"ormanlardan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغابات
        
    Büyükannemin hakkında hikayeler anlattığı ormanlardan geçiyordum. TED كنت اسير عبر الغابات الموجودة في حكايات جدتي.
    Ancak şu da var ki, bu kültürler, bu yerli kültürler, ormanlardan bile daha hızlı yok olmaktalar. TED ولكن أيضا، تلك الثقافات، تلك الثقافات الأصلية تتلاشى بسرعة تفوق سرعة تلاشي الغابات نفسها.
    Kuzeybatı Pasifik bölgesinde, doğal yaşlı ormanlardan yosun toplama iş alanı var. TED في شمال غرب المحيط الهادئ هناك صناعة كاملة من لحصاد الطحالب من الغابات قديمة النمو.
    ormanlardan doğmak ve zafer uğruna can vermek isterler. Open Subtitles أنهم يريدون أن ترتفع من الغابات ويموت في ميادين المجد
    Albay, ilaç alanında en büyük buluşlar dağlardan ve ormanlardan çıkar. Open Subtitles كولونيل ، الكثير من التطورات في الأدوية اتت من الجبال أو الغابات
    Herneyse, sanırım o zamandan beri ormanlardan pek hoşlanmıyorum. Open Subtitles على اي حال اظن حينها قررت انني لا احب الغابات
    Yaprak döken ormanların bahardaki tomurcuklanması, kozalaklı ormanlardan da, tropik yağmur ormanlarından da büyüleyicidir. Open Subtitles الزهور الربيعية للغاباتِ النفضيةِ لَيْسَ لها مثيل سواء في الغابات الصنوبرية العظيمة ، أَو الغابات الإستوائية.
    Verimli, yemyeşil ormanlardan yükselen sis dağlardan esen iç tazeleyen meltemler serin bir yağmur sonrası mis gibi kokan rüzgar ağaçlar, insanlık ve biz hayvanlar. Open Subtitles الرذاذ الندي المنبثق من الغابات الخضراء الخصبة الانتعاش لسفوح جبال الروكي رشة العطر الخلابة بعد هطول المطر
    Güney Amerika'ya yağmur ormanlardan çalınan ağaçları mı kaçırdıklarını düşünüyordun? Open Subtitles ظننت أنّهم يُهرّبون أخشاب الغابات المطيرة إلى أمريكا الجنوبيّة؟
    ormanlardan daha düşmancıl bir yaşam ortamı bu yüzden buradaki şempanzeler daha akıllı olmak zorundalar. Open Subtitles انه الموطن الأكثر عدائية من الغابات وبالتالي فإن الشمبانزي هنا يجب أن تكون أكثر ذكاء.
    Fareye her bir tık ve ekrana her bir dokunuşla birlikte dijital ormanlardan geçerek seyahat ettiğimiz her yere kişisel bilgilerimizin kırıntılarını bırakarak Hansel ve Gratel gibi oluyoruz. TED ومع كل نقرة فأرة وكل لمسة للشاشة، نكون مثل هانسيل وجريتيل نترك فتات خبز معلوماتنا الشخصية في كل مكان نعبره في الغابات الرقمية.
    Şu anda iklim ve ormanlar arasında başka bir ilişki daha var. 2008 yılında buna takıldım ve bu kariyerimi ormanlardan ziyade iklim değişikleri çalışmalarına doğru değiştirdi. TED الآن, هناعك علاقة اخرى بين المناخ والغابات. وهذا السبب الذي شدني في الـ2008 وجعلني اغير مسيرتي المهنية من الغابات الى التغيرات المناخية.
    Beş mil boyunca, sık ormanlardan geçersin.., ...kum kapanlarından, ip duvarlardan, engelli yarışlardan denge krişlerinden ve bir labirentten. Open Subtitles يدعى بالتحدي, إنه عبارة عن خمسة أميال خلال الغابات الكثيفة و أفخاخ رملية, و أحبال و عقبات الجدران و خشبات التوزان و متاهة, و بعد كل هذا
    şimdi tek düşündüğü açık kalp ameliyatı yapabilceği ... ormana nasıl döneceği bir çakıyla.ve sen ormanlardan nefret edersin. Open Subtitles حيث يمكنه اجراء جراحة قلب مفتوح بقلم كالسكين انتي تكرهين الغابات حتى تكرهين العشب اعتقد انه يكافح مع المسار الذي لم يختاره
    En ıssız ormanlardan, En kurak çöllerden, Open Subtitles من الغابات العميقة و الصحراء الجافة،
    Balta girmemiş ormanlardan büyülü ağaçlıklara. Open Subtitles من الغابات الجامحة إلى أدغال السحر
    Benim veletler de ormanlardan çok korkardı. Open Subtitles نعم كان أطفالي معتادين... على الذعر من الغابات كذلك
    Avrupa'da ırkımızı şekillendiren dünya gibi bir dünya olacak. ormanlardan, dağlardan ve göllerden oluşan bir dünya. Open Subtitles "سيغدو عالما مثل الذي سَبكَ َعرقنا في أوربا تتبطنه الغابات ، الجبال و البحيرات"
    Bütün ormanlardan daha büyüktür. Open Subtitles هذه أكبر الغابات على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more