| Üç kişi Kral'ın ormanında değişik, kanatlı bir yaratıkla karşılaşmışlar. | Open Subtitles | ثلاثة رجال حاربوا مخلوق غريب مجنح موجود في غابة الملك |
| Fırtınadan sonra, küçük bir kasabanın ormanında bulunmuş ölü bir evsiz gibisin. | Open Subtitles | حسناً، من الأفضل أن تكون متشرد ميت في غابة إحدى المدن الصغيرة |
| Bugünün ormanında veya Bugünün hayvanat bahçesinde. | Open Subtitles | في غابة معاصرة ، أو حديقة حيوانات معاصرة |
| Bir gün Oakland ormanında yürüyüş yaparken, kızım derenin içinde, içi kedi kumu dolu plastik bir leğen fark etti. | TED | بينما كنا نتنزه في غابات أوكلاند، لاحظت ابنتي وعاء بلاستيكيا مخصصا لفضلات القطط مرمى في جدول ماء. |
| Dünyanın en büyük karıncayiyeni bu yağmur ormanında yaşar, 40 kilo ağırlığındadır. | TED | أكبر آكل نمل في العالم يعيش في الغابات المطرية وهناك عنكبوت يزن 40 كيلوغرام. |
| Üyelerden biri, sadece yağmur ormanında yaşayan özel bir türle ilgili bir film gösterecekmiş. | Open Subtitles | النادرةِ والأنواع المعرَّضة للخطرِ وَجدتْ فقط في غابة الأمطار الإستوائيةِ. |
| Doktor, yağmur ormanında değiliz, dostum. | Open Subtitles | دكتور نحن لسنا في غابة الأمطار الإستوائية، |
| Sadece 1 hektarlık yağmur ormanında 250 tür ağaç yetişebilir. | Open Subtitles | الهكتار الواحد مِنْ غابة الأمطار الإستوائيةِ قَدْ يَحتوي بحدود 250 نوعِ من الشجر. |
| Bir yağmur ormanında hiçbir şey israf edilmez. | Open Subtitles | لا شيءُ يضيع هباء في غابة الأمطار الإستوائيةِ |
| Kral'ın ormanında izinsiz avlanmanın cezası ölümdür. | Open Subtitles | الصيد في غابة الملك هي إهانة عقابها الموت |
| Yoksa bu sadece bir yağmur ormanında olabilecek bir şey miydi? | Open Subtitles | أو كانت هذه فقط غابة مطيرة تحقق دلالة اسمها؟ |
| 4,500 Leh subay Rusya'nın Smolensk yakınlarındaki Katyn ormanında kafalarından vurularak idam edildi. | Open Subtitles | أُعدم 4500 ضابط بولندى برصاصة بالرأس فى غابة كاتيين بجانب مدينة سمولينسك فى روسيا |
| Sensiz bir kamp gezisine çıkıyor, sen de onu devlet ormanında takip etmek için bir av rehberi tutuyorsun. | Open Subtitles | لذلك انت توظف مرشدة صيد لتساعدك في مطاردتها خلال غابة حكومية |
| Fakat bunun gibi bir mongrov ormanında, hiçbir fikrim yoktu. | TED | أما في غابات المانغروف كهذه فليس لدي أية فكرة. |
| "Kaplan, kaplan ışıl ışıl parıldıyor gecenin ormanında. | Open Subtitles | أيها النمر، أيها النمر، المُتقد بالضياء في غابات الليل |
| Son on yılda bir sürü, açıklanamayan hayvan saldırısı olmuş... hepsi de Jersey ormanında. | Open Subtitles | لديهم ما يفوق العشرات من الحوادث غير المبررة لهجوم حيوانات خلال العشر سنوات الأخيرة جميعها في غابات جيرسي |
| Kör kertenkeleler, neredeyse her yağmur ormanında bulunur. | Open Subtitles | الـ سيـسيليان تتواجد تقريباً فى كل الغابات الإستوائيه |
| Birkaç hafta yağmur ormanında yürüyecek. | Open Subtitles | انها عالقة في الغابات المطيرة الاسبوعين المقبلين |
| Değerli ormanında nasıl bir kurbağa olmak isterdin, cadı avcısı? | Open Subtitles | أتحب أن تكون ضفدعاً في غابتك الغالية يا صائد السحرة؟ |
| Gün ortasında, yağmur ormanında hareketlilik azalır. | Open Subtitles | في منتصفِ اليومِ الحركات الصَغيرة في الغابةِ |
| - Şehrimizin ulu koruyucusu halkımıza yiyecek getirmek için ruhlar ormanında tehlikeye atılıyoruz. | Open Subtitles | , ياحارس مدينتنا العظيم سنغامر إلى براري الأرواح لنحضر الطعام إلى شعبنا |
| Bir kaç saat önce. Settler ormanında. | Open Subtitles | قبل ساعات مضتِ في غابةِ المستوطنِ |