onu ikna etmelisin. | Open Subtitles | أعلم بأنه عنيد, ويجب أن تحاولي إقناعه بإنها أفضل طريقة للقيام بذلك |
Üç gün, onu ikna edebilmemiz için yeterli değil. | Open Subtitles | ثلاثة أيام هو وقت قصير لتكون قادرا على إقناعه |
Seninle kalması için onu ikna etsen de sana yetmeyecek. | Open Subtitles | حتى إن استطعت إقناعها بالاحتفاظ بك، فلن تعود كافية أبداً |
Değişir diye onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتها أن الأمور من الممكن أن تتغير |
Babam çok endişeleniyor. Lütfen filmden ayrılması için onu ikna et. | Open Subtitles | أبي قلق جدآ عليه لذا أرجوك أقنعه بأن يترك ذلك الفيلم |
Senin kuşhaneye onu ikna etmek için epey uğraştım. | Open Subtitles | كان ذلك صعباً على حتى أقنعها أن تسمح لك ببناء القفص |
Bir oyunun yapımcıIığı konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. Onu severim. | Open Subtitles | أحاول إقناعه لإنتاج مسرحية ، أعتقد أنه سيرضى |
onu ikna etmeye çalışmak, nefesinizi boşa harcamaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنت تهدر أنفاسك في محاولة إقناعه بفعل شيء |
Eminim ki,bahçe işlerinden başka şeyler içinde onu ikna edebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، أنا متأكد من أنك قادر على إقناعه كي يقوم بأشياء أخرى إلى جانب امور البستنة. |
Gördün mü, o işi bitirmek istiyor, yani iş sadece onu ikna etmeye geldi. | Open Subtitles | أترى، يريد أن يحرز هدفا، لذا إنها مسألة إقناعه بأن |
Doktor enazından evine telefon etmesi için onu ikna etmeye çalışmış. | Open Subtitles | وخلال العشاء حاول الطبيب إقناعها بأن تتصل بمنزلها على الأقل . |
Pozisyonlar konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | يحاولون إقناعها بالقيام بتغيرات في البيع |
Denerim. Ama istemediği şeye onu ikna edemem. | Open Subtitles | سأحاول، لكنّي لا أستطيع إقناعها بفعل شيء لا ترغب هى به. |
Ve tahmin et bakalım kimin D.J'lik yapması için onu ikna ettim? | Open Subtitles | وتخيل من منسق الموسيقى الذي أقنعتها أن تعينه؟ |
Teşkilat'a dönmeyi düşünmesi için bile onu ikna edemiyordum. | Open Subtitles | أعني ، أنني من الممكن أن أقنعه بالعودة للوكالة |
Karım torpidoda iki yapay vajina buldu bunların Mercedeslerde standart donanım olduğuna onu ikna etmem gerekti. | Open Subtitles | زوجتي عثرت على مهبلين في علبة القفازات كان علي أن أقنعها أنهم أتيا مع المرسيدس |
Korkudan delirmek üzere. Sen onu ikna ettiğin için - kendi rahatını bozuyor. | Open Subtitles | إنّه خائف تماما ، إنّه يترك منطقة الراحة الخاصة به لأنك أقنعته بذلك |
Anne eğer babamla konuşabilirsen, belki de onu ikna etmeyi deneyebilirsin. | Open Subtitles | امي لو تستطيعي فقط ان تتحدثي مع ابي وان تحاولي اقناعه |
onu ikna edemezsiniz sayın başkan. Kontrolünü kaybetti. | Open Subtitles | لا يمكنكَ اقناعها بالمنطق يا حضرة العمدة، فإنّها فاقدة للسيطرة |
Hisselerini bölüp yarısını Daniel'a, yarısını da sana, yani doğmamış çocuğuna vermesi için onu ikna edebilirim. | Open Subtitles | سوف اقنعها بتقسيم جزئها توقيع النصف لدانيال.. ونصف لكِ |
Aradığı kişinin sen olduğuna onu ikna edebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تقنعها بأنّك تستطيع أن تكون الرجل تريده هي. |
- Ben onu ikna edene kadar saklanmak dışında başka bir şey yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | ما كان عليك فعل شيء سوى الاختباء حتى أقوم بإقناعه |
Bunu yapmak zorundasın Gerardo. onu ikna etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تفعل هذا، يجب أن تقنعه. |
onu ikna edemeyeceğini sen de biliyorsun! | Open Subtitles | لن يمكنك إجباره على العودة و أنت تعرف هذا |
Hadi millet, onu ikna edelim. | Open Subtitles | تعالوا كلكم ، إقنعوها |
Bir Valkyrie içine onu döndü. Ve onu ikna o da biridir. | Open Subtitles | لقد حولتها الى فالكرى ، وأقنعتها أنها كذلك أيضا |