| İyi bir aileye sahip olmayı hak ediyor ve kimse onu Rufus ve senden daha çok sevemez. | Open Subtitles | يستحق أن يكون بين عائلة رائعة ولن يجد مثل هذا الحب سوى لديكِ أنتِ و روفيس |
| Orada olmayı hak etmiyor. Burada benimle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | . أنه لا يستحق أن يكون هناك . أنه يستحق أن يكون هنا معي |
| Kendi düzeyinde biriyle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنه يستحق أن يكون مقدراً من شخصاً من مستواه |
| Eğer yeniden Lucas'a dönmek istiyorsan... bunu göstersen iyi olur... çünkü kendisini seven biri ile olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | اذا قررتي العودة مع لوكاس من الافضل انك تعنين ذلك لانه يستحق ان يكون مع شخص يحبه |
| Şey, herkes mutlu olmayı hak ediyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | الجميــع يستحقون أن يكونوا سعداء ، أليس كذلك ؟ |
| Bütün insanlar, ırk, renk, inancına bakılmaksızın özgür olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | كل الرجال , بغض النظر عن العرق اللون او العقيدة تستحق أن تكون حر |
| Anne olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحق أنْ تكون أماً. |
| Hadi ama, Em. En azından birimiz mutlu olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | بربك يـآ أيم، على الاقل وآحده منآ تستحق ان تكون سـعيده |
| Bir baba olarak söylemeden edemeyeceğim babası da Zoe'yle birlikte olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ومن أب لأب، سأقول لك... والدها يستحق أن يكون معها. |
| Onu hak edecek biriyle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | يستحق أن يكون مع شخص يواتيه |
| Bak, Greggy hapiste olmayı hak ediyor, tamam mı? | Open Subtitles | انظر، (جريجي) يستحق أن يكون بالسجن، حسناً؟ |
| Ve o kesinlikle mutlu olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | وهو حقا يستحق أن يكون سعيدا |
| Fitz başkan olmayı hak ediyor mu? | Open Subtitles | هل يستحق أن يكون رئيساً؟ |
| Fitz başkan olmayı hak ediyor mu? | Open Subtitles | هل يستحق أن يكون رئيساً؟ |
| Mason Verger bir domuz ve birilerinin pastırması olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ميسون فيرجر) خنزير) وهو يستحق أن يكون طعاماً لأحدهم |
| Herkes bir yere sahip olmayı hak ediyor ve kendiminmiş gibi yapana kadar burası onlarındı. | Open Subtitles | الجميع يستحق ان يكون لديه مكان وهذا المكان كان لهم حتى جعلته مكاني |
| Doğru ellerde olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | انه يستحق ان يكون في الايدي الصحيحة |
| ...burada olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ولكنه يستحق ان يكون هنا |
| Her biri burada olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | جميعهم يستحقون أن يكونوا هنا |
| Sana söylüyorum, çünkü mutlu olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ؟ أخبرك بهذا لانها تستحق أن تكون سعيدة |
| Bir çocuk sahibi olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّها تستحق أنْ تُرزق بطفل. |
| Ama, mücadelede en üst kalitedeki kadınlardan biri olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | لكنها تستحق ان تكون احدى النساء المميزات |