| Belki de onun fikri değildi. Yani, etrafında bir sürü yetişkin var. | Open Subtitles | ربما لم تكن فكرتها لقد جلست مع الكبار كثيراً |
| Hepimiz beraber takılıyorduk ama fikir onun fikri olmasına rağmen Sarah biraz garipsedi. | Open Subtitles | لقد كنا نتسكع كلنا مع بعض ولكن ساره أصبحت تتصرف بطريقه غريبه وبالرغم من هذا كانت فكرتها |
| onun fikri olduğunu biliyorum ama sen de bir şekilde dahil olmuşsun. | Open Subtitles | وأعلم أنّها كانت فكرتها ولكن كان لكِ دور ما |
| Evet ama bahse girerim Manastır'a gitmek onun fikri değildir. | Open Subtitles | نعم، ولكنّي أُراهن أنّ العودة إلى الدير لم تكُن فكرته |
| Franklin açıklasın. onun fikri zaten. | Open Subtitles | فرانكلين سيشرحها لك انها فكرته علي اية حال |
| Şikago Üniversitesi'nde genetikçi olan Profesör Kolovi'ye sorarsanız, onun fikri farklı olacaktır. | Open Subtitles | إن سألت شخصاً مثل الأستاذ "كولوفي"، المتخصص بعلم الوراثة في جامعة "شيكاغو"، من المحتمل أن يكون لديه رأي مختلف. |
| Ben bunların onun fikri olduğuna dair onu inandırırken sen de yangın merdiveninden git. | Open Subtitles | لذا ,لم لا تخرج من مخرج الحريق ريثما احاول ان ان اقنعها انها كانت فكرتها |
| Aslında, bana cinsel taciz suçlamasının onun fikri olduğunu söyledi | Open Subtitles | في الحقيقة, هي أخبرتني ان التحرش الجنسي كانت فكرتها |
| ikinci olarak, bu iddianın onun fikri olmasının hiçbir şansı yok. | Open Subtitles | و ثانيا, استحالة ان تكون المحاكمة فكرتها |
| İkinci olarak, bu davanın onun fikri olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | و ثانيا, استحالة ان تكون المحاكمة فكرتها |
| Sane desem ki bunlar onun fikri. | Open Subtitles | ما رأيك إن أخبرتك بأنّها كانت فكرتها هي؟ |
| Bana öyle geliyor ki bir zaman sonra bu bizim değil, onun fikri olup çıkacak. | Open Subtitles | ولكنني أشعر أن شيء ما قادم لحظة ستكون هذة فكرتنا تصبح فكرتها |
| Bunu biliyor ama onun fikri değildi. | Open Subtitles | تعلم بأمرها حسنا لكن لم تكن فكرتها |
| Bu onun fikri, amcanın değil. | Open Subtitles | لا بدّ وإن هذه فكرتها و ليستْ فكرته |
| Planın zaten onun fikri olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لم الخطة أن تقول البداية من فكرتها تكن |
| Hatta, bunun onun fikri olduğunu düşünenler var. | Open Subtitles | بل، في الحقيقة، هناك من يقولون أن ما حدث كان فكرته هو شخصياً |
| Chuck'la her ne oluyorsa, onun fikri değildi. Benimdi. | Open Subtitles | مهما الذي يحدث مع تشاك لم تكن فكرته, انها فكرتي |
| Ve dün teklif ettiği Mariana'ya karşılık beni istediği takas bile onun fikri değildi. | Open Subtitles | وعملية المبادلة التي قام بها بالأمس ماريانا مقابلي لم تكن أيضاً فكرته |
| Bu ek iş onun fikri miydi, senin mi? | Open Subtitles | هل المهمّة الجانبيّة كانت فكرته أم فكرتك؟ |
| Onu avcumun içinde tuttum... ta ki iyi bir adam olduğuma inanana kadar... ta ki bunun onun fikri olduğuna inanana kadar. | Open Subtitles | امسكت به في راحة يدي حنى أنه صدق بأنني الرجل الجيد حتى أنه صدق بانها فكرته |
| Şikago Üniversitesi'nde genetikçi olan Profesör Kolovi'ye sorarsanız, onun fikri farklı olacaktır. | Open Subtitles | إن سألت شخصاً مثل الأستاذ "كولوفي"، المتخصص بعلم الوراثة في جامعة "شيكاغو"، من المحتمل أن يكون لديه رأي مختلف. |