"oturduğumu" - Translation from Turkish to Arabic

    • جالسة
        
    • جلوسي
        
    • أسكن
        
    • أقيم
        
    • اسكن
        
    • إقامتي
        
    • جلست
        
    - Ne demek istiyorsun, çocuklarım sarhoş olurken benim öylece oturduğumu mu? Open Subtitles - ما الذي تقولينه , -أني كنت جالسة هكذا و أبنائي يثملون؟
    Tekerlekli sandalyede oturduğumu hatırlıyorum ne yapacağımı şaşırmıştım, Open Subtitles و اتذكر اني كنت جالسة على كرسي متحرك و افكر بما افعل
    Yatağının başında oturduğumu hatırlıyorum uyanırdı ve öyle ağrısı olurdu ki tek yapabildiği adımı haykırmak olurdu. Open Subtitles أنا أتذكر جلوسي إلى جوار فراشها عندما استيقظت بغتةً على ألم رهيب وكان كل ما أمكنها فعله هو الصراخ باسمي
    Soğuk zeminde oturduğumu ve kulaklarımı tıkayıp... küçük bir çocuk gibi korktuğumu hatırlıyorum... ama hâlâ tüm sesleri duyabiliyordum... ve sonra her şey bir anda durdu... ve Evan banyodan içeri girdiğinde, artık kendisinde değildi. Open Subtitles ..أتذكر جلوسي على الأرض الباردة وفقط طفل صغير خائف ..ولكنني كنت قادر على سماع
    Bence bu harika, çünkü herkese bir ajanın karşısında oturduğumu söyleyebilirim. Open Subtitles أعتقد أن هذا رائعا ، بإمكاني أن أخبر الجميع أني أسكن أمام جاسوس
    Çünkü nerede oturduğumu bilmesini istemedim. Open Subtitles ـ لأنني لا أريده أن يعرف أين أقيم ـ ماذا؟ لا أريده أن يعرف أين أقيم
    Hayır, öyle değil. Sadece, sana nerede oturduğumu söylemek istemedim. Open Subtitles لا , ليس كذلك , انا فقط لم ارد ان اخبرك اين اسكن
    Nerede oturduğumu, burcumu, Cumartesi ne yaptığımı öğrenmen gerekmez. Open Subtitles و لا تحتاج لمعرفة مكان إقامتي و ماذا سأفعل في أمسية السبت
    Onu çitliğinden aramadan önce, ofisimde oturduğumu, hatırlıyorumda, kendime şöyle demiştim, sadece 10 yaşında, ama hadi bunu gerçekleştirelim! Open Subtitles أتذكر ذلك اليوم كنت جالسة على مكتبي، قبل أن اتصل بمزرعته وقلت لنفسي، إنّه في العاشرة من عمره
    arkadaşlarıma söyleyecem... yanında oturduğumu George Hamilton'ın! Open Subtitles يا الهي! انتظر حتى أقول لأصدقائي انى كنت جالسة بجوار جورج هاملتون!
    Sosis yemeğinizden biraz tatmak için oturduğumu söyledim. Open Subtitles لقد قلت أنني كنتُ جالسة أتناول السجق
    Bu merdivenlerde oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنّني أتذكّر جلوسي على السلالم.
    Yolcu koltuğunda oturduğumu hatırlıyorum, sessizce yol alıyorduk, koltuğa olabildiğince gömülmüştüm, hayatımda ilk defa, birilerinin benim Müslüman olduğumu öğrenmelerinden korktum. TED وأتذكر جلوسي في مقعد الركاب ونحن نتحرك في صمت، منكمشة في مقعدي قدر ما استطعت، لأول مرة في حياتي، خائفة من أن يعرف أي أحد أنني مسلمة.
    Eğer benimle konuşmak istersen Peder, nerede oturduğumu biliyorsun. Open Subtitles إذا كنت ترغب في التحدث معي، أبتي تعرف أين أسكن
    Kimse nerede oturduğumu bilmiyor. Open Subtitles لا أحد يعرف أين أسكن الآن
    JJ, neredeyse ölüyordum. Hangi sokakta oturduğumu bile zar zor hatırlıyorum. Open Subtitles (جى جى) ، لقد كدت أن اخسر حياتي ، وبالكاد أتذكر لاشارع الذي كنت أسكن فيه
    Diğer yandan da Beyin Cerrahı dışarıda bir yerde ve nerede oturduğumu biliyor. Open Subtitles "من ناحية أخرى، لا يزال جرّاح الأدمغة طليقًا" "ويعرف أين أقيم"
    Nerede oturduğumu biliyor olmalısın. Open Subtitles أفترض بأنّك تعلم أين أقيم
    Evim! O herif nerede oturduğumu biliyor. Open Subtitles منزلي يا رجل ، هذا الوغد يعلم اين اسكن
    Nerede oturduğumu, burcumu, Open Subtitles لا تحتاج ان تعرف اين اسكن او ما هو برجي
    Koltuğumun ön tarafında, düşmemek için kendimi tutarak oturduğumu hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر أني جلست على حافة مقعدي في السينما حتى لا أسقط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more