"onun için" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالنسبة له
        
    • من أجله
        
    • لأجله
        
    • بالنسبة لها
        
    • لأجلها
        
    • من اجله
        
    • من اجلها
        
    • بالنسبة إليه
        
    • بشأنه
        
    • بشأنها
        
    • لهذا السبب
        
    • بالنسبه له
        
    • لصالحه
        
    • لحسابه
        
    • لَهُ
        
    Bu şekilde davranman doğru, ancak onun için aynısını söyleyemem. Open Subtitles سلوكك كان سليماً جداً لكن لا يمكننى الجزم بالنسبة له
    George benim için nedir bilmesem de, ben onun için ne olduğumu biliyorum. Open Subtitles بينما أنا لا أعرف ما يمثله جورج لي أعرف ما أنا بالنسبة له
    O Detroit için burada ve şimdi siz onun için arayın. Open Subtitles لقد خرج من أجل ديترويت و الآن يمكنكم الخروج من أجله
    onun için kurban olmadan önce şunu düşün bakalım Hazara: Open Subtitles قبل أن تضحى بنفسك لأجله فكر فى هذا أيها الهازاري
    onun için mükemmel bir eşsin. Komik ve kurnaz insanlara bayılır. Open Subtitles كنتَ لتكون مثالياً بالنسبة لها إنها تحب الرجال الطريفين غريبي الأطوار
    Çok sevinecek. Geçen sene babası panayırda bunu onun için kazanmıştı. Open Subtitles سوف تكون سعيده فوالدها فاز به لأجلها بالاحتفال العام الماضي ؟
    Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli. Open Subtitles أجل, و أيّاً كان هذا فهو مهم بالنسبة له كي أراه
    onun için seks sadece seks değildir. Bir samimiyet göstergesidir. Open Subtitles بالنسبة له , الجنس مجرد جنس , إنه إشارة المودة
    Ve garipti, çünkü, onun için her şeyin bittiğini biliyorduk. Open Subtitles كان الموقف غريب, لأننا علمنا بأنها كانت النهاية بالنسبة له
    Doktoru tehlikeye atan sizdiniz. Bu yüzden onun için yapacaksın. Open Subtitles كنت قد تعرضت للخطر بالنسبة له ، وليس بالنسبة لي
    Ama onun için çok önemli bir şey taşıdğını biliyordum. Open Subtitles لكنى عرفت انه يريد ان ينقل شىء قيم بالنسبة له
    Arkadaşım bana bunu verdi, çünkü eskiden onun için bazı işler yapmıştım. Open Subtitles صديقي أعطاني هذا التلفاز لأنني قمت ببعض الأعمال من أجله في الماضي
    Bugün baban onun için en iyi halinde olmanı isterdi. Open Subtitles وكان والدك سيرغب أن تكون بأفضل مظهر اليوم من أجله
    Küçük kardeşim onun için yapmayacağım şey yok ya da yapmayacağım fedakârlık yok. Open Subtitles أخى الصغير ، لا شيء لا أود فعله لأجله كُنت سأقدم أكثر تضحيات
    Bir şeye ihtiyacı olduğunda, onun için burada olacağımı söyle ona. Open Subtitles حسناً , أخبريه إذا كان يريد أي شيء فإنّي موجود لأجله
    Sonuçta onun için o mekan geçip gittiği bir yerdi. Open Subtitles ومع ذلك كانت بالنسبة لها مجرد غرفة تعبر من خلالها
    Benimle bu şekilde konuşamaz, onun için yaptığım onca şeyden sonra. Open Subtitles لا يمكنها التحدث إليَّ هكذا ليس بعد كل ما فعلته لأجلها
    onun için randevunuzu iptal ettiğinize göre özel biri olmalı. Open Subtitles لابد انه شخص مميز إذا كنتي ستلغين موعداً من اجله
    O dönemde her ikimiz de fena halde hamileydik ve ne kadar korktuğunu düşünerek onun için yüreğim sızlamıştı. TED لقد كنا في ذلك الوقت في فترة حملنا وقد انقبض صدري من اجلها تصوروا مدى الخوف الذي اعتراها حينها
    onun için yararlı bir aletten başka bir şey değilsin. Open Subtitles لا تعنين شيئاً بالنسبة إليه سوى كونكِ مجرّد غرض مفيد
    Artik onun için üzülme. O güvende. Takipçi bizim pesimizde. Open Subtitles لا تقلقي بشأنه الاَن , إنه بأمان والمتقصّي يلاحقنا نحن
    Kimsenin onu bulmasını istemiyor. Galiba onun için başka planları var. Open Subtitles لايفترض ان يعثر عليها احد اعتقد ان لديه خطط أخرى بشأنها
    Hakkımızdaki her şeyi biliyor. onun için evimizi o ağacın yanına yaptım. Open Subtitles أنها تعلم كل شئ عننا، لهذا السبب قد بنيت المنزل قريباً منها
    Yani, senin öldüğünü düşünmek onun için cehennemde olmak gibiydi. Open Subtitles أنـا أعني ، أن إعتقاده بوفاتك كان كالجهيم بالنسبه له
    Bisonnette birkaç yıldır arasıra onun için çalışıyormuş. Open Subtitles بيسونيت كان يعمل لصالحه بصورة متقطعة لبضع سنوات.
    Adamın, onun için çalışmayan adamları bile bize ateş açıyor. Open Subtitles جعل الناس الذين لا يعملون لحسابه حتى يطلقون النار علينا.
    Olaylar nasıl bu raddeye vardıysa da, onun için en iyi yer burası. Open Subtitles كَانَ أَنْ يُساعدَ على المَزَح. مهما كان أصبحنَا هنا، هذا أفضل مكانِ لَهُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more