| Çocuklar, peşime takıldı. Hazır olsanız iyi olur. | Open Subtitles | إنه خلفي مباشرة من الأفضل أن تكونوا مستعدين |
| Bunu evde denemeyi düşünüyorsanız, unutmayın: Bir John Tucker'la uğraşacaksanız sonuçlarına hazır olsanız iyi olur. | Open Subtitles | فتذكروا إذا أردتم العبث كجون تاكر فالأفضل أن تكونوا مستعدون للعواقب |
| Yukarı ve uzağa gitme hissi verir, ama yine de aşağı inecek olsanız nasıl ineceğiniz konusunda bir fikriniz olmaz. | TED | إنه يمتلك ذلك الحس بالصعود إلى بعيد ومع ذلك لا تفكر مطلقاً بكيفية ترحلك إذا كنت تحديداً تذهب إلى الأسفل |
| Yani göremeyen birisi olsanız bile elinizi bunun üzerine koyabilirsiniz, yol şeritlerini ve engelleri görebilirsiniz. | TED | لذا حتى ولو كنت أعمى ، يمكنك وضع يدك عليها، تستطيع أن ترى في مسارات الطريق والعقبات. |
| İbranice veya Arapça konuşuyor olsanız diğer yönden dizilim yapardınız, sağdan sola doğru. | TED | لو كنت تتحدث العبرية أو العربية، ستقوم بفعل ذلك بشكل معاكس، من اليمين إلى اليسار. |
| Kahvaltı falan istemiyorum ve haklı olsanız bile bu anlattıklarınız umurumda değil. | Open Subtitles | لا أريد إفطارا و لا يعجبني ذلك الحديث حتى لو كنتي محقة |
| Haksız olsanız bile en azından kendinizden daha büyük bir amaca bağlısınız. | Open Subtitles | حتى لو كنتم مخطئين على الاقل لديكم ولاء لقضيه اكبر من نفسيكما |
| Ancak bu mimari yapı ayakkabı satıyor olsanız da aynı siyaset satıyor olsanız da. | TED | لكن بنية هذه الهندسة هي ذاتها سواء كنت تشتري أحذية أو كنت تبيع السياسة. |
| Yabancı bir kişiyi safına çekmek isteyen Rus ajanı da olsanız kiralık arabadan yana şansı yaver gitmemiş, cahil Amerikan turistler de olsanız değişen pek bir şey yoktur. | Open Subtitles | انه صحيح سواءً كنت تدعي أنك جاسوس روسي في مهمة تجنيد خارجية أو سياح أمريكان جاهلون مع سيارة مؤجرة سيئة |
| Birisiyle çok uzun zamandır pizza yiyor olsanız bile, yine de şöyle şeyler demez misiniz: "Her zamankinden mi alalım?" | TED | وحتى إن كنت تأكل البيتزا مع نفس الشخص لوقت طويل جداً, ستظل تسأل أشياء مثل , " كالعادة ؟ " |
| Bizimle olsanız da teröristlerle olsanız da. | Open Subtitles | إما أن تكونوا معنا أو تكونوا مع الإرهابيين |
| Üç, yarın gece ben telefonla aradığımda orada olsanız iyi olur, yoksa bedelini ağır ödersiniz, bakın şimdiden söylüyorum. | Open Subtitles | ثالثا ، يفضّل أن تكونوا موجودين بالفندق غدا عندما أتصل بكم مرة أخرى وإلا ستدفعون الثمن غاليا لقد حذرتكم ، هاري |
| Pekâlâ, geliyorum! İyice saklanmış olsanız iyi edersiniz! | Open Subtitles | من الأفضل لكم أن تكونوا اخترتم اماكن جيدة للأختباء |
| Öyleyse soruyorum, bir sağlık hizmetleri yöneticisi olsanız: Kaç tane hastanızın yiyecek sıkıntısı çektiğini ya da ay sonunda kirasını ödemekte zorlandığını bilebilir miydiniz? | TED | لذا أسأل، إذا كنت مسؤولا عن الرعاية الصحية هل تعلم كم عدد مرضاك ممن لا يجدون طعام أو يعانون لدفع آجار شهري؟ |
| Eğer memeliyseniz, fare de olsanız fil de olsanız, insan da olsanız, sonuç aynı. | TED | إذا كنت من الثديات , إذا كنت فأرا أو فيلا، أو إنسانا، في النهاية القصة نفسها. |
| "Boğuluyor olsanız ve size bir can simidi fırlatsam, alır mıydınız?" "Evet!" | Open Subtitles | إذا كنت أرسم و قد ألقيت سترة للنجاه هل تلتقطها؟ نعم |
| orada olmaktan heyecan duyacaklarını düşünmüştüm. Sizden daha zeki insanlarla dolu bir sınıfta olsanız bile, | TED | وأنهم متحمسين لكونهم هناك حتى ولو كنت في فصل مليء بالاشخاص الأكثر ذكاء منك |
| Delikanlı, seyyar satıcı bile olsanız siz de hoş geldiniz. | Open Subtitles | سيدى الشاب، أنت على الرحب هنا حتى ولو كنت تخفى شيئا |
| Eğer çok kilo verirseniz, beyniniz sanki açlıktan ölecekmişsiniz gibi tepki verir, ve kilo vermeye başladığınızda şişman da zayıf da olsanız, beyninizin tepkisi tamamen aynı olacaktır. | TED | إذا فقدت وزن كثير، يتفاعل دماغك كما لو كنت جائع، وسواء ان كنت رقيقة، أو سمين اساسياً, استجابة دماغك هو نفس الشيء. |
| Birbirinize aşık olsanız bile, Jo Goo dayanamaz. | Open Subtitles | حتى لو كنتم وقعتوا فى الحب مع بعضكم البعض انه لن يكون قادر على تحمل ذلك |
| Ama şeytan olsanız, sanırım bu şekle girerdiniz. | Open Subtitles | لكنكما لو كنتما من الشياطين فأنا أفترض أن هذا هو الشكل الذي ستتخذانه |
| Amacınızı biliyor olsanız bile fikirlerinizi özgürce düşünün sanki gözleriniz kapalı dart oynar gibi. Eğer böyle yaparsanız, kesinlikle, | TED | حتى ولو كنتم تعرفون ما تهدفون إليه، فكروا بأكبر قدرٍ من الحرية في أفكاركم و ارموا السهام بأعينٍ مغلقة. |
| Her ne kadar geçici bir süre kalacak olsanız da sizi de aramızda görmek isteriz. | Open Subtitles | بالرغم من أنك مؤقتة ، فإننا نود أن نشعر بأنك واحدة منا |