"otel odasında" - Translation from Turkish to Arabic

    • في غرفة الفندق
        
    • في غرفة فندق
        
    • بغرفة الفندق
        
    • فى غرفة الفندق
        
    • بغرفة فندق
        
    • فى غرفة بفندق
        
    • في غرفتها بالفندق
        
    • غرف الفنادق
        
    • غرفة فندق في
        
    • غرفته في الفندق
        
    • غرفه الفندق
        
    • فى غرفة أحد الفنادق
        
    • الغرفة الفندقية
        
    • فى غرفته بالفندق
        
    • غرفة الفندق طوال الوقت
        
    Güvenlik yetkisine sahip olan bir kişi otel odasında bir şey bırakmaz. Open Subtitles أي أحد مصرّحا أمنيا سيعرف بألا يترك أيّ شيء في غرفة الفندق
    - Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. Open Subtitles لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول
    Birisi, bir otel odasında fotoğraflarını çekmiş ve sen hap kullanıyorsun. Open Subtitles شخص ما التقط صور لك في غرفة فندق وأنت تتعاطى المخدّرات
    Cannon'ın bir otel odasında bir öğrenci ile görülmesi kovulması için yeterli olmalı Open Subtitles مجرد القدوم لمقابلة طالب في غرفة فندق لابد أن يكون كافيا لطرد كانون
    Vay, beni bir otel odasında seks yapmadan evvel terk edip giden ilk erkek de buradaymış. Open Subtitles حسناً,أليس أنت الرجل الوحيد, الذي رحل عني بغرفة الفندق قبل ممارسة الجنس
    Arkamdan o otel odasında neler yaptıklarını biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف ماذا كانوا يفعلون فى غرفة الفندق من ورائى؟
    - Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. Open Subtitles لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول
    otel odasında bu silahla eşleşen bir şey bulduk mu? Open Subtitles إذاً هل طابق أيّ شيء وجدناه في غرفة الفندق السلاح؟
    otel odasında kavga etmiştik, ve ardından dört gün konuşmamıştık! Open Subtitles عندما تشاجرنا في غرفة الفندق ولم نُحدّث بعضنا لأربعة أيام؟
    Dylan, bu öğleden sonra gördüğüm bir kadın otel odasında ölü yatıyor çünkü Cam ve ben bir şeye çok fazla yaklaştık. Open Subtitles يا ديلان، امرأة رأيتها بعد ظهر هذا اليوم, كاذبه وجدت ميته في غرفة الفندق لأنى وكام كنا قريبين جدا من شيء ما.
    Kasvetli otel odasında suskundular. Nedenini bilmeden birlikte oldular. Open Subtitles كانا صامتين في غرفة الفندق الكئيبة لكنهم تضاجعا
    Portland'da bir otel odasında tek başına, arkadaşsız, yalnız başına oturmak... Open Subtitles جالسا في غرفة فندق في بورتلاند بمفردك تماما، بلا أصدقاء، وحيدا
    Buffalo'da olmaktan kötü bir şey varsa o da bir otel odasında parmağını göt deliğine daha ne kadar sokabileceğini öğrenmeye çalışmaktır. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يعد أسوء من التواجد في بافلو هو التواجد في غرفة فندق محاولاً إيجاد إلى أي مدى تستطيع إدخال أصبعك
    otel odasında terk ettiği sizinkilerden daha küçük bir kızı var. Open Subtitles لديه فتاة صغيرة اصغر من ابناءك تركها في غرفة فندق وذهب
    Boston'da bir otel odasında uyandım, aklımda tek şey vardı: Diş ağrısı. TED أستيقظ في غرفة فندق في بوسطن ولا أفكر سوى بشيءٍ واحد ألم أسناني.
    Eğer bir otel odasında olsaydık ve sen de oda servisinden bir şey isteyebilecek olsaydın çikolatalı pasta, çilek ya da sıcak bal. Open Subtitles لو كُنا بغرفة الفندق و كانَ لكِ أن تطلبى شيءً من خدمات الغرف. أستكونكعكةالشيكولاتة،أم مخفوقالفراولة، أم العسل الدافيء؟
    Onu Noel arifesinde o küçük, pis otel odasında tek başına bırakmayı mı tercih ediyorsun? Open Subtitles هل تريدين حقا تركها تقضى عشية الميلاد وحدها فى غرفة الفندق الصغيرة القذرة ؟
    Ben, bir otel odasında fahişe beklediğini karına söylemeyecek olan kişiyim. Open Subtitles أنا التي لن تخبر زوجتك أنّك بغرفة فندق بإنتظار عاهرة.
    Bir otel odasında, yastıksız, perdesiz, TV'siz. Open Subtitles فى غرفة بفندق بلا وسائد، أو تليفزيون أو ستائر
    Annen ve baban otel odasında tek başlarına sence orada ne yapıyorlardı? Open Subtitles أمك وأبيك بمفردهما ...في غرفتها بالفندق ماذا تعتقدينهم كانوا يفعلون؟
    "Avrupa Parlamentosu'nun bir Alman üyesi otel odasında ölü bulundu." Open Subtitles عضو الماني في" البرلمان الاوروبي وجد ميتاً في احدى " غرف الفنادق
    O yüzden otel odasında uyurken telefonunu kopyaladım. Open Subtitles فنسخت بيانات هاتفه أثناء نومه في غرفته في الفندق
    Sağdaki, Michael Elliot'ı otel odasında öldüren kurşun. Open Subtitles الرصاصه على اليمين هى التى قتلت مايكل إيليوت فى غرفه الفندق.
    Bu sefer sözümü bitireceğim. O gece otel odasında Skipper... Open Subtitles فى هذا الوقت سأقوم بانهاء هذه الليلة فى غرفة أحد الفنادق
    Ya sonuncusu? "Austin'deki otel odasında ne bırakmıştın?" Open Subtitles والأخير؟ ماذا تركت في الغرفة الفندقية في (أوستن)؟
    otel odasında hiç bir kişisel eşyası yoktu. Open Subtitles لم يكن هناك أي شئ وكأنه وحيد فى غرفته بالفندق
    Kumarhaneye inip beni otel odasında yalnız bıraktığın... zamanı mı anlatıyorsun? Open Subtitles هل تتحدث عن الوقت الذي تركتني فيه في غرفة الفندق طوال الوقت بينما أنتَ في الكازينو؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more