Deneyler kısa bir süre içerisinde Einstein'ın modelini onayladı ve atomik şüpheciler pes ettiler. | TED | التجارب قريباً أكدت نموذج أينشتاين، و أقر المشككون الذريون بالهزيمة. |
Marshall yardımı için kongre $5 milyar doları onayladı . | Open Subtitles | وافق الكونغرس على 5 مليارات دولار من المساعدات لمشروع مارشال |
Bunu yalnızca bir yıl önce yayınladık, ondan sonra diğer laboratuvarlar da bağımsız olarak bu etkiyi onayladı. | TED | وكنّا قد نشرنا هذا في السنة الماضية، ولكن منذ ذلك الوقت كل مختبر منفصل أكد هذا التأثير. |
Bayan Crawford takıları ve elbiseyi onayladı. | Open Subtitles | وافقت السيدة كروفرد على الفستان والمجوهرات |
Kremlin'de bugün imzalanan anlaşmayı onayladı... | Open Subtitles | بيان صحفيّ مشترك وُقع اليوم في الكرملين يؤكد |
Renee'nin grubu dün orada olduğunu onayladı, ama bir arkadaşıyla koşmuş. | Open Subtitles | مجموعة رينيه تؤكد وجودها معهم البارحة ولكنها ركضت مع صديقة. كانت متأخرة؟ |
Bülteni yeni açmış olanlar için Washington dün, 4 Ekim 1957'de tarihte ilk kez insan yapımı bir uydunun dünyanın yörüngesine girmek üzere Sovyetler Birliği tarafından başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldığını onayladı. | Open Subtitles | إن كنتم تستمعون إلى هذه النشرة الخاصة أكدت واشنطن أنه بالأمس فى الرابع من أكتوبر 1957 |
Anlicağın, bizim adlitıp elemanları bunun insan kalıntısı içerdiğini onayladı bu yüzden kendim açıp kanıtlara zarar verdiğim için senden fırça yiyeceğime, buzdolabının tamamını sana getirmeye karar verdim. | Open Subtitles | الهيئة القضائية أكدت بأنها ذات أصل بشري لذا عوضاً عن أن أفتحها و أتلقى التأنيب من قبلك لأني أفسدت الدليل |
Detroit Polisi, iki fahişenin parkta müşteriyle olduğunu onayladı. | Open Subtitles | حسنا,شرطة ديترويت أكدت الأمر مومستان مع زبائنهما في المرآب في حديقة كايس |
Başbakan tarafından tamamen kontrol edildi ve Çinliler bunu onayladı. | Open Subtitles | لقد فحصنا كل شيء و رئيس الوزراء الصيني وافق عليها |
Coca-Cola'nın yönetim kurulu başkanı bunun yüzlerce ünitesini, gelişen dünyada, test etmeyi onayladı. | TED | وافق رئيس مجلس إدارة كوكاكولا للتو للقيام بإختبار كبير للمئات من الوحدات من هذا في العالم النامي. |
"1 Mart'ta, Mitchell kişisel olarak fondan para çekilmesini onayladı." | Open Subtitles | في الأول من مارس وافق ميتشل شخصيا على عمليات سحب من تلك الميزانية |
Biraz önce, Bayan Hubbard bu kan lekeli hançeri buldu doktor da bunun cinayet silahı olduğunu onayladı. | Open Subtitles | و بعد ذلك مسز هوبارد وجدت الخنجر الملطخ بالدم و الذى فحصه الدكتور كونستانتين و أكد أنه يمكن أن يكون سلاح الجريمه |
Matmazel Barrowby'in son aylarda riskli yatırımlarda bulunduğunu onayladı. | Open Subtitles | والذي أكد أنه في الشهور الأخيرة، كانت تخوض استثمارات خطرة |
Eko bir anormallik saptadı. EKG bunu onayladı. | Open Subtitles | فحص الصدى أظهر خلل بالتوصيل و رسم القلب أكد هذا |
Washington bu çılgın girişimi onayladı mı peki? | Open Subtitles | هل وافقت واشنطون على هذه الخطة المجنونة ؟ |
Yer radarı on varil böcek ilacı olduğunu onayladı. | Open Subtitles | الرادار الأرضي يؤكد بأننا حصلنا على عشر دبابات من المبيدات الحشرية |
- Barmen iki pilotla beraber, altı hostesin de içtiğini onayladı. | Open Subtitles | آبي؟ تؤكد ساقية الحانة أن الطيّارين كلاهما |
İçerideki adamım onayladı. Cuma değil. Bugün olacak. | Open Subtitles | لقد أكّد عميلي المتخفّي الأمر للتوّ ليست الجمعة، بل الليلة |
Bakım bölümü kötü bir koku nedeniyle Hayvan Kontrol merkezinin arandığını onayladı. 2. kattaki havalandırma borularında ölü bir kedi bulmuşlar. | Open Subtitles | الصيانه في المبنى أكدوا الاتصال في مركز الحيوان بخصوص رائحة كريهه. لقد وجدوا قطة ميتة في فتحات التهوية في الطابق الثاني |
Kaynaklarım bunu çoktan onayladı, yani gerçeği inkâr etmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | ,مصادري قد أكّدت هذا بالفعل لذلك لا فائدة من إنكار الحقيقة |
Demin Müdür yardımcısıyla konuştum ve derecesini onayladı. | Open Subtitles | أنا فقط تكلّمت إلى نائب المدير، وهو صدّق. |
Bebeğin hayatta olduğunu biliyorum. Yeni adamımızın el plantını acile sevk etmesini buradan kim onayladı? | Open Subtitles | أعلم أن الطفل ما زال حيا من هنا صرح لهذا الرجل بالعمل هنا ؟ |
Kaynaklarım burada saklandığını onayladı. | Open Subtitles | مصادري تؤكّد أنّه إختفى هنا |
Daha sonradan yapılan galaksilerin ölçümleri bu şaşırtıcı sonucu onayladı. | TED | وقياسات لاحقة لمجرات منفردة أثبتت هذه النتيجة المحيرة. |
İçeriye hücum edildiğinde o yerin patlaması için bomba koyulduğunu onayladı. | Open Subtitles | أَكّدَ بأنّ المكانَ جُهّزَ لوُصُول الحدثِ إذا ما حدثت |
Laboratuar 3 mezarda sarışın ve genç kızların olduğunu onayladı. | Open Subtitles | المعمل اكد ان تلك ال 3 قبور تضمنت فتيات شقراوات فى اواخر المراهقة |