"ona bir şans" - Translation from Turkish to Arabic

    • فرصه
        
    • فرصة عندما
        
    • فرصة فحسب
        
    • اعطه فرصة
        
    • الفرصة فحسب
        
    O günden beri, Almanya'ya yardım etmeyi ve Ona bir şans vermeyi bir görev gibi hissettim. Open Subtitles و من وقتها أشعر أن واجبي مساعدة ألمانيا و منحها فرصه عادله
    Bir günlük sultanlıkta iyi iş çıkardığını düşünüyor. Ona bir şans daha vereceğim. -Şakayı tekrarlayacak mısınız? Open Subtitles لقد أدى عملا جيدا كسلطان لمدة يوم واحد أعتقد أننى سأمنحه فرصه أخرى
    Kardeşim iyi, teğmen. Ona bir şans vermelisin. Open Subtitles إنها جيده أيها الملازم يجب أن تمنحيها فرصه
    Üniversiteden döndüğümde Ona bir şans verdim. Open Subtitles لقد أعطيته فرصة عندما عدت من الكلية لقد أعطيتها له
    Ona bir şans verelim. Open Subtitles اعطه فرصة فحسب.
    Hem Hook'un elindeki çocuklar kim? Ona bir şans tanı! Open Subtitles و من هؤلاء الاطفال اللذين خطفهم هوك اعطه فرصة
    Ona bir şans ver. Open Subtitles امنحه الفرصة فحسب
    Ondan hoşlanıyorsan Ona bir şans tanı. Open Subtitles إذا انت حقاً معجب فيها فيجب أن تعطيها فرصه
    Eğer ben Ona bir şans veriyorsam, sen de vermelisin. Open Subtitles ان قمت انا بأعطائها فرصه فيجب عليك المحاوله أيضا
    - Biliyorum, bebeğim. Biliyorum, harika gidiyorsun. Ona bir şans vermen lazım, tamam mı? Open Subtitles أعرف و إنك جيده فقط إمنحيه فرصه , حسناً؟
    Sadece Ona bir şans daha ver. Bütün hikayeyi bilmiyorsun. Open Subtitles .فقط أعطيه فرصه أخرى فأنتِ لاتعلمين القصه كامله
    Amcan olarak bile olsa Ona bir şans vermelisin. Open Subtitles حسناً ، حتى لو إعتبرته كعم لك يجب أن تعطيه فرصه
    Ona bir şans verebilir misin sence? Open Subtitles هل تعتقدين بأنك تستطيعين ان تعطيه فرصه ؟
    Ona bir şans verdiğin için minnettarım bebeğini doğurmak için uzağa gidecek olsan bile. Open Subtitles انا سعيدة لانك اخذتي فرصه معه حتى لو كنتي سوف تذهبين بعيدا لانجاب طفلك
    Ona bir şans daha vermen için iyi bir sebep. Open Subtitles لهذا السبب ، عليكِ ان تعطيها فرصه
    Çalıştığı yeri mahvettik, biz de Ona bir şans verebiliriz diye düşündük. Open Subtitles -ها انتِ ذا دمرنا شركتها, اعتقدنا انه يجب ان نمنحها فرصه, اقل ما يمكننا فعله
    Prentiss kendisini kanıtlaması için Ona bir şans bile vermemiş. Sadece evine silahlı adamları yollamış. Open Subtitles برانتيس" لن يمنح فرصه آخرى" لقد ارسل رجالاً لمنزله
    Üniversiteden döndüğümde Ona bir şans verdim. Open Subtitles لقد أعطيته فرصة عندما عدت من الكلية لقد أعطيتها له
    Ona bir şans ver. Open Subtitles إعطيه فرصة فحسب.
    Ona bir şans daha veremez misin? Bırak da yarın geceki poker müsabakasına katılsın. Open Subtitles اعطه فرصة اخرى اجعله يحضر لعبة البوكر خاصتك الليلة
    Ona bir şans ver. Open Subtitles امنحه الفرصة فحسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more