını bilmek güzel. Open Subtitles هذا رائع، من الجيّد أن أعرف بأنك تشكّ بي، وأنت لستَ من جانبي.
    Kocanızın kıskanç biri olup olmadığını bilmek istiyor. Open Subtitles إنه يريد أن يعرف إذا كان زوجك من النوع الغيور يا سيدتى
    Başkan, bu iddiada doğruluk payı olup olmadığını bilmek istiyor. Open Subtitles المدير يريد أن يعرف ما إذا كان هناك أي نوع من الصحة في هذا الاتهام.
    Hala hayatta olup olmadığını bilmek istiyor. Open Subtitles يريد أن يعرف إن كنتِ لا تزالين على قيد الحياة
    Adamın iyi görünümlü ve elinin sert olup olmadığını bilmek istedi. Open Subtitles أراد أن يعرف إذا أيدي الرجل كانت خشنة، إذا كان في حالة جيّدة
    Karınız, meselenin kızınızla ilgili olup olmadığını bilmek istedi. Open Subtitles زوجتك أرادت معرفة ما إذا كان الأمر متعلقاً بإبنتك
    Kasabadaki herkesin bize karşı olmadığını bilmek güzel. Open Subtitles من الجيد معرفة أنه ليس كل من في البلدة ضدنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more