"otoritesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • سلطة
        
    • سلطته
        
    Bu uğursuz başlangıçla Golding’in anlatımı, yetişkin otoritesi olmadan iş birliğinin nasıl mahvolduğunu açığa çıkarır. TED من هذه البدايات المشؤومة، يكشف سرد غولدنغ مدى سرعتهم في التعاون في ظل عدم وجود سلطة من الكبار.
    Tabii ki, Ordu'nun sizin üzerinizde bir otoritesi yok, beyler. Open Subtitles بالطبـع الجيـش ليس لديـه سلطة عليكم أيّهـا السـادة
    "...kendi alanında dünyanın en önemli otoritesi olduğunu kanıtlıyordu." Open Subtitles بأن السجين المعمر كان سلطة العالم الأولى في حقله
    Devletin halk üzerindeki otoritesi, savaş kudretine bağlıdır. Open Subtitles سلطة الدولة على شعبها تقوم على قوتها الحربية
    An itibariyle yaşamın tüm katmanlarında, ordu ve siviller üzerinde otoritesi vardı. Open Subtitles حتى الآن إمتدّت سلطته إلى كلّ سمات الحياة ، العسكريّة والمدنية
    Nedense, onun otoritesi sayesinde, çalışanlar daha iyi hissetmemişti. Open Subtitles و مع هذا شكراً لتعدي سلطته الموظفين لم يشعروا بحال أفضل
    Sevgili dostum, Majisteryum'un her yerde otoritesi vardır. Open Subtitles يارفيقي العزيز، السلطة التعليمية لها سلطة في جميع الأنحاء.
    Bir şey yapacak otoritesi yok. Open Subtitles ما يقوله .. ليس لديه أي سلطة لفعل أي شىء
    Yerleşik kilisenin beli kırılmıştı. otoritesi asla gerçekten iyileşmedi. Open Subtitles تلقّت الكنيسة الراسخة الثوابت ضربة قاسمة, ولم تعد لها سلطة بعد لذك.
    Yeni Protestan hareketi Kilise'nin otoritesi dışındaki bireyin rolünü vurguluyordu. Open Subtitles الحركة البروتستانتية الجديدة أكدت على ور الإنسان الفرد خارج سلطة الكنيسة
    Bizimle Vampir otoritesi'ne gelmelisin. Open Subtitles اريدك ان تأتي معنا الى سلطة مصاصي الدماء
    Ama çürüyen et için mücadelede bile Daspletosaurus'un otoritesi mutlaktır. Open Subtitles لكن حتى في التقاتل على اللحم المتعفّن فإن سلطة الديسبليتوصورات مُطلقة
    Milletimizin dünyanın her yerinde hüküm süren ahlaki otoritesi üzerinde başkanın davranışlarının sebep olduğu yıkıcı etkiyi anlatan makalenizden epey hoşlandım. Open Subtitles بل على العكس، لقد استمتعتُ بافتتاحيتك عن الآثار المدمّرة لسلوك الرئيس على سلطة وطننا الأخلاقية حول العالم
    Tanashili'nin hiçbir otoritesi olmadığını herkese göstermelisin. Open Subtitles تأكدي من جعل سلطة تان سيري تتبخر في الهواء
    Böylece, toplum sağlığı ve çevre için tehdit oluşturan bir unsurun örtbas edilmesi için ilk defa bilimin otoritesi kullanılmış oldu. Open Subtitles كانت هذه واحدة من أولى المرات التي تم إستخدام سلطة العلم فيها للتستر على خطر يهدد الصحة العامة والبيئة
    Duruşmadaki herkes erkek otoritesi altında hamile olmanı istiyor. Open Subtitles ‫جميع من في المحكمة ‫يريد منكِ أن تكوني حاملاً ‫تحت إشارة من إبهام ‫سلطة الذكور
    Muhafazakar bir Cumhuriyetçi olarak, kanımca, devlet otoritesi gereksiz yere gasp edilmemeli. Open Subtitles بصفتي جمهوري محافظ، أظن أن سلطة الولاية يجب ألّا تنتهك دون أيّ داعِ.
    Normalde bir diktatörün sahte otoritesi altında hareket eder. Open Subtitles عادة يعمل تحت سلطة بعض الدكتاتورية الوهمية
    Bir Sparta kralı insanlarının otoritesi olmadan hareket edemez. Open Subtitles -ان اى ملك اسبرطى لا يستطيع التصرف بدون سلطته على شعبه
    Ama otoritesi azalmakta ve arkasını döndüğü an dişileri genç erkeklerin cazibesine kapılıp uzaklaşıyorlar. Open Subtitles لكن تقلّ وطأة سلطته ...وفي غفلته قامت الذكور الأصغر بإغواء إناثه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more