"olur ne olmaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • احتياطاً
        
    • من باب
        
    • فقط في حالة
        
    • للإحتياط فقط
        
    • فقط تحسباً
        
    • ليكون آمناً
        
    • هذا حال أصابني مكروه
        
    • فقط في حال
        
    • فقط للإحتياط
        
    • فقط للحيطة
        
    • فقط إذا تطلب
        
    • للاحتياط فقط
        
    • عادل في القضية
        
    • عند الضرورة
        
    • الحيطة
        
    Ne olur ne olmaz diye, bir dahaki sefere başka bir tane daha getireceğim. Open Subtitles سوف أحضر لك غيره في المرة القادمة احتياطاً
    Ne olur ne olmaz diye her üç devre arasında bir sıra değişimini gösteren dairesel denetim rotasyonu hazırladım. Open Subtitles من باب الاحتياط لقد قمت بعمل بعض المناوبات حيث نتناوب كل ثلاث أشواط و إن كان هناك أشواط إضافية
    Sadece ne olur ne olmaz diye hazır olmanı söylemiştim. Open Subtitles أنا فقط أخبرتكَ بأن تستعد. فقط في حالة حدثَ شيء.
    İşte bu yüzden New York'taki o zamandan kalma birçok bina sahibi bu günlerde yapılarını güçlendiriyor. Ne olur ne olmaz diye. Open Subtitles لهذا العديد من مباني نيويورك من هذا الزمن الأن يدعمون أساساتهم ، للإحتياط فقط
    Hayır, bir şey olacağından değil. Ne olur ne olmaz diye işte. Open Subtitles لا, سيكون جيداً, لكن الامور تحدث, فقط تحسباً
    Ne olur ne olmaz diye. Open Subtitles ليكون آمناً فقط
    Tum bolgelere giris icin gecerli. Uzun zaman once, ne olur ne olmaz diye almistim. Open Subtitles تصريح لكل المناطق لقد قمت باستعارتها منذ مدة، احتياطاً
    Tüm bölgelere giriş için geçerli. Uzun zaman önce, ne olur ne olmaz diye almıştım. Open Subtitles تصريح لكل المناطق لقد قمت باستعارتها منذ مدة، احتياطاً
    Ne olur ne olmaz tüm telefonlarını biliyor olmalılar. Open Subtitles حسناً، يجب أن يسجلوا جميع الأرقام من باب الإحتياط
    Belki de ne olur ne olmaz diye zili çalmalıyız. Open Subtitles أتعرفين ، يجب ان نقرع جرس الباب فقط من باب الإحتياط
    Herkes oturacak bir yer bulsun anlattıklarından sonra, ne olur ne olmaz. Open Subtitles تشبثوا بمقاعدكم جميعاً فقط في حالة إن حدث شيئٌ ما لحكايتها
    Muhtemelen bir şey yoktur dedi. Ama ne olur ne olmaz. Open Subtitles وقال انه على الارجح لا شيء، ولكن فقط في حالة
    Ne olur ne olmaz diye mektupları yazdım bile. Open Subtitles للإحتياط فقط كتبت رسالتين
    Ne olur ne olmaz pantolon giyeceğim ama söylemeden geçemeyeceğim, böyle acayip özgür hissediyorum. Open Subtitles حسناً، لكني سأذهب لأرتدي بنطالاً، فقط تحسباً لكن يجب أن أقول هذا يجعلني أشعر بالحرية
    Ne olur ne olmaz. Open Subtitles ليكون آمناً فقط
    Ne olur ne olmaz, Abraham sana yerini gösterir. Open Subtitles بوسع (إبراهام) أن يريك المكان، هذا حال أصابني مكروه.
    Zaten görevi yerine getirmişti, ne olur ne olmaz diye... günün konuşmalarını kaydetmeye niyetlenmiştim. Open Subtitles لقد أنجز المهمة تماماً كما نويت وسجلنا المحادثة فقط في حال احتجنا لذلك
    Buna benzer bir şeylere girişeceğini düşündüm ve eski karısının telefonunu ne olur ne olmaz diye dinlettim. Open Subtitles توقعت ان يقوم بحركة ما لذا تصنت على هاتف الزوجة السابقة , فقط للإحتياط
    Ne olur ne olmaz diye, biraz adam ve silah götüreceğim. Open Subtitles علي أن أحضر بعضا من رجالك يأخذوا بعض الأسلحة، فقط للحيطة
    Ne olur ne olmaz. Open Subtitles فقط إذا تطلب الأمر
    Bankayı filan bulaştırmayalım şimdi. N'olur ne olmaz. Open Subtitles لا داعي لتوريط البنوك في الأمر للاحتياط فقط
    Ne olur ne olmaz, numarasını al sen diyorum. Open Subtitles أنا فقط أقول، والحصول على رقم هاتفه، عادل في القضية.
    Ne olur, ne olmaz. Open Subtitles عند الضرورة فحسب.
    Ne olur ne olmaz, bu sabit disk sende kalsın. Open Subtitles خذ هذا واعطيني اياه عنما القاك من باب الحيطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more